Gözlerimi araladığımda tanıdık bir koku yüzüme çarptı. Yastığa daha fazla sokuldum. Üşüyordum. Ellerimi etrafıma sardığımda olanları düşündüm. Banyodan beni kucağında çıkarışı yatağa yatırışı her cümlesinden sonra yanında olacağım demesi. Yavaşca yataktan doğruldum. İç çamaşırlarımı ararken sandalyenin üzerinde duran siyah bir takım gözüme çarptı. Elime aldığımda bir not olduğunu gördüm.
"Seninkiler ıslaktı. Bunları giymen için aldım!"
Gülümseyip üzerime geçirdim. Üzerime olmuştu. bir şey giymek için dolabı açtım. Onun kıyafetleri beni karşıladı. Gri bir t-shirt alıp kollarıma geçirdim. Bir takım elbisesi kuru temizleme poşetinin içindeydi. Üzerinde yazan kağıda baktım. 'Harry STYLES'
Harry... Adı Harry'di. Gülümseyip dolabı kapattım. Saçlarım hala ıslaktı. Elimle dağıtıp kapıyı açtım. Merdivenlerden inmeye başladım. Mutfağa yaklaştığımı kokudan anlıyordum. Arkadan onu gördüğümde kalbimdeki çarpıntıya anlam veremedim. Üzeri yine çıplaktı.
"Uyanmışsın!"
Yavaşça içeri yürüdüm ve masaya oturdum. Önüne dönüp önüme tabağı bıraktı. Karşıma oturduğunda gözlerimi tabağıma diktim. 2-3 gündür hic bir şey yemiyordum. Karnım açtı ama yiyemiyordum.
"Neden yemiyorsun?"
Kafamı hayır anlamında salladım.
"Beğenmediysen başka bir şey yapabilirim!"
Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Yosun yeşili gözlerini bana dikmişti. Saçları dağılmıştı.
"Yemek istemiyorum!"
Başını anlayışla salladı.
"O zaman sohbet edelim! Bana soru sormak ister misin?"
"Beni neden hastaneye götürmediniz?"
Saçlarını karıştırdı.
"Savunmasızdın ve bir nedenin vardı."
Başımı salladım.
"Başka bir soru sormak ister misin?"
"Hayır!"
"Peki.! Ben sana soruyorum ozaman.. Annen yani onu bana biraz anlattın. Hala onu bekliyor musun?"
Anne sözcüğünü duyduğum an konuya daha fazla odaklanmıştım. Ben sevgisiz büyümüştüm. Bekleyerek, umut ederek, sevgiye muhtaç... Ama gelmemişti işte.
"Beklemek... Beklemek şimdi hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız!"
"Peki ya umut?"
"Umut... Umut simdi hiç görmeyen birine gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız!"
Gözüme dolan yaşı serbest bıraktım. Saçımdan damlayan su damlalarına karıştı. Ölüm de böyle değil miydi? Ağlamak kadar kaçınılmaz, sevmek kadar acı verici...
"Size her şeyi anlattım. Bana çarptığınız için vicdanınızı dindirdiyseniz ben artik gitmeliyim!"
Masadan kalktım. Hızlıca yanıma geldi. Bileğinden tutup beni kendine çekti. Burunlarımız birbirine sürtüyor , bedenlerimiz alev alıyordu. Gözlerimi kapattım. Elleriyle ıslak saçlarımı geriye itti. Yüzünü boynuma gömdü. Islak ve edepsiz öpüşleri bacaklarımın beni taşımasına engel oluyordu. Ellerimi göğsüne koydum ve güç aldım. Bacaklarımı tutup beni kucağına aldı. Kollarımı boynuna sardım. Kendimi yukarı çektim. Merdivenlerden çıkarken boynumda öpecek yer kalmamıştı. Damarımın olduğu yeri ısırdığında sessizce inledim. Hızlanarak odaya çıktı. Beni yatağa bıraktığında altını çıkarmıştı bile. Gözlerime dolan yaşları serbest bıraktım. Üzerime eğilip ellerimi iki yana sabitledi. Tirnaklarımı tenine geçirdim. Ellerinin üzerinde iz kalacağından emindim. Dudakları yavaşca yukarı çıktı. Yanaklarımdan süzülen her yaşı tek tek öptü. Dudaklarıma geldiğinde gözlerime bakıp izin istedi. Ellerimi ellerinden kurtarıp yanaklarında gezdirdim. Yeni çıkan sakallarını okşadım. Kendimi ileri atıp onu ben öpmüştüm. Kollarını boynuna doladim. Yumuşak ve ıslak öpüşmemize göz yaşlarım karışıyordu. Elleri çıplak belimi bulduğunda t-shirt un eteklerinden tutup çıkardı. Südyen ve külotla kaldığımda utanmıştım. Ama şuan ne yeri ne sırasiydi. Dudakları yavaşca aşağı inmeye başlamıştı. Südyenimden çıkan göğüsümü öptü. Elleri südyenimin kopçasını bulduğunda titredim. Beni sakinleştirmek istercesine karnına masaj yapıyordu. Parmakları külodumun lastiğini bulduğunda ellerimle saçını okşadım. Dudakları H harfine geldiğinde her zamanki gibi canım yanmıştı. Sesli bir şekilde inledim. Harry korkmuştu. Gözleri beni buldu.
"Bu ne?"
Güldüm. Bu gülme acı içeriyordu.
"Annemin hediyesi. Harmony'nin H si çok acı verici degil mi efendim? Beklemekten bıktığın insanı her zaman vücudunda taşımak!"
Yanıma uzandı. Elleri beni sarmaladı. Çıplak vücuduma masaj yapıyordu. Rahatlatmak istiyordu.
"Shh! Bunları düşünme! Ben yanındayım!"
Güldüm.
"Babacık hep yanımda!"
Kaşlarını çattı. Sonrasında bir kahkaha attı.
"Babacık mı? Sevdim bunu. Prenses ve babacığı!"
Güldüm. İlk defa uykuma huzurlu bir şekilde yatıyordum.
"İyi geceler babacık!"
"İyi geceler prenses!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Say My Name "Daddy" ||H.S.
Fanfiction"Uslu bir kız ol ve babacığa istediğini ver Julia!"