Eve girdiğimizde burayı 1 aylığına kiralamak için ne kadar odedigini merak etmiştim. Çok büyük ve ihtisamliydi. Filmlerde kapının önünde oturan aslanlar bile vardı. Evin içinde göz gezdirdim. Bir şömine vardı. 2 katlıydı. Alt katta mutfak bir salon ve bahçe vardı. Üst katta odaların olduğunu düşünüyordum.
"Odanı seçtin mi? Yoksa isteyen istediği odayı alacak mı?"
Bana bakıp kaşlarını çattı.
"Evi ben de Bilmiyorum. Gel yukarı çıkalım istediğin odayı alırsın!"
Waow! Baya centilmence... başımla onay verip merdivenlerden çıkmaya başladım. Yukarısı çok aydınlıktı. 3 kapı vardı. 2 oda bir tuvalet olmalıydı. Bu ev dışarıdan neden büyük gözülmüştü ki?
"Şey bir şey sormak istiyorum. Bu ev dışarıdan daha büyüktü?"
Guldu ve saçlarımı karıştırdı.
"Yan tarafta birileri oturuyor zaten. Ama uzun zamandır kimse gelmemiş. Rahatız yani!"
Şimdi anlamıştım. İki tarafliydi. Mantıklı diye düşündüm. Kocaman ev sonuçta ikiye bolunce ikiye katlanır bir para elde edilir. Kafamdaki deli soruları kenara bırakıp odanın kapısını açtım. Eski odama benziyordu. Bir yatak, ayna, dolap ve çalışma masası.. klasik genç kız odası gibiydi. Sadece renkler farklıydı. Gri ve siyahın hakim olduğu odada perdeler de siyahtı. Asla güneş girmez. Tanrım burda depresyona girilir...
"Beğendin mi?"
Başımı salladım. Bavulum yoktu. Giyecek bir şeyim de yoktu. Öylece odaya girdim ve yatağa oturdum. Lincoln beni izliyordu. Bavulum olmadığını yeni anlamış olmalıydı.
"Bavulun?"
Net cevap verdim.
"Yok!"
Gülümsedim. Başını kaşıyıp o da gülümsedi.
"Pekii! Ne giyeceksin?"
Evet ne giyecektim. Bunlarla bir ay idare etmem saçma olurdu.
"Bilmem ayarlarım bir şeyler!"
Kahkaha attı.
"Çarşafları kesip elbise dikecegini düşünmüyorum. Bir prenses değilsin ve biz de bir masalda değiliz!"
"Prenses" Bir prenses değildim. Olamazdım. Başımla onayladım.
"Pekala bay geveze bir fikir önerin ozaman. Ne giyebilirim!"
"Bana kalsa çıplak gezebilirsin. Beni dert etme zaten lezbiyensin sana dokunmam!'
Gülmemek için kendimi zor tuttum. Hala lezbiyen olduğumu düşünüyordu.
"Bırak gevezeligi de çözüm üret! Hadi seni bekliyorum! Her şeye bir fikrin var buna da olmali!!!."
Başını kaşıyıp düşünür gibi yaptı.
"Hmm. Bir süre benim kıyafetlerimle idare edebilirsin!"
Mantıklı ama o da bavul getirmemisti.
"Senin de bavulun yok ki?"
Güldü ve beni yataktan kaldırıp dolaba sürükledi. Açtığında boş olduğunu gördüm ve kahkahamı tutamadım.
"Evet şimdi senin de kıyafet sorunun var!"
Düşündü.
"Hayır benim eşyalarımı diğer odaya yerlestirmisler. Şey kıyafet ve diğer eşyalarımı onceden göndermiştim. Temizlik yapmayı hiç sevmem de!"
Başımı salladım. Aha kural bir!
"O zamaaan kural 1 herkes pislettigi yeri kendi temizler!"
Başına vurup ağlar gibi yaptı.
"Kurallar birazdan mavi kafa şimdi gel de kıyafet sec!'
Diğer odaya yöneldiğinde ben de onu takip ettim. Kapı açıldığında dışariya müthiş bir parfüm kokusu yayıldı.
"Mmm işte burasının benim odam olduğu çok belli!"
Ukala! Ukala, pis, geveze, ahmak...
"Içinden ukala dediğini biliyorum mavi kafa. Fazla konuşma da seç Hadi!"
Dudağımı buruşturup taklidini yaptım.
"Içindin ikili didigini biliyirim mivi kifi. Fizli kinismi di sic hidi!"
Güldüm.
"Seni duyabiliyorum mavi kafa!"
Göz devirip dolabı açtım. Genellikle siyah ve lacivertten oluşuyordu. Bana uyardı. Kiyafetsiz kalmaktansa diye düşündüm. Dikkatimi siyahların arasında sırıtan pembe bir kazak çekmişti. Onu da aldım. Bir kaç tane de boxer ve eşofman altı aldığımda tamamdı.
"Ben hallettim."
Üzerini çıkarıyordu. Çığlığı basıp gözlerimi kapattım. Kural iki!
"Kural 2 birbirimizin önünde soyunmuyoruz!"
Kahkahası odayı doldururken ben de gülüyordum.
"Tamam hadi çık. Duşa giricem. Senin odanda tuvalet yok ama hemen yanında var orası senin olabilir."
"T-Tamam teşekkürler!"
Hızla odadan çıktım. Bu neydi simdi? Önümde soyunmak da neyin nesiydi? Ah salak Julia! Lezbiyen bir kızın önünde soyunsa Kaç yazardı? Şu lezbiyenlik olayını da halletmem lazımdı.
Odaya girip her kıyafeti özenle yerleştirdim. Duşa girmem gerekiyordu. Siyah boxer ve su pembe sevimli kazağı yanıma aldım.
Sıcak su bedenime yavaş yavaş yayılırken Harry'i düşünüyordum. Beni her an bulabilirdi. Ondan korkmuyordum. Korkmak istemiyordum. Yakında ölecektim. Bu ikimiz içinde daha iyi olmuştu. Beni kurtarmaya çalışırken kendini bitirecekti. Ben olurken yanıma onunda alamazdım. Bebeğimin canına kiymistim zaten. Daha fazlasına gerek yoktu.
Sonunda cikabildigimde buğulu aynayı sildim. Saçlarımın boyası akmıştı. Hafif griye dönüyordu. Ve bunu benim hoşuma gitti. Değişik... Bir daha boyarsam pembe yapacağımı aklıma kazıdım. Saçlarımı kurutup yukarıdan dağınık bir topuz yaptım. Vücudumu kurulayıp siyah boxer i altıma geçirdim. Dar olduğundan tayt gibi olmuştu. Zaten çok kısa değildi. Sudyenimi de giydiğim de ikisininde siyah olması takım gibi durmuştu. Pembe kazağın kalıbı Lincoln'a küçüktü. Bana olurdu. Giydiğimde çok yakıştığını fark ettim. Çok tatlı olmuştum. Banyoyu temizleyip çıktım. Kapısı açıktı. Büyük ihtimal aşağıda yiyecek bir şeyler hazırlıyordu.
"Lincoln??!"
Bir kaç saniye sonra aşağıdan ses geldi.
"Yemek hazırlıyorum. Giyinince gel!"
Yavaş yavaş merdivenlerden indim. Mutfağın kapısında durup onu izledim. Yakışıklı denebilirdi. Ama bir o kadar da okuzdu.
Bana doğru döndü ve gülümsedi. Gözleri üzerimde dolastiginda yavaş yavaş kaşları çatıldı ve yanıma yaklaşmaya başladı
"Çıkar şunu hemen!"
Pembe kazağı işaret ettiğinde kaşlarımı çattım
"Neden? Çok tatlı bir kazak!"
"Çıkar dedim hemen!"
Sesi yükseldiğinde Lanet olası göz yaşı damarlarım işleve geçmişti. Birinin bana bağırmasına dayanamıyordum.
Hızla üzerimdeki kazağı çıkarıp yüzüne fırlattım.
"Lanet olsun!. Seninle aynı evde kalmayı kabul eden Julia nin aklına Lanet olsun!"
Hızla merdivenlerden çıktım ve odaya girip kapıyı çarptım. Bana bağırması kalbimi kırmıştı. Yatağa uzandım, göz yaşlarımın yatağa akmasına izin verdim
"Octavia? Açar misin?"
Burnumu çekip ağladığımı belli ettim. Ardından yüksek volume ile bağırdım
"Defol git Lincoln!!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Say My Name "Daddy" ||H.S.
Fanfiction"Uslu bir kız ol ve babacığa istediğini ver Julia!"