feeling good⊙24

5.6K 78 4
                                    

Evin içine girdiğimizde bir saraya geldiğimizi düşündüm. Tanımadığım bir insanla sarayda ne kadar yasanabilirse Tabi. Harry belimden tutup yavaşça içeri soktu. Kafamdaki dikişler hala yeniydi. Dikkatli olmam için doktordan yediğim azar sonucu temkinli davranıyordum.


Salona doğru ilerlediğimde salonunda ev kadar geniş olduğunu gördüm. Harry yukarı bavulumu koymaya gitmişti. Peşinden gidip odamı merak ediyordum. Bir kapının önünde durdu ve anahtarla kilidi açtı.

"Odanı yeniden düzenledim. Eski hiç bir şey kalmasın istedim. Umarım beğenirsin!"


Odada göz gezdirdiğimde pudra rengi yatak , pencerenin önünde açık mavi bir tekli koltuk ,Güzel bir çalışma masası , kelebek detaylarıyla süslü bir boy aynası, yatağımın basligindada prenses tacı olduğunu gördüm. Baya zevkle dizayn edilmiş gibiydi. Harry e dönüp gülümsedim.


"Çok beğendim , Teşekkür ederim. Yani hatırladığım her şey için."

Başımı öne eğip ellerimle oynamaya başladım. Eskiden sevgiliydik demişti. Yani şuan onu öpmemi bekliyor olabilirdi. Ama bunu yapamazdım. Ona karşı bir duygu beslemiyordum. Bu konuda anlayış göstermesini daha önce dile getirmiştim.

Parmakları çenemi buldu ve yavaş yavaş gözlerine bakmamı sağladı. Yesilleri benimkilerle buluştuğunda gülümsedi.


"Utanma prenses. Bunlar benim için bir zevkti. Beğenmene sevindim. Şimdi dinlen, Ben de sana yemek hazırlayayım Tamam mi?"


Başımı salladığımda güldü. Bavulumu içeri sokup beni odada yalnız bıraktı. Yatağa doğru ilerledim. Üzerine oturduğumda yumuşak olduğunu fark ettim. Tüy gibiydi. Kendimi arkaya doğru attım. Hatırladığım şeyler bir elin parmaklarını geçmezdi. Onlarda şimdi yasadiklarimdi zaten. Neden eskiyi hatırlamıyordum ki? Belki de Harry 'e karşı olan duygularımı da hatırlardım. Şimdi her şey boştu. Her yer boşlukta. Nereye yürüsem acaba daha önce buraya geldim mi diye düşünüyordum. Yataktan kalkıp üzerimdeki hastane kokulu kıyafetleri çıkardım. Odamın içinde banyo da vardı. Içeri adımladım. Burası da pudra pembesi ve açık maviyle dekore edilmişti. Küvetin beyaz yerine pespembe olması ilgimi çekmişti. Aynanın önüne geldiğimde durdum. Yüzüm çökmüş gibiydi. Saçlarım birbirine girmişti. Aynanın yanındaki dolapları kurcaladigimda turkuaz rengi saç boyası olduğunu gördüm. Madem eski halimi hatırlamıyorum o zaman yeni bir kişilik yaratırım. Saçlarımı salıp uclarindaki sarı acikliklarda göz gezdirdim. Hafif kırılmıştı. Çekmeceden bulduğum makasla bellerimdeki saçlarımı dirseklerime kadar kesmeye başladım. Işlem sonlandiginda mavi boyayı bir kaba koyup uçlarına sürdüm. Tutacağını umuyordum. Yaklaşık 1 saat kadar onların olmasını bekledim. Sonunda küvetin içine girmiştim. Harry beni merak etmiş olmalı ki banyonun kapısını çaldı.


"Julia? İyi misin?"


Gülümsedim. Sanki seni görüyor Julia!


"Evet iyiyim birazdan yanına gelirim!"


Odamın kapısı kapandığında gittiğini anladım. Zaten saçlarımdaki boyalar suyu mavi yapmaya yetmişti. Pembe ve mavinin müthiş uyumu gözlerimi kamaştırdi. Saçlarımı vücudumu her yerimi yikadigimda artık çıkma zamanı gelmişti. Bornozumu giyip aynanın karşısına geri gectim. Boya tutmuştu. Hatta mükemmel olmuştu. Kendime bir kere daha baktığımda gurur verici hissetmiştim. Bornozumu iyice sarılıp banyodan Sonunda (!) ciktim. Fakat yatağımda oturan bir Harry hayallerimde yoktu. Beni görünce ayağa kalktı. Gözleri saçlarımı bulduğunda gülümsedim.


"Biraz değişmek istedim güzel olmuş mu?"

Başını salladı.


"Sen her halinle güzelsin!"

Yanaklarım kızarmaya başlamıştı. Her seferinde bana iltifat etmesi sinirimi bozuyordu. Ya da hoşuna gidiyordu Julia! Iç sesime küfür edip ellerimi yanaklarıma götürdüm. Harry nin kahkahası odamı cinlattiginda ona döndüm.


"Ne gülüyorsun Hava çok sıcak!"


Yavaş yavaş adımlarını bana yonlendirdiginde kendimi Yan Yan kaçarken bulmuştum. Aynanın önüne geldiğimde durdu. Beklemediğim bir anda beni aynaya çevirip göğsünü sırtıma yasladı. Tam dibimde durması rahatsız etse de bir o kadar rahatlaticiydi. Nefesi saçlarımda geziniyor oradan boynuma ulaşıyordu. Saç uclarimdan damlayan minik damlacıklar bornozumu mavi yaparken aynada gözlerimiz kesişti.


"Bu kadar güzel olman senin suçun değil Julia! Bundan utanmamalisin! Hele ki benden asla !"


Kafamı tamam dercesine salladım. Bundan memnun olmuştu. Dudak kıvrımları yanlara ayrıldığında güldüğünü anladım. Saçlarımı kenara alıp açıkta kalan boynuma kuru bir öpücük bıraktı. Gözlerim istemsizce kapandığında ne olduğunu anlamamıştım. Beni öpüyor muydu? Hem de boynumdan? Hala inanamamisken hızla beni kendine döndürdü. Gözlerim açıldı. Onunkiler dudaklarımı taciz ederken ben onun kirpiklerine bakakalmıştım. Kıvrık ve ayrık kirpikler... özenle yaratılmış bir tanrı gibiydi.


"Sen de tanrica  gibisin Julia!"


Adımı dudaklarıma fısıldadığında az önce ki Tanrı olayını dışımdan söylediğim için kendime sonsuz küfürlerimi armağan ediyordum. Aferim Julia! Tanımadığın bir adama dediğin şeye bak? Tanımadığın adamın evindesin, Hatta banyosunda yıkandın ve az önce boynunu öptü en kötüsü de şuan dudaklarına doğru yol alıyor Julia! Irkilip geri çekildiğimde Harry anlayışla başını salladı. Sonuçta ona karşı bir şey hissetmiyordum (!) Dimi ama? Yani öyle olmalı! Bence öyle!!

"B-Ben özür dilerim. Sa-Sadece şey yani ben giyinsem iyi olacak !"


Gülümseyip kapıya doğru adımladiginda derin bir oh çektim. Az önce öpüşecek miydik biz? Ah tanrım sen beni affet. Hızla dolaba ilerleyip içinden siyah dar bir sporcu tayti aldım. Üzerine de uyumlu bir sporcu bustiyeri giydiğimde tamamdır. Göbeğim açıkta kalıyordu ama sorun değildi. Saçlarımı havluyla kurup maviye boyanan havluyu kirliliği fırlattım. Çalışma masasının çekmecesinden bulduğum duzlestiriciyi saçlarıma yönlendirdim.  Sonunda duzlestiginde hazırdım. Saçlarım mükemmel görünüyordu. Kahverenginden yavaş yavaş turkuaz ve maviye Geçen tonu çok hoşuma gitmişti. Kısa olması da rahatsız etmiyordu. Spor ayakkabılarımı ayağıma geçirip merdivenlere yöneldim. Içeriden gelen konuşma sesleri kapıda durup dinlememe yol açmıştı. Bir dakika Burası elma suyu kokuyordu. En kısa zamanda buranın deterjaninin değişmesi gerektiğini aklıma not ettim. Harry sinirli sinirli konuşmaya devam ediyordu.



"....... dedim. Tamam Zayn. Bebek değilim. Ve o çok iyi. Julia yi merak etme tamam mı? O burda güvende. Şimdi kapatmak zorundayım. "



Telefonu kapatıp arkasını döndüğünde beni gördü. Gözleri irice açılmış ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.


"Sanırım konuşmanızı böldüm."


Hemen yanıma gelip önümde dikildi. Yeşil gözleri bedenimi delip geçiyordu.


"Ne zamandır oradasın sen?"


Say My Name "Daddy" ||H.S.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin