"T-tabi içeri gel!'
Kapıdan çekildim. Kalçasını kıvırtarak içeri yürüdü. Tabiki kıskanmamıstım (!). Evi çok iyi bilmiyormuş gibi salona ilerledi. Üzerimdeki bornoza daha sıkı sarıldım. Arkasından yürümeye devam ettim. Gidip tekli koltuğa yerleştiğinde bende 3 lü koltuğa oturdum. İlk baş evi sonra beni süzdü.
" bayadır gelmemiştim. Çok fazla değişmemiş. Tekli koltuğum hep aynı yerde!"
Koltuğum? Bayadır? Gelmemiştim? Miştim? Ben? Sen? Ne? Oha? Gözlerim şaşkınlıkla büyürken bana bakıp Gulumsedi. Şeytan diyor al o ağzını...
"Sen Harry'nin kuzenisin sanırım! Yani sabah bana öyle demişti!"
Gözleri açılırken kahkaha attı.
"Kuzeni? Haha evet baya yakın bir kuzeniyim! Harry'nin bu benzetmelerine bayılıyorum. Kendisi gibi komik!"
Ne? Yolarım ben bunu! İçimdeki kamyon şoförü fışkırdığında kaşlarımı çatmış olayı anlamaya çalışıyordum. Horry gobo komok! Haha!
"Ben bir bardak su aliyim! Sen de üzerine bir şeyler giy istersen! Mutfağın yerini biliyorum. Bardaklarında..."
Kafasını alıp duvara sürtmek isterken koltuktan kalktım. Kalçaları al beni te beni diyerek sallanıyordu. Mutfağa girdiğinde köşede duran bir yastığı alıp yüzüme bastırdım. Çığlığımın sesi hafiflemişti. Koşar adım yatak odasına çıktım. Kapıyı arkamdan çarptığımda bahçeden gelen gülüşme sesleri daha da delirmemi sağlamıştı. Üzerime siyah dar pantalonumu giydim. Harry'nin siyah tshirtlerinden birini alıp karnım açıkta kalacak şekilde önünü bağladım. Saçlarımı salik bıraktım. Hiçbir eşyam olmadığı gibi makyaj malzememde yoktu. Odadan çıkıp aşağı indiğimde Harry gelmiş Meredith denen cadıyla gülüşüyorlardı. Merdivenleri bitirmeden öksürmeye başladım. İkisi de bana dönmüştü. Harry yanıma gelip dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı. Zafer kazanmış gibi gülümserken Meredith bozulmuş ve başını başka bir yere çevirmişti.
"Hadi gidelim!"
Kapıdan çıktığımızda alışverişe Harry'nin gelmesi için dua ediyordum. Arabaya bindiğimizde 9ne ben oturmuştum. Meredith cadısı da küçük çocuk gibi arkadaydi. Yine ben kazanmıştım.
"Julia Meredith'i eve bırakacağız. Benle alışverişe çıkacaksın!"
Sevinmiştim. Kafamı tamam anlamında salladım. Meredith'e dönüp ağzımı büzüştürdüm.
"AA canam soninle gozmok çok osterdom ama Harry vorken olmaz! Ozgonom!"
Meredith bana dil çıkarmış Harry de gülmeye başlamıştı. Bende kahkaha attım. Meredith'i eve bırakıp avmye doğru yol aldık.
"Seni özledim!"
Ağzımdan çıkan sözlerle Harry Gulumsedi.
"Bende seni bebeğim! Babacık seni çok özledi!"
Gülümseyip koltuğa iyice yayıldım. Avm'ye girdiğimizde Harry elimi tutmuş ve beni ilk olarak bir iç çamaşırcıya sokmuştu. Utanmam gerekirdi ama bu da bir ihtiyaçtı. En sönük modellere ve renklere bakarken Harry kırmızı, mor, bordo,pembe,dantelli,taşlı her türlü sexi şeyi dolduruyordu. Kendi seçtiklerimide kasaya bırakırken kasiyerin bana bakışını asla unutmayacaktim!
Ardından normal bir mağazaya girdik. Bir siyah bir lacivert dar pantalonu sepete ekledim. Harry benden habersiz yine bir sürü şey almıştı. Gözüm kırmızı bir elbiseye takıldığında harry'ninde ona baktığını fark ettim. Aynı anda göz göze geldik. Elbise sırt ve göğüs dekoltesine sahipti. Uzun ama derin bir yırtmacı vardı. Harry eline alıp bana verdi.
"Dene bunu!"
"G-gerek yok!"
"Dene dedim!"
Elbiseyle kabine ilerlerken çalışanlar bana yardımcı olmak icin sıraya girmişti. Kabine girdiğimde derin bir nefes aldım. İste başlıyordu. Oldum olası elbise denemek ten nefret etmiştim. Yavaşca üzerimi çıkardım. Elbisenin fermuarini açtığımda bunun içine südyen giymenin yanlış bir karar olduğuna vardım. Sadece külotla kaldiğimda kalp atışlarım hızlanmıştı. Giydiğimde aynada kendimi inceledim. Çok iddialiydi. Ama bende o iddiayı taşıyacak cesaret yoktu. Saçlarımı sırt dekoltesi belli olsun diye dağınık topuz şeklinde topladım. Kabinin üzerinden bir çift siyah topuklu ayakkabı verildi.
"Bunu giymenizi Harry Bey istedi!"
Çalışanın sesiyle irkildim. Harry.. O istemişti tabi. Ayakkabıları giyip kabinden çıktım. Karşı koltukta oturan bir Harry Styles beni bekliyordu. Ellerimle eteklerimi sıkıp ona doğru yavaşça yürüdüm. Kendi etrafımda dönüp her yerimi (!) gerçekten her yerimi görmesini sağladım. Yutkunup boğazını temizledi. Ön tarafındaki şişkinlik beni güldürmüştü. Ona belli etmedim. Hızla ayağa kalkıp beni kabine soktu. Yüzüstü aynaya yapışmıştım. Bu manyak niye delirmişti yine? Kabinin kapısını kapatıp ellerimi arkamda sabitledi. Kendini bana yaslayıp inlememi sağlamıştı. Nefesi boynuma degiyor beni delirtiyordu. Gözlerimiz aynada kesiştiğinde Yeşilleri koyulaşmıştı ilk seviştiğimiz gün gibi..
"H-harry!"
Adını fısıldadıgımda kendini tekrar bana itti! Boynumu saran ıslak öpücükleri inlememi sağlıyordu.
"Seni bu elbiseyi giydiğin gün öyle bir becereceğim ki asla ama asla unutamayacaksin!"
Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Ellerimi bırakıp beni kendine çevirdi. Dudakları dudaklarımı bulurken kollarımı boynuna doladım.
"H-harry..?"
Dudaklarını dişledi.
"Ne var Julia? Bu anı bozacak kadar önemli olan şey ne?"
Konuşmanın sonuna doğru sesi yükselmişti.
"Iıııı şey kabindeyiz ve tüm çalışanlar dışarıda şuan bizim hakkimızda yani yaptığımız şey hakkında yanlış düşünebilirler!"
Güldü.
"Haklı değiller mi?"
Tabiki haklılardı. Biraz daha ileri gitsek kabinde becerilen kızlardan biri olacaktım. Kollarımı boynundan çektim. Gerileyip kabinin kapısını açtı. Dışarı çıktığında derin bir oh çektim ve elbiseden kurtuldum. Ben dışarı cıktığımda çalışanların bana bakışlarını tarif bile edemezdim. Harry her şeyin parasını ödemişti. Kırmızı elbiseyi de poşete attığında mağazadan ayrıldık.
Arabaya binip evden başka bir yere sürdüğünde şaşırdım.
"Nereye gidiyoruz?"
"Seni kaçırıyorum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Say My Name "Daddy" ||H.S.
Fanfiction"Uslu bir kız ol ve babacığa istediğini ver Julia!"