Kalbiniz paramparça oldu mu hiç? Kendinizi hissedemediginiz, ölümle yaşamı ayıran o ince çizginin üzerinde olduğunuzu hiç düşündünüz mü? Ben hiçbir zaman kendi hayatımı yaşamamıştım. Birileri benim yaşayacağım hayatı yazmıştı. Ben ise bas roldum. Fakat kimse bana sormamıştı bu oyunu oynamak isteyip istemediğimi..
Ellerim titreye titreye kahveyi hazırladım. Karnımda çok
Büyük bir ağrı vardı. Boğazım kurumuş, soğuk terler dokuyordum. Başım dönüyor ve gözlerim sulaniyordu. Sıcak kupayı elime aldım. Yavaş ve tutunarak salona ilerledim. Harry gözlerini bana dikmişti. Bardağı masaya bırakıp kendimi karşısındaki koltuğa attım. Canım yanıyordu. Gözlerimden süzülen yaşları parmak uclarimla temizledim. Gözlerimiz birleştiğinde ona kafa tuttum."Eğlendin mi? Bana acı cektirerek, hayatımı zindan ederek, kalbimi paramparça ederek, aldığım her nefesi zehir ederek eğlendin mi?"
Iç çekip kahve bardağını eline aldı. Bir yudum alıp sertçe geri bıraktığında sinirlendiğini anlayabiliyordum.
"Seni sevdiğim için yaptım. Her şey benim seni sevdiğime inanman içindi. Inanmadın Julia! Bana bir dakika bile inanmadın. Seni lanet olası uyuşturucu cukurundan kurtardigimda bile inanmadın. Hep tereddutlerin vardı."
Gözümden akan yaşı siktir edip öne doğru eğildim. Karnımdaki acı ile tisladigimda dikkatini daha çok bana verdi.
"Beni sevdiğin için yaptın(!) Her şey beni inandırmak içindi öyle mi?"
Kafasını ileri geri salladı.
"Bir insan bir insanı seviyorsa ona işkence etmez Harry. Ben senin sevgine inanamazdim. Çünkü sen bana acı cektiriyordun. Beni yaralayan bir adama inanamazdim."
Güldü. Kendini geriye atıp saçlarını karıştırdı.
"Aşk bu demek ya zaten. Acı çekersin. Her dakika acı çekersin. Ben çok mu mutluydum sanıyorsun? Bana inanmadığın her dakika işkence gibiydi. Artık gözüm dönmüştü ve ne sana ne de kendime hakim olabiliyordum. Tıpkı şimdi olduğu gibi. Sana izin verdim. Git başka adamların altında inle ve her bagirmanda aklına ben geleyim diye. O gerizekalilarin seni sevdiğini mi sandin? Hepsi para için canını veren köpekler. Bu işi kabul etmek Onlar için zor olmadı."
Gözümden akan yaşlar kesilmiyordu. Yavaş yavaş kalkıp Onun yanına ilerledim. Önünde durup gözlerine baktım.
"Seninde onlardan farkın yok Harry STYLES. Hatta onlardan daha pislik ve orospu cocugusun!"
Gözü segirmisti. Kızdığı o kadar belliydi ki. Hızla kolumu tutup sıktı.
"O yüzden mi benim altımda gecelerce inledin? O yüzden mi seni sikmem için yalvariyordun?"
Bu sefer sinirlenen taraf ben olmuştum. Suratına geçirdiğim tokat ile tüm ev yankilanmisti. Elini yanağına götürüp bana döndü. Ne yapacağını çok merak ediyordum.
"Sana sahip olduğumu hiçbir zaman kabul etmeyeceksin değil mi? Hiçbir zaman benim olduğunu ogrenemeyeceksin."
Gülüp derin bir nefes aldım.
"Asla sana ait olmayacağım."
Gözlerinden ateş çıkıyordu. Yüzü kızarmış kirpiklerine kadar titriyordu. Hızla ayağı kalkıp tuttuğu kolumdan çekiştirmeye başladı. Gözlerimdeki yaş damlaları artık yere damlıyordu. Kolumu kurtarmak için çaba sarf ediyordum.
"Bırak kolumu bırak!!"
Merdivenlerden sürükledi ve yatak odasına çıkardı. Hızlı bir hamle ile beni yatağa fırlatıp üzerini çıkarmaya başlamıştı. Kızaran kolumu ovup bağırmaya başladım.
"Ne yaptığını sanıyorsun?"
Güldü ve pantolonunu çıkarmaya devam etti.
"Kime ait olduğunu göstermeye çalışıyorum."
Düşündüğüm şeyi yapmayacakti değil mi? Yapmazdı. O kadar ileri gitmezdi. Canımı bu kadar yakmazdı. Hızla yataktan kalkıp kapıya kostugumda önüme geçip geri ittirdi. Ayağım halıya takılmıştı. Yeri boylayip kafamı yatağın kenarına vurmuştum. Canım yanıyordu. Kafamı tuttum. Kanamıyordu ama zonkluyordu. Hızla yanıma gelip boğazımı kavradı. Ayağı kaldırdığında boğazımdaki acı kafamdakine eklenmişti. Geri yatağa iktirdiginde sırtüstü uzanmıştım. Hemen üzerime çıktı. Gözlerimiz birbirini bulduğunda ben ağlıyordum. Gözlerim kıpkırmızı olmuştu.
"Yapma!"
Fısıltıyla söylediğim cümleyi duymayacak kadar gözü dönmüştü. Dudakları dudaklarımı bulduğunda tiksinircesine tükürdüm. İki yana sabitledigi ellerimden birini bırakarak yüzüme vurdu.
"Düzgün dur!"
Bağırması ile ağlamam artmıştı. Elleri ellerimi iki yana sabitlemis canımı yakıyordu. Tekrar dudaklarıma edilmeye kalktığında kafamı çevirdim. Boynuma değen dudaklarından tiksiniyordum.
"Lütfen....yapma...."
Fisiltilarim onu etkilemiyordu bile. Gözyaşlarım yatağa damlıyordu. Ellerimi yukarda birleştirip Tek eli ile tutmaya devam etti. Diğer eli tshitumu yirtmisti. Sudyenimden taşan göğüslerimi öpüyordu.
"Dokunma lütfen.... dokunma!'
Masanın üzerinde duran kemeri alıp ellerimi sıkıca bağladı. Şuan tecavüze ugruyordum. Ve elimden hiçbir şey gelmiyordu. Ne garip değil mi? Sevdiği adam tarafından tecavüze ugramak.
Bağladığı ellerimi yatağın başına tutturup kaldığı işe devam etti. Sudyenim de yirtilmisti. Kendi kendine sayıklıyordu.
"Benimsin. Sadece benim..."
"Bırak beni!"
Dili, dudakları göğsümde dolaşıyordu. Zevk değil acı veriyordu bu bana. Yavaş yavaş aşağı indi ve Lincoln un boxer ini da çıkardı. Ayaklarımla onu durdurmaya kendimi saklamaya çalışıyordum. Fakat onun gücü ile benim gücüm arasındaki fark tartisilamazdi. Bacaklarımı iki yana ayırıp oraya da dokunmaya başladığında acıyla inledim. Parmakları icimdeydi. Acı çekiyordum. Kemer bileklerimi kesiyordu. Hafifçe inledim.
"Dokunma nolur dokunma!"
Yavaşça üzerimden kalkıp gözlerime baktı. Gözyaşlarımı silerken yüzüne tukurmustum. Güldü.
"Benim hırçın sevgilim.."
"Senden nefret ediyorum!"
Gözlerine dolan ateşi saniyesi saniyesine görmüştüm. Bacaklarımı tekrar aralayıp içime hızla girdiğinde acıyla bağırdım. Içime her girdiğinde bağırmam artıyordu.
"Sen benimsin!"
Bir kere daha.
"Her zaman benimdin."
Bir kere daha.
"Ben sana sahibim."
Bir kere daha.
"Bunu o kafana!"
Bir kere daha .
"SOK!!"
Bir kere daha. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Kemer bileklerimi mahvetmişti, kasiklarimdaki ve başımdaki ağrı gözlerimin kapanmasına yol açıyordu. Kaybedeceğim bir şey yoktu. Gözlerimi kapatıp kendimi ona teslim ettim. Acı azalmıştı. Yavaş yavaş sona geliyordu. Kafamı yana atıp nefes alisverislerimi yavaslattim. Bayilmama az kalmıştı. Hareketler yavaş yavaş kesildi. Inlemesi tüm odayı doldurmuştu. Üzerime yigildiginda gözlerimi tamamen kapattım. Tek hatırladığım kemerin açılıp kanayan ve moraran ellerimin aşağı suzulmesiydi. Kendini yanıma atıp bedenimi kendi bedenine yasladı. Boynumdan saçlarımı çekip ufak bir öpücük kondurdu.
"Sen benimsin. Bunu er ya da geç anlayacaksın.!"
Gözümden akan bir damla yaş eline damlamıştı. Ama o bunun farkına varamayacak kadar korlesmisti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Say My Name "Daddy" ||H.S.
Fanfiction"Uslu bir kız ol ve babacığa istediğini ver Julia!"