feeling good⊙46

2.6K 47 5
                                    

Ayrılıklar değişmez,
Bütün aşklar aynıdır.
Hayat herkese hem iyi hem de kötü davranır.
Oluruna bırak.

Böyle diyordu en sevdiğim sarkicilardan bir tanesi. Ben de oluruna bırakmayı tercih etmiştim. Hayatım benim elimde değildi artık. O kadar çok etkin kişi vardı ki bana sıra gelmiyordu. Onların çizdiği hayatı yaşamaktan başka bir şey gelmiyordu elimden. Param yoktu, evim yoktu, annem babam ailem hiçbiri yoktu. Babamı hiç tanımıyordum. Ama üzülmüyorum. Harry vardı. En zor zamanlarimin yaratıcısı da, yanımda duran kişi de oydu. Her zaman benimle olması rahatlatıyordu. Onu seviyordum. Lanet olsun ki ondan kopamiyordum. Evet yaptıklarım bir sürtüğü aratmayacak davranislardi. Bunun farkındaydım. Harry' e aşık olup başka erkeklerle yatmak hamile kalmak Hepsi benim sucumdu. Harry her seferinde beni kabullenmiş ve yardım etmişti. Bazen kendimi suçluyor bazen de onu sucluyordum. Açıkçası ne yaptığımı ben de bilmiyorum. Ama beni anlıyorsunuz değil mi?
  

"Juliaa!! Bekle lütfen!"

Mutfağa girdiğimde arkamdan gelen sesle geri döndüm. Harry koşarak merdivenlerden iniyordu. Tezgaha yaslanıp onu bekledim. Aniden karşımda durdu. Biraz daha hızlı koşsa bana bile carpabilirdi.

"Sakın ol bir yere gitmiyorum."


Güldü. Saçlarını karıştırdı. Kahretsin o kutsal gülümsemesi yine benimle buluşmuştu. Ah gamzeleri beni içine çekiyordu. Ellerini belimde hissettiğim an anlamadığım bir şekilde dudaklarını da dudaklarımın üzerinde hissettim. Beni kendine çekmiş bir yere kaciyormuş gibi sımsıkı tutuyordu. Dudaklarının eşsiz tadı yine bana sunulmustu. Her ne kadar affedemedigimi söylesem de o benimdi. Ben de onun. Biz birbirimize aittik. Sadece ikimiz. O kadar büyük bir açlıkla öpüyordu ki dudağımı dislediginde inledim. Canımı yaktığını anladığında alnını alnıma yaslayıp soluklandi. gözleri hala kapalıydı. Sarhoş gibi titriyordu.

"Ahh! Bu dudaklar.. onlara dokunamadan, hissedemeden yanında uyumak o kadar zordu ki... uykularinda disledigin bu dudakları opememek.. Belki de artık bana ait olmadıklarını düşündükçe... Canım... Canım o kadar çok yandı ki... sensiz geçirdiğim her saniye, Her dakika, Her gün benim için bir azapti.. nolur inan bana! Nolur bir şans daha ver. Bu elleri tekrar tutmama, Şu.. Şu omuzda tekrar uyumama, bu... Bu bahar bahçesi kokunu tekrar içime çekmeme izin ver.. lütfen Julia! Nefes almama izin ver!"


Ellerimi tutup, kafasını boynuma gömdü. Kokumu tekrar tekrar içine çektiğinde omzumdaki ıslaklıkla şaşırmıştım. Ağlıyor muydu? Benim için ağlıyordu. Kafasını kaldırıp kırmızı, ıslak gözlerini bana diktiğinde onu gerçekten sevdiğimi ve onun da beni sevdiğini bir kez daha gördüm. Parmak uclarimla yanağındaki saçların geri itip göz yaşlarını sildim. Parmaklarım dudaklarına değdiğinde gülümsedim. Gözlerini asla benden ayırmıyordu. Kendimi yavaşça öne atıp dudaklarına dudaklarımı bahşettim. O kadar mutlu olmuştu ki. Elleri sırtımda dolaşırken dudakları boynuma hücum etti. Öptüğü her yeri kokluyor, okşuyordu. Bacaklarımı tutup beni kucağına aldığında bacaklarımı beline doladım. Yavaş yavaş merdivenlerden çıkarken üzerimdeki elbise merdiven basamaklarindan birinde düşmüştü zaten. O açlıkla göğüslerime yol aldığında inledim. Ona açtım. Aylardır dokunmuyorduk birbirimize. Evet benim icin de zor olmustu ama tecavüz anı aklıma geldiğinde kendimi dizginleyebiliyordum.

Sırtım ipek çarşafa değdiğinde ürperdim. Üzerime çıkıp altındaki eşofman altından kurtulmuştu.

"Seni o kadar çok özledim ki!"

Opucuklerinin arasında fısıldadığı cümleler onu kendime daha çok yakinlastirmama sebep oluyordu. Teker teker Tüm vücudumu öptüğünde gerilmiştim. Kasigimdaki H harfini nazikçe öpmüştü. Bilegimdekini oksamisti. Onlara nazik  davranıyordu. Sanki tek suçlusu kendisiymis gibi. Dudakları tekrar boynuma çıktığında fısıldadı.

"Istemiyorsan söylemen yeterli Julia! Canını acıtmak istemiyorum!"


"Istiyorum!"

Hiç düşünmeden verdiğim cevapla güldü ve artık benimleydi. Sevişmek İki bedenin Tek bir deriye burunmesiydi aslında. Bir oluyordunuz. Tek vucut, Bir beden. Aynı anda hem acı hem de zevk hissediyordunuz. Bu anlatılması çok zor bir duygu. Hissetmeden bilinemez. Ve bunu sadece harry ile yaşıyordum. O benimleyken, bendeyken Sanki bulutların üstündeyim. Aynı zaman da da yerin dibinde.

Inlemelerimiz artarken kendimi sadece ona bırakmıştım. Boynuma kafasını gömüp kokumu içine çekti ve sona geldik. Kendimi üzerime bıraktığında güldüm. Ellerimle her buklesini Tek Tek oksuyordum. O da omzumdaki cennetini yaşıyordu. Ikimizde çok mutluyduk. Harry yanıma uzanıp gözlerime gözlerini diktiğinde gülümsedim. Saçlarımla oynuyordu, ellerimi öpüyordu. Beni bu kadar özlemesi hoşuma gitmişti. Elimi yavaşça göğsünde ilerletip kalbinin üzerine getirdi.

"Burası... İşte tam burası senin yerin... bak orda Senden Başka Kimse yok Julia!. Sadece sana ait!"

Gülümsedim. Dudaklarına bir öpücük kondurmustum.

"Teşekkür ederim babacık!"

Gözlerini kapatıp nefesini hızla dışarı verdi.

"Seninle tekrar olmamı istemiyorsan o kelimeyi sadece istediğinde kullan!"


Başımı salladım. Bu güzel konuşmanın arasında çalan kapı ile irkildim. 1 aydır eve hizmetli ve marketci den başka kimse gelmiyordu.

"Marketten sipariş mi verdin?"

Harry nin sorusu ile düşündüm.

"Hayır vermedim!"

Kaşlarını çatıp yataktan kalktı. Eşofmanını giydi. Ben de kalktım ve üzerime iç çamaşırlarımı geçirdim. Kapıdan çıkarken bana döndü.

"Burdan ayrılma geliyorum!"

Başımı salladım ama burda duracağım anlamına gelmiyordu. O merdivenlerden inerken üzerime bir şort ve tshirt geçirdim. Yavaş yavaş aşağı inerken merdivendeki elbisemi alıp odaya fırlattım. Konuşmalar kesik kesik geliyordu kulağıma. Biraz daha yaklaşıp bekledim. Kapıda bir adam vardı. Ama kim olduğunu göremiyordum. Sessiz olup konuşmaları dinledim.



"....olduğum için onunla görüşmem gerek !"

"Hayır beyefendi buna izin veremem... bakın o çok zor zamanlar geçirdi ve şuan mutlu. Onu tekrar bir çıkmaza surukleyemem."

Bir süre sessiz kaldılar.

"Harry bunu yapamam üzgünüm. Onsuz olmaya Biraz daha katlanamam. Buna hakkım var. Onunla gorusmeliyim. Ben onun babasıyım. Onu görmem lazım!"

Ne?! Yanlış duymuştum değil mi? Babası dememişti. Hayır olamazdı. Benim babam yoktu. Olsa da beni bulmasına imkan yoktu.

"Bakın beyefendi Julia birazdan burada olur ve sizi burda görmesi Yanlış!"

"O benim KIZIM! Anlıyorsun dimi? Onu görmem lazım!"


Say My Name "Daddy" ||H.S.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin