"Ne ?!"
Ne ? Ne diyordu? Ben seni aldattım mı? Kahkahamı tutamadım. Sadece bir şaka olmali! Başım hafif dönüyordu. Kusma isteği artmıştı. Ben gülerken o çok ciddi bir şekilde bana bakıyordu. Elimi karnına koydum. Her an kusabilirdim.
"Şaka dimi Harry? Lanet olası bir şaka !"
Başını ona eğdi. Elleri titriyordu. Saçlarını karıştırdı ve sıkıntıyla ofladı. Ellerini bana uzattığında kaşlarımı çattım. Şaka değildi. Kahretsinki gerçekti. Gözlerim yaşlarla dolarken midemi daha fazla tutamadım. Gole doğru eğilip içimi dışıma çıkarırken ayağa kalkmış saçlarımı geriye almıştı. Sırtımı sıvazladı. Kusmam sona erdiğinde yavaşça ayağa kalktım. Dünya dönüyordu. Gözlerimden akan yaşlar her şeyi mahvediyordu. Sakince geri geri gittim. Bana doğru yaklaşıyordu.
"Gel hadi evimize dönelim bebegim! Söz yarın sana her şeyi anlatacagim !"
Geri geri giderken ayağım bir canlıya takıldı . Popo üstü yere çakilirken canım acımıştı.
"Lanet olsun!"
Ağzımdan çıkan küfür Harry 'i yani.a getirmişti. Kollarımdan tutup beni kaldırmaya çalıştı. Kolumu hızla geri çektim. Çimlere tutunarak ayağa kalkmaya çalıştım.
"Dokunma! Sakın bana elini surme! Sakın!!"
Bağırarak söylediğim bu cümleyi geri çekilerek cevaplamisti. Hızlı adımlarla arkamı döndüm. Yürüyordum ama nereye gittiğimi bilmiyordum. Gözlerimden akan yaşlar yolu bulaniklastiriyordu. Elimin tersiyle yanaklarımı siliyordum. Bir işe yaramasada...
Ağaçlar sıklaşmaya hava soğumaya başlamıştı. Ellerimi etrafıma dolayıp ilerlemeye devam ettim. Hala bana bunu nasıl yaptığını anlayamıyordum. Her şeyimsin demişti. Bu da siktiğimin yakınlarından biriydi işte. Kime yaklaşsam bir bokluk yapıyor ve canımı yakıyordu. Bir ağacın altına çöktüm. Kaç saattir yürüdüğümü bilmiyordum. Arkamdan gelmeye tenezzül bile etmemişti. Içimden her türlü küfürü savururken dışımdan sessiz kalmayı tercih ettim. Ay yavaş yavaş dinmeye başlamıştı. Sabah oluyordu anlaşılan. Soğuktan uyuşmuş ellerimi sertçe tenime sürttüm. Göz yaşlarım akmıyordu artık. Gözlerimi etrafta gezdirdim. Bir ormandaydim sonuçta değil mi?
Bir dakika o şey de ne? Sakince ayağa kalktım. Çaprazımda hafif bir ışık vardı. Yavaş yavaş oraya doğru yürümeye başladım. Biri burada ateş yakmıştı. Yaklaşıp ateşe sokuldum. Çok üşüyordum. Bir kütüğün üzerine oturdum. Arkama konulan bir battaniyeyle yerimden sicramistim. Arkaya döndüğümde bir çift siyah göz beni bekliyordu. Bir çığlık atıp kendimi geri çektim.
"Hey hey sakin ol! Biraz daha geri gidersen ateşin içine gireceksin! Yanmak istemezsin sanirim!"
Ayağıma gelen sıcaklıkla yerime geri döndüm. Bana doğru yaklaşan adam karşıma oturdu.
"Sakın bana dokunma çığlık atarim !"
Güldü.
"Öyle bir isteğim yok ve çığlık atsan burada kimse seni duymaz !"
Kaşlarımı çattım. Verdiği battaniyeye daha fazla sokulurken bana döndü.
"Neden buradasın?"
"Seni ilgilendirdigini düşünmüyorum !"
Kafasını salladı.
"Tabi hep öyledir!"
Gözlerim ona döndü. Ateş ışığında parlayan siyah gözleri beni buldu.
"Bak sana zarar vermem küçük kız ! Sadece burada donmadan once evime gitmeye ne dersin? Yanlış anlama sadece donmak istemiyorum !"
Sinirlenmeye başlamıştım. Beni sürtük biri görmüştü sanırım.
"Birincisi ben küçük bir kız değilim! Ikincisi evine gelmektense burada donmayi tercih ederim!"
Gülüp kafasını anlayışla salladı.
"Cidden küçük bir kızsın ! Ve sen bilirsin battaniyemi verirsen artık gitmeliyim!"
Üzerimden çıkardığım sıcacık battaniyeyi ona fırlattım. Havada yakalayıp ayağa kalkmıştı. Üzerimden Geçen bir rüzgar titrememe sebep olmuştu. Dayan Julia !. Birazdan sabah olacak ve hava ısınacak ! Sadece bir kaç saat.
Yanımdan geçip giderken ellerimi etrafıma sardım.
"Ateş birazdan soner ve dikkat et yaban domuzu olabilir!'
Yaban? Domuzu? Yaban domuzu? Ne? O sırada gelen bir uluma sesiyle sıçradım. Adımları yavaş yavaş uzaklaşıyordu.
"Dur!"
Geri dönüp gülümsedi.
"Ne oldu küçük kız korktun mu?"
Göz devirip yanina yaklastim.
"Bekle bende geliyorum!"
Ağzını büzüp sesini benim gibi çıkarmaya özen gösterdi.
"Sinin ivini gilmiktinsi birdi dinmiyi tircih idirim!"
Ardindan gelen kahkaha ile yüzümü ekşittim.
"Komik değilsin!"
Kahkaha attı.
"Sen de öyle!"
Yanına yaklaşıp elindeki battaniyeyi çektim.
"Kibarlıkta da aynı şeyi düşünüyorum !"
Göz devirdim. Yürümeye başladığımızda yakında olan kulübeye hızlı ulaşmıştık. Içeri girdiğimde yanan şömine sıcaklığı beni ısıtmıştı. Hemen başına geçip yere çöktüm. Adını bilmediğim şahsiyet mutfak tarzı bir yerde bir şeyler yapıyordu. Elinde kahveyle geldiğinde teşekkür edip koltuğa oturdum.
"Adın ne küçük kız?!"
"Julia! Senin de bir adın olmali?!"
Gülümsedi. Saçlarını karıştırıp bana döndü.
"Zayn! Zayn Malik! Memnun oldum Julia!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Say My Name "Daddy" ||H.S.
Fanfiction"Uslu bir kız ol ve babacığa istediğini ver Julia!"