Yukarı çıkıp eşyalarımı bir çantaya tıkmaya başladım. Bu evden gidecektim. Kendi ayaklarımın üzerinde durma zamanı gelmişti. Kıyafetlerimi ve bir miktar para alıp odadan çıktım. Mutfaktan gelen inleme seslerine kulak asmadan kapıya yonelmistim ki onun sesi beni durdurdu.
"Seni bulurum Julia!"
Gülümseyip yavaşça arkamı döndüm.
"Ee?"
Karşımda iki büklüm dikiliyordu. Karnından akan kan tshirtunu kırmızı yapmıştı. Eliyle karnına bastırıyordu. Acıyla inleyip yürümeye başladı. Kendimi gerip çekip kapının kolunu tuttum.
"Beni zorlama! Yapmak istemediğim şeyleri yaparım!"
Kahkahamı yüzüne doğru gönderdim.
"Tecavüz? Yaralama? Dövme? Satın alma? Hangisini yaparsın bu sefer? Ya da bir dakika yapmadığın başka bir şerefsizlik kaldı mi?"
Inleyip yüzüme baktığında ona tiksinerek baktım.
"Senden nefret ediyorum Harry! Beni rahat bırak!"
Kapıyı açıp dışarı kendimi attığımda arkamdan gelen bağırma sesleri her yeri inletiyordu.
"BURAYA GEL HEMEN! JULIA BURAYA AAH!"
Daha fazla dinlemek istemediğim için hızla evden ayrıldım. Koşar adımlarla bilmediğim sokaklara girmiştim bile. Ne yapacaktım? Harry beni asla rahat bırakmayacaktı. Ondan kurtulmam lazımdı. Yaklaşık iki saat boyunca hızlı bir şekilde yürüdükten sonra şehir merkezi gibi bir yere gelmiştim. En azından kalabalıklar vardı. Insanların arasına karışıp dikkat çekmemeye çalışıyordum. Bulduğum ilk salaş mekana girdim. Etraftaki insanlar sigara içiyor birbirleriyle sohbet ediyordu. Çok tehlikeli bir yere benzemiyordu. Garson kız yanıma geldiğinde ona gülümsedim.
"Merhaba size nasıl yardımcı olabilirim?"
Kafamı öne eğip cevap verdim.
"Şey aslında ben lavabonuzu kullanmak istemiştim. Şey bir de makas var mı? Tshirt umun arkası oldukça rahatsız ediyor da!"
Arkamı gösterip gülümsedim. Bana değişik bir şekilde baktı ve kasaya yöneldi. Makası verip tuvaleti tarif ettiğinde Teşekkür ettim.
Içerisi boştu. Kapıyı kilitleyip ise katılmaya başladım. Küllü renkli saçımı hiç acımadan kısacık kestim. Küt modelin bana yakışacağını düşünmemiştim. Hızla yerdeki saçları toplayıp çöpe gönderdim. Üzerimdeki kıyafetleri çıkarıp evden aldığım daha önce giymediğim giysileri geçirdim. Siyah pantolon, siyah bir tshirt ve siyah botlarımı giydiğimde her şey yolunda gidiyordu. Gözüme tuvalet dolabının içinde bulduğum gözlüğü taktım. Biri burada unutmuş olmalıydı. Artık tanınması zor hale gelmiştim. Kapıyı açıp çıktığımda garson kız hayretler içinde bana bakıyordu. Gülümseyip makası geri verdim."Biraz değişiklik iyi olabilir dimi? Bir de kırmızı rujun var mı?"
Cebinden çıkarıp verdi. Hızla onu da sürdüm ve oradan ayrıldım. Ben ve kırmızı ruj düşüncesi bile komik olan iki şeydik. Ben bile kendimi zor taniyordum. Insanların arasından geçerken konuşulanlara kulak misafiri oldum. Herkes kendi işinde gucundeydi. Ara sokakların birine daldım. Issiz bir yerdi. Çöp kovaları ,kedi sesleri sokağı dolduruyordu. Fahiselerin kahkahalarını da unutmamak gerek tabi.
Yavaş yavaş yürürken arkamdan biri omzumu tuttuğunda yerimden zıpladım. Harry bu kadar çabuk beni bulmuş olamazdı. Aniden arkamı dönüp elimi kaldırdığımda adam hızla geri çekildi. Hayır bu Harry değildi. Adam bana bakıp ellerini kaldırdı.
"Hop hop Sakin ol bebeğim!'
Elimi yavaşça indirdim ve konuşmasını bekledim.
"Sadece bu gece bana gitsek nasıl olur diyecektim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Say My Name "Daddy" ||H.S.
Fanfiction"Uslu bir kız ol ve babacığa istediğini ver Julia!"