Gözlerimi araladığımda dün gece koltukta uyuya kaldığımı fark ettim. Şimdi ise yataktaydım. Beni yukarı taşımış olmalıydı. Domuz gibi uyuduğum için fark etmemiştim. Gözlerim etrafta gezdiğinde gül yaprakları yine yüzümü güldürmüştü. Elimi karnıma götürüp okşadım.
"Babacık çok düşünceli bebeğim!"
Arkamdan belime sarılan kollarla irkildim. Başını boynuma gömdü. Kokumu içine çekerken omzumu öpüyordu. Hafifçe kıpırdanıp ona doğru döndüm. Gözleri fal taşı gibi açılmış bana bakıyordu. Gülümsedim.
"Günaydın?"
"Günaydın prenses!"
Dudağına ufak bir öpücük kondurdum. istekle devam edince Biraz uzaklaşıp yataktan hızla kalktım. Oflayıp başını yastığa gömdü.
"Niye seni doya doya öpemiyorum!"
Güldüm.
"Cezan hala devam ediyor ondan olabilir!"
Başını kaşıyıp yataktan doğruldu. Kesilen kolunu unutmuş olmalı ki kolunu tutup inledi. Hemen yanına ilerleyip yatağa oturdum.
"İyi misin?"
Başını öne eğdi. Çok acımış olmalıydı.
"Kötü bir şey yok değil mi?"
Kolunu tutup baktım. Beni hızla yatağa itmiş anında üzerime çıkmıştı. Kollarımı iki yana sabitledi. Kahkahaların odayı dolduruyordu. O da gülümsemeye başladığında durdum.
"Bırak beni ya! Bırak!"
Başını Hayır dercesine salladı.
"Hayır prenses! Seni asla bırakmam!"
Ayağımı özel bölgesine geçirdim. Üzerimden yana doğru düştüğünde yüksek sesle inledi. Yataktan hızla kalktım. Koşturarak merdivenlerden indim. Mutfağa girdiğimde beni yakalamıştı. Arkadan sımsıkı sarılmış göbeğimi okşuyordu.
"Hey hey hey! Kaçamazsın prenses. Bu saraydan çıkış yok!'
Kahkaha attığımda beni bıraktı. Buz dolabına ilerleyip içerisine baktım. Bir kaç yumurta, yağ, sosis falan çıkarıp tezgaha yerleştirdim.
'' Ne yemek istersiniz bayım!''
Arkama geçip düşünür gibi ses çıkardı.
''hmm! bence sen hamile olduğun için oturmalısın. Ben hazırlarım.''
kahkaha attım. ona doğru döndüğümde ne var dercesine baktı.
''Sen ve yemek yapmak? güldürme beni!''
Ellerini beline koyup kaşlarını çattı.
'' görelim bakalım. yapabiliyor muymuşum yoksa yapamıyor muymuşum?''
güldüm. muş muşum muşum da muymuş...??
''hadi o zaman. Yarım saatiniz var bayım. Ben salondayım.''
kafasını sallayıp üzerine önlüğü geçirdi. Aslında şuan her kızın hayallerindeki erkek karşımda duruyordu. Üstsüz ve sadece önlükle yemek yapan bir erkek. Onu kesmeyi bırakıp salona ilerledim. Aklıma Zayn geldiğinde meraklanmıştım. acaba neredeydi? ne olmuştu?
'' Harry?! Zayn nerede? ve neden beni aramadı da sana mesaj attı?''
Birkaç dakika sonra mutfaktan bağıran Harry beni korkutmuştu.
''İşi çıkmış. Her şeyi yoluna koyunca gelecekmiş. Merak etmemeni söyledi.''
tamam onu anlamıştım ama neden beni aramamıştı.
'' Peki onu anladım zaten de neden hala beni aramadı. benimle konuşacak iki dakikası olmalı.''
Harry öksürüp cevap verdi.
''Bilmiyorum prenses. Sen kafana takma ve Zayn konusunu kapatalım mı? adını her duyduğumda kıskançlık kat sayım artıyor.''
Güldüm. Koltuktan kalkıp mutfağa ilerledim. Harry kendinden geçmiş bir şekilde makarna ve tavuk yapıyordu. Kapıya yaslanıp onu izlemeye başladım. Kıvırcık saçları, yemyeşil gözleri, dövmeleri her şeyiyle harikaydı.
''Acımadı mı?''
Kafasını çevirip ne anlamında baktı.
''Dövmelerin diyorum. Yaptırırken acımadı mı?''
Başını salladı.
''pek değil. Yani hepsinin benim için bir önemi olduğundan pek önemsemedim açıkçası!!''
Yanına ilerleyip parmaklarımı dövmelerinde gezdirdim. Çok güzellerdi.
'' Çok güzeller. Ben yaptırmaktan korkardım. Baya cesurca.''
Güldü. parmaklarımı tek tek öptüğünde huylanmıştım. Burnumuza gelen yanık kokusuyla yüzümü ekşittim. Tavukların altı yanmıştı.
'' Lanet olsun!!'
Kahkahamı tutamayıp kendimi geri çektim. hızla tavukları ters çevirip hasara baktı.
''Çok yanmamış merak etme. Ben zaten fazla pişmiş severim!''
Rahatlamış bir şekilde bana döndü.
'' Yaptığın şey çok düzenbazca idi prenses. Haksızlık yaptın.''
ne yapmıştım ki?
''Ben hiç bir şey yapmadım.''
Kahkaha attı.
''Yanıma gelip dövmelerime dokunup edepsiz şeyler söyledin Prenses. cidden hiç bir sey yapmadın!!'
Bu sefer gülen ben olmuştum. Kaşlarımı çatıp ona döndüm.
''edepsiz olan sensin. Göl evinde karnım acıktığında 'seni başka bir şey ile de doyurabilirdim Julia! Babacık zor durumda!' diyen ben değildim Harry Styles!''
Mükemmel gülüşünü bana tekrar armağan ettiğinde gözlerimi ona odakladım.
''Unutmamışsın!''
Acı dolu ve imalı bir şekilde güldüm.
''Hiç bir şeyi unutmadım babacık!''
Gülmesi söndü. yavaşça ondan uzaklaşıp masaya oturdum.
''Zamanın doldu bayım.''
Tabağı önüme koyup karşıma oturdu. her şey güzel gözüküyordu.
''Görüntüsü güzel. umarım tadı da öyledir.''
Elini öne doğru uzatıp buyur dercesine gözlerini açtı. Tatlarına baktığımda fikrim değişmemişti. Hepsi mükemmeldi.
'' Aferim Harry Styles!! bu işi becermişsin.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Say My Name "Daddy" ||H.S.
Fanfiction"Uslu bir kız ol ve babacığa istediğini ver Julia!"