feeling good⊙45

2.3K 45 13
                                    

BIR AY SONRA

Kuş cıvıltıları kulağıma doluyordu. Ilkbaharin gelişi bahçedeki çiçeklerin açmasına, ağaçların yesermesine, kuşların ötmesine neden olmuştu.

Gözlerimi kırpıştırdim. Gün yeni yeni aydınlanıyordu. Ayaklarım soğuk zemine değdiğinde titredim. Yatağımın yani boştu. Harry erken kalkmış olmalıydı. Bir aya yakın bir süredir birbirimizi tekrar tanımaya çalışıyorduk. Cinsel bir iletişimimiz yoktu. Konuşuyor ve kavga etmemeye özen gosteriyorduk. Boğazımdaki kesik iz olarak benimle kalmıştı. Tıpkı kasığımda ve bileğimde kazili "H" harfi gibi. Harmony ve Harry nin baş harfleri... ikisi de acı içeriyordu. Ama benden ayrilmiyorlardi.

Pencereye doğru ilerleyip, açtım. Mis gibi çiçeklerin kokusu odaya geçmişti. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapadım. Huzurlu bir ortam vardı. O kadar dalmistim ki kapının açıldığını Harry nin bana kahve bardağını uzattığıni bile fark etmemiştim.

"Bu eşsiz manzara karşısında kahve içeriz diye düşündüm"

Gözlerimi araladım ve elinde tuttuğu iki bardaktan yeşil olanı aldım. Pencerenin önünde duran iki tane tekli koltuğa yerleştik. Burayı iki hafta önce manzarayı izlemek için kurmuştum. Ortadaki ahşap sehpa yatak başlığı ile uyumluydu. Bardağı soğuk ellerimle tutup ısınmaya çalıştım.

"Hava çok güzel değil mi?"

Harry nin konuşması ile irkildim. Bir aydır havadan sudan muhabbet etmekten sikilmamisti.

"Evet güzel. Ilkbahar geldi.!"

Güldü. Yesilleri güneşin ışınları ile buluştuğunda parlamıştı. Şuan onlara bakıp inlemeyi o kadar çok isterdim ki.

"Bana söylemek istediğin bir şey var mı harry?"

Anı sorduğum soru karşısında irkildi. Böyle bir şey beklemiyordu. Tepkisi şaşkınlık ve korku arasında gidip geliyordu.

"Bilmiyorum ... bunu hic düşünmemiştim!"

Uzun soluklu cevapların ardından kafamı salladım.

"Sen?... Sen bana bir şey söylemek ister misin?"

Başımı Hayır anlamında salladım.

Aradan geçen 10 dk Sonunda ikimizde kahvelerimizi bitirmiştik. Bardağı sehpanın üzerine bırakıp üzerimi değiştirmek için kalktım. Tam arkamı dönmüşken Harry nin konuşması ile irkildim.

"Aslında sanırım var"

Tek kaşımı kaldırıp tekrar karşısına oturdum.

"Dinliyorum!"

Saçlarını kaşıyıp bana eşsiz bir manzara sunuyordu. Üstü çıplaktı. Altına giydiği koyu yeşil eşofman altı gözlerini öne çıkarmıştı.

"Yani... şey .... B-Ben bir şey söylemek isterim Evet ama ne tepki vereceğini Bilmiyorum!"

Başımı sallayıp konuşması için izin verdim.

"Yeniden başlasak? Ya-Yani sen ve ben... yeniden biz olsak. Biliyorum bana güvenmiyorsun, inanmıyorsun, sevmiyorsun... ama ben sana muhtacım. Sana ihtiyacım var. Kanımın her damlasinin, saçımın her telinin sana, Senin kokuna ihtiyacı var. Ne sen başka biriyle mutlu olursun, Ne de ben..."

Etkileyici bir konuşmaydı. Fakat ne diyeceğimi kestiremiyordum. Bebeğimi kaybetmiştim, çoğu anım gitmişti, canımı yakmıştı, İki kere ihanete uğramamı sağlamıştı. Ama ondan bir türlü kopamiyordum işte. Küçük bir çocuk gibi peşimden geliyordu her seferinde. Bana ihtiyacı vardı bunu görüyordum. Ama ben ona yardım ettiğimde hep ihanete uğruyordum.

Bana bakan yesillerin karşısında nefesim kesilmeye başlamıştı. Ne diyeceğimi bilemediğim için ayağı kalkıp dolabıma yürümeyi tercih ettim. Kapakları aralayıp Harry nin cümlelerini düşünürken elime aldığım uzun mavi elbiseyi yatağın üzerine fırlattım. Yavaşça üzerimdeki geceliği bedenimden ayırdım. Yere düşen gecelik göğüslerimi ve ipek siyah tanga mi ortaya seriyordu. Bunu normalde asla Harry nin gözünün önünde yapmazdım. Ama bugün farklıydı. Hissediyordum. Bugün güzel bitecekti. Arkamdan gelen ayak seslerini işittim. Birkaç saniye sonra Harry nin arkamdaki gölgesini fark ettim. Bana dokunamiyordu. Burnunu saçlarıma gömüp derin derin nefes aldı. Elleri titrekce belimi sardı. Onunla birlikte olmayı isterdim. Ama bana tecavüz ettiği gün aklıma geldikçe kendime çok kızıyordum. Boynuma kondurdugu öpücük ile gerildim. Gözlerim istem dışı kapanırken parmakları yavaşça göğüslerime çıktı. Göğüs uçlarımi parmak uclariyla sikistirdiginda inledim. Boynuma kondurdugu sert öpücükler bedenimi ona yaslamami sağlıyordu. Kendimi onun kollarında hem huzurlu hem de günahkar hissediyordum. İki zıt hissi bana yaşattıran Tek insan oydu. Gözlerimi yavaşça aralayıp bedenimi Ondan ayırdım. Beni daha fazla etkilemesine göz yumamazdim. Yatağın üzerinde duran elbisemi hızla giydim ve kapıdan çıkmaya hazırlandım. Ne olduğunu anlamamış bir şekilde bana bakıyordu. Gözlerimi gözlerine degirmeden konuştum.

"Üzgünüm Harry... Seni affedemiyorum."

Say My Name "Daddy" ||H.S.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin