Kendine gel Julia! Sen onu sevmiyorsun. Ona ait değilsin. O sana yalan söyledi. Kullandı seni. Sevmiyorsun işte Bunu kalın kafana sok!!
Seviyorsun Julia! Kendini kandırma. Zaten o senin canını yaktığı için seviyorsun onu. İnsan canı yandıkça bağlanır birine. Değerini o zaman anlar. Ağızlar konuşmasa da onunla gözler şarkı gibi mırıldanır sevdiğini. Sen de seviyorsun. Inkar etme artık!
"Hayır hayır Hayır sevmiyorum!!"
Bağırmaya başlamıştım. Deli gibi titriyor ve ağlıyordum. Tezgahta bulduğum bardağı dolaba fırlattım. Hızla salona koştum. Çerçeveler havada uçuşuyordu. Biblolar yerlerdeydi.
"Bana yalan söyledin sen. Kandırdın beni! Senden nefret nefret nefret ediyorum!"
🎥🎬🎦
"Sen neden geldin? Bir daha geri dönmemen icin para vermedim mi sana?"
"Onu unutamıyorum anlasana! Sen ona kötü zamanlar yaratırken ben vardım yanında. Onunla birlikte olduk. Güldük. Eğlendik. Bırak dediğinde bırakamam!"
"Lan! Birlikte olduk diyor hala ya! Anlamıyor musun? Kız hamile hamile! Hemde bebeğin babası benim! Daha ne konuşuyorsun sen ya?"
"Olabilir. Bir hata sonucu hamile kalmış işte. Seni sevdiği için mi aldırmadı sanıyorsun? Ya da sen onu sevdiğin için mi aldirmasini önledin? Komik olma Harry! Onu sevmediğini her ikimizde çok iyi biliyoruz."
"Ya onu sevmesem neden onun hayatı için kendi bebeğimi ölüme atıyım? Bebekten alınacak DNA ile onun hayatı kurtulacak Belki. Ama benim bebeğim olabilir anladın mı? Ben onu sevmesem neden böyle bir şey istiyom doktorlardan?!"
NE? B-Ben mi yanlış duymuştum Yoksa Yoksa bunlar gerçek miydi? Zayn para alıp gitmişti. Bebek ben. DNA? Uyusmak? Ölüm? Kim?
Elimde tuttuğum bardaklar titremekten yeri boyladiginda ikisi de kapıya dönmüştü. Beni gördüklerinde ikisi de hızla yanıma gelmişti. İlk onlara sonra yerdeki cam kiriklarina baktım. Hayatım da böyleydi. Paramparça. Bilmediğim onca şey. Istemediğim her şey. Saklı gizli işler. Hayatım. Bebeğim. Başım döndüğünde duvara tutundum. Ikisi de önümde duruyordu. Harry kolumu tutup dengemi sağlamam için yardım etmeye çalışıyordu. Kolumu silkip teması kestim. Hızla salona ilerleyip koltuğa oturdum. Yanıma gelip bir sürü sorular soruyorlardı. Kafamdaki düşünceler fink atarken onları duymuyordum bile. Zayn kolumu tutup beni sarstiginda çığlık atıp ayağa kalktım. Masanın üzerinde duran vazoyu duvara fırlatmıştım. Istemsizce gelişiyordu. Vazo da paramparça olduğunda kendimden geçmeye başlamıştım.
"DOKUNMA BANA! IKINIZDE DOKUNMAYIN SAKIN!"
Harry yanıma yaklaşmaya başladığında geri geri gitmeye başlamıştım. Gözlerimden akan yaşlar yeri boylarken ikisi de endişeyle bana bakıyordu. .
"Julia bak duyduğun gibi değil! Gel oturup konuşalım"
Televizyonun yanında duran melek figurunu alıp cama fırlattım. Cam da paramparça olduğunda Zayn bana şaşkınca bakıyordu.
"NEDEN HA NEDEN? BENIM HAYATIMI NIYE YONETIYORSUNUZ? NEDEN BENI SEVMEK YERINE IHANET ETMEYI SECIYORSUNUZ? NIYE BENIM HIC BIR SEYDEN HABERIM OLMUYOR? BEBEGIM VE BEN NIYE ÖLÜYORUZ? NIYE YA NIYE?"
Ikiside yanıma yaklaşmaya başladığında elimle bulduğum çerçeveyi onlara fırlattım. Geri çekildileri zaman hızla kapıya koştum.
"IKINIZDEN DE NEFRET EDIYORUM ANLADINIZ MI? NEFRET EDIYORUM!"
🎥🎬🎦
Melek figürlü biblo, çerçeveler... biblo elimden kaymıştı. 1 saniye sonra ben de yerdeydim zaten. Dizlerimin üzerine çökmüş, usul usul ağlıyordum. Fısıltıyla çıkan sesim Ondan nefret ettiğimi söylüyordu.
"Senden nefret ediyorum. Senden nefret ediyorum. Senden.."
Cam parçaları bacağıma batarken yanıma doğru koşan bir Lincoln görmüştüm. Ama o yoktu. Harry vardı. O onu kaçırmıştı. Hatta öldürmüş olduğuna bile suphelenmistim.
"Octavia! Sen sen iyi misin bu ne hal? Ne yaptın kendine?"
Beni kucağına alıp koltuğa yatırdı. Hala titriyordum. Gözlerim ıslaktı. Şok olmus bir şekilde Lincoln a bakıyordum. Aynı şey onun içinde geçerliydi.
"O gitti mi?"
Kaşlarını anlamamış bir şekilde çattı.
"Kim? Kim gitti mi?"
Onu görmemiş miydi?
"Harry! Mut-mutfaktaydı. Be-Beni öptü. O-or-orda mı -miydi?"
Başını hayır anlamında salladı. Ama o beni öpmüştü. Az önceydi. Ben her yeri dağıtmadan önceydi.
"Hayır octavia! Evde hiç kimse yoktu. Ben de sadece bahcedeydim. Seni yalnız bırakmak istemedim."
Ben bahçeye bakmıştım. Bağırmıştım. Yoktu. Ama Harry vardı o gerçekti.
"B-Ben sana bağırdım. Ama bah-bahçe de yoktu-tun!"
Kekelemem titrediğim için geçmiyordu. Lincoln saçlarımı okşadı. Diğer eliyle kollarıma masaj yapıyordu.
"Özür dilerim. Ben duymamışım. Evde kimse yoktu ama korkma artık!"
Tamam dercesine başımı salladım. Ben deliriyordum. Harry gelmemişti, Beni opmemisti. Ama o gördüğüm görüntü gerçekti. Zayn... zayn demişti. "Onu unutamıyorum. Kötü zamanlarda ben vardım yanında."
Ama ben onu hatırlamıyordum. Zihnimde o andan başka bir şey canlanmıyordu. Deliriyordum. Hastalıktan olabileceğini düşündüm. Yavaş yavaş ölüyordum belki de...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Say My Name "Daddy" ||H.S.
Fanfiction"Uslu bir kız ol ve babacığa istediğini ver Julia!"