15. Bölüm 'Tercih'

519 64 11
                                    

Selamünaleyküm,

Geç oldu ama yeni bölümle karşınızdayım. Bu bölümde Bizans'ın gözüyle olaylara bakacağız. İnşallah beğenirsiniz. Ah, fark ettiyseniz artık Moğollardan Haçlılara kaymaya başlıyoruz. ;)

DİPÇE: Medya'daki ezgi eşliğinde okumayı unutmayın. ;)

_______

"Harzemşahlar, Selçuklu Sultanı Alaaddin'e yenildi, ekselansları."

İmparator Basileus iki parmağı ile anlını okşadı. Tahtında oturmuş, karşısında el pençe duran saray nazırının coğrafyadaki son gelişmeleri iletmesini dinliyordu. Sıkkın bir hali vardı.

Taht salonu, geleneksel Bizans süslemeleri ve mimarisiyle inşa edilmiş olsa da Konsantinopolis'teki sarayının yanında çok sönük kalıyordu. Yine de kapıdaki özel askerlerini ve nazırla beraber duran bir papazı saymazsa, bu tenhalık taht salonunu yeterince büyük gösteriyordu. Fakat buranın insanla dolup taştığı anlarda Basileus için buranın kulübeden farksız olduğu aşikardı.

"Bilmediğim bir şey söyle." dedi, İmparator. İçi o kadar şişmişti ki her an patlamaya hazırdı. "Savaşın sonu en başında belliydi. Geç bunları!"

"Fakat Celalledin Harzemşah'ın kaçarken öldüğü haberi de var. Harzemşah Devleti'nin artık tarihe gömüldüğünü söylememiz gerekir. Bu durumda Selçuklular ve Moğollar sınır komşusu oldu, tampon kalktı. Bizans ile Moğollar arasındaki duran tek kişi Selçuklular. Önlem almamız gerekmez mi?"

"Sultan Alaaddin hayatta olduğu süre içerisinde Moğollar, Anadolu'yu işgal hareketine girişemezler. Hele ki öncü birlikliklerinin son hezimetinden sonra. Ondan hala korkarlar. Bulgar Çarından hala haber yok mudur?"

Nazır başını salladı. Bulgar Çarı lafını duyunca papaz da ilgi ile gözlerini kaldırdı ama İmparator görmezlikten gelmeyi tercih etti.

"Çar İvan Asen, teklifinize sıcak baktığını ama bazı şartları olduğunu elçileri vasıtası ile iletti."

"Neymiş bu şartlar?"

"İki krallık arasındaki ilişkilerin güçlenmesi için karşılıklı saygı ve hoş görünün artması gerektiğini, bunun için de ilk adım olarak siz değerli İmparator Basileus'dan Bulgar Ortodoks Kilisesi'nin özerkliğini kabul etmenizi rica ediyor."

Basileus'un kaşları ister istemez çatılmıştı. İvan Asen, açık seçik Bulgar Patrikliğini yeniden kurmasını ve Bulgar kilisesinin üzerindeki etki alanını kaldırmasını talep ediyordu. Eğer özerklik verirse, Rum Ortodok Kilisesi hiçbir şekilde Bulgar Ortodoks Kilisesi'nin iç ve dış işlerine karışamaz, kendisinden tamamen bağımsız bir yapıya bürünerek hareket ederdi. Kilise aracılığı ile Bulgar Çarlığında önemli bir etki alanına sahipken bundan vazgeçmesini istiyordu.

"Bence gayet makul bir teklif, ekselansları." diye fikrini dillendirdi nazır.

"Öyle mi?"

"Bağışlayın..." diye araya girdi papaz. "... İmparatorumuz'un alacağı böyle bir kararın muhakkak ki İznik - Bizans İmparatorluğunda ciddi bir etkisi olacaktır. Bölgedeki siyasi gücünüzü arttırmak isterken zayıflamanıza neden olmasın? Patriklik kolayca karar verilecek bir ayrıcalık değildir."

Nazır hemen yanı başındaki papaza döndü. "Bulgarlar da bizim gibi Ortodoks'tur. Onlar da en az bizim kadar Latinlerden haz almazlar. Böyle günlerde dindaşlarımızla sımsıkı olmamız gerekmez mi?"

İmparator elini sallayarak nazır ve papazı susturdu. Sonuçta ikisi de fikrini söylemişken bunun ötesi sözlü münakaşaya girerdi ve Basileus, iki adamın ağız dalaşını bugün çekemeyecekti.

Gökbörü ve Ertuğrul GaziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin