40. Bölüm: 'Kam'

384 51 30
                                    

Selamünaleyküm,

Geldik bir Diriliş gününde hikayemizin yeni bölümüne. İnşallah beğenirsiniz. Size tavsiyem medya'ya eklediğim ezgiyi dinlemeniz. Bu bölümde Gökbörü bizlere bir ezgi çalacak ve medya'daki ezginin aynısı olduğunu söylemem gerekir. Yani Gökbörü'nün müzik şölenini siz de dinleyebilirsiniz. :)

Fikrinizi belirtmeyi ihmal etmeyin. Hayalet Okuyucular, bilhassa size diyorum. :D

__________

"Bir toy?" dedi, Ertuğrul. "Hem de bu saatte?"

Gökbörü abartılı bir tebessümle başını salladı. Çok sık gülümsemediğini düşününce Ertuğrul ister istemez ürperdi. Kesinlikle bir şeylerin peşinde olmalıydı, değil mi?

"Bu akşam gökyüzünde yeni ay var." dedi, Tor.

Erdur gardaşını onayladı. "Tam da ezgi şöleni için aradığımız hava."

İkizler de mi bacıları ile aynı fikirdeydi? Pekala, kesinlikle ortada dönen bir şeyler vardı.

Hayme Hatun ve Halime Hatun bu fikre sıcak bakmışlardı. Bir iki ay sonra Söğüt'e döneceklerdi. Bu da ister istemez kış dönümünde dışarıda toy yapamayacaklarını gösteriyordu. Havalar hala sıcakken yaz gecelerini güzelce değerlendirmeleri gerekmez miydi?

"Bence iyi fikirdir, oğul." dedi, Hayme Hatun. "Nicedir toy düzenlemedik. Ahali de pek memnun kalır."

Halime gülümsedi. "Hem Kara Temür de çocuklara kaç zaman oldu, kay anlatmaz."

"Harika!" dedi, Tor. "Kay? Bayılırız."

"O zaman..." diye söze başladı, Gökbörü. "herkese haber edin, bir an önce toplansın."

"Ezgi şöleni kimden?" diye sordu, Ertuğrul.

İkizler aynı anda cevapladı. "Bizden."

Ertuğrul'un gözleri ikizler ve Gökbörü arasında gidip geldi. Küçük bir kahkaha atarak, "Gökbörü şarkı mı şakıyacak?" dedi.

Gökbörü suratını büzüştürdü. "Çok beklersin."

Erdur gülümsedi. "Aslında sesi fena değildir ama şarkı şakımayı sevmez. Yine de çalgı çalacak."

"O zaman oldu." dedi, Ertuğrul. Uzun bir yolculuk yapmışlardı ve dinlenmeye fırsat bulamamışlardı ama ezgi dinlemek, zihnindeki yorgunluğu söküp atacaktı. Başıyla onayladı. "Abdurrahman Alp!"

Esmer alp, hızla içeri girdi. "Emredin, beyim."

"Ahaliye haber edin, toy vardır. Ezgi dinlemek, şarkı şakımak isteyen herkes meydanda toplansın. Kara Temür'e de haber et, kendisinden bir kay dinlemek isteriz."

Abdurrahman elini kalbine koyarak beyini selamladı. "Emredersin, beyim."

Bir saat içerisinde yatsı namazı kılınmış, Kayı ahalisinin büyük çoğunluğu toya iştirak etmişti. Kalan kısım ise ya çok yorgun olduğundan ya da türkü dinleme havasında olmadığından çadırlarında kalmayı tercih etmişti. Havanın yer yer bulutlu ve boğucu olması da ister istemez katılımları olumsuz etkileyen bir şey olmuştu. Ertuğrul bile bu garip havayı görünce pişman olmuş, insanların eğlence havasına girebileceğinden şüphe etmişti.

Lakin çocuklar bu işe sevinmiş, Kara Temür'ün kaylarını dinlemek için koşturmuşlardı. Koca demirci bir anda gece vakti bu toyun nereden çıktığını anlamamışsa da kendisine söylendiği gibi çocukları önüne toplayıp, Kürşat ve 40 çerisinin hikayesini anlatmaya koyuldu. Elbette yetişkinlerin de çocuklardan yana kalır bir halleri yoktu. En önde, bir zamanlar babasını dinlerken olduğu gibi, kendi oğlu Ak Temür vardı.

Gökbörü ve Ertuğrul GaziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin