38. Bölüm 'Bozkurt'

401 45 21
                                    

Selamlar,

Çok bekletmediğimi umarım. Yavaş yavaş romanın sonlarına geldiğimizi söylemek istiyorum. Son bir büyük karşılaşma olacak inşallah ve sonra da son rütuşları belirleyip Gökbörü'nün bu macerasının da sonuna geleceğiz. Amacım Şubatın ilk haftası bitirmek ama ikinci haftasına da sarkabilir, hayırlısı inşallah. :)

_______

"Bana bulaşma. Ruh halim o kadar kötü ki şu an en gaddar halime bürünebilirim." dedi, Gökbörü.

Ertuğrul karşılık olarak sadece iki elini havaya kaldırdı.

"Kıpırdama." dedi, haydutların lideri. Ertuğrul tek kaşını saldırarak adama baktı. Baştan aşağı sıska adamı süzdü. Adam açlık veya hastalıktan değil yaratılış gereği sıska bir yapıya sahipti. Yine de gözüne zayıf ve güçsüz görünmüştü. "B ahşap saçmalıklarından başka bir şeyiniz yok mu?"

"Kese sende." diye cevapladı, Ertuğrul. "Daha gözün doymadı mı?"

"Şu hatunda bir şey yok mu?"

"Yok!" dedi, Gökbörü. Ses tonu o kadar sertti ki hemen yanı başındaki haydut kısa bir an irkildi.

"Hiç sorma, hiç süs merakı yok." dedi, Ertuğrul. "Elbiseyi bile zor giydirdik."

"He... erkek gibi gezer yani?"

"Aynen öyle."

Adam sırıttı. "Benim de öyle bir kuzenim vardı. Bildim bileli erkek gibi giyinir, kılıç sallardı."

Pusat sallayan kadın hikayesi, Gökbörü'nün ilgisini çekmişti. "Ona ne oldu?"

Adam yüzünü buruşturdu. Acıdan değil, sadece hoşnutsuz olduğu bir anıyı hatırlamanın verdiği bir sıkıntının ifadesiydi. "Haçlılardan çaldık, peşimize düştüler. Tecavüze uğradı, derisi yüzüldü ve yakıldı."

"Ah, kötü olmuş." dedi, Gökbörü.

"Öyle oldu, küçük yapılı olduğu için ince işlerde çok kullanışlıydı. Ayrıca baya yetenekliydi. Benden bile."

"Ondan şüphem yok."

"Ha?"

"Yok, bir şey."

Adam gözlerini kıstı. "Bu kadar yakınlaşma yeter. Madem başka şeyiniz yoktur, gidiyoruz."

Adamlar geri çekilmeye başladığında Ertuğrul ve Gökbörü hala aynı yerde oturuyordu. Haydutların lideri bir anda geri çekilmekten vazgeçip, sırıtarak, kılıcını Ertuğrul'a doğrulttu. "Sizi öldürmeyi unuttum."

"Sebep? Peşinizden geleceğimizden mi korkarsınız?" dedi, Ertuğrul.

"Şey, evet. Doğrusu o da var, pek bir inatçısınız. Fırsatını bulunca intikam almaktan çekinmiyorsunuz. Lakin ben de intikamcıyımdır. Türkopoller nicedir bize nefes aldırmaz oldular. Görüyorsunuz ki çok kaybımız var."

"Eee?"

"Eee... Siz de Türksünüz!" Adam kılıcı ile hem Ertuğrul'u hem de Gökbörü'yü işaret etti. "Sizi öldürerek, onların bizi bulaşmaması konusunda uyarmış olacağız."

Gökbörü ve Ertuğrul GaziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin