39. Bölüm 'Rüzgar'

368 51 20
                                    

Selamlar,

Yeni bölümü koyup hemen kaçıyorum. Az buçuk hasta olmuşum, dua edin. :)

______

"Selamünaleyküm, Ertuğrul Bey." dedi Tor ve Erdur, aynı anda.

"Aleykümselam." diye cevapladı, Ertuğrul. Gökbörü'ye bakarak, "Onlar...?"

"İkiz mi? Evet." dedi, Gökbörü.

Ertuğrul iki gardaşın yüzüne bakınca gerçekten de çok belirgin izler görüyordu; burun, ağız ve çene yapıları birebir aynıydı. Bir tek göz renkleri, saçlarının uzunluğu ve vücut ölçülerinde farklılık vardı. Ertuğrul daha önce de ikiz hatta üçüz görmüştü ama daha önce birbirlerine hem bu kadar benzeyip hem de birbirinden bu kadar belirgin farkları olan ikizler görmemişti.

"Bacımız seni hala delirtmedi mi, Ertuğrul Bey?" diye sordu, Tor. Erdur küçük bir kahkaha attı. İkizler arasında en az konuşanı o idi. Tor ise en muzip olanıydı.

"Siz hala ölmediniz mi?" dedi, Gökbörü. "Hayır, neden siz geldiniz?"

"Sence?" dedi, Erdur. İşaret parmağı ile boğazını kaşıdı. "Babam seni kolaçan etmemizi istedi."

"Bu işi Güngök yapmıyor muydu?"

"Güngök Bey, senin kocandır." diye cevapladı, Tor. "Nasıl başarıyorsun bilemem ama o adamın tek zaafı sensin."

"Ee?"

"Eeesi...Babam, tamamen dürüst bilgi vermediğini düşünüyor. Malum enişte bey, senin lehine hareket etmeye her daim eğilimdir."

Gökbörü dudağını büzdü. Babasının bu yaklaşımı Güngök'ün hiç hoşuna gitmeyecek hatta oldukça öfkelenmesine neden olacaktı. Onu çabuk sinirlendirmek kolay değildi ama herkes gibi onun da kırmızı çizgileri vardı. Eh, babasına da hak vermiyor değildi, Güngök asla ricalarını geri çevirmezdi.

"Yani..." diye sözüne devam etti, Tor. "Onca yolu gelmeye biz de meraklı değiliz ama geldik."

"Tamam, geldiniz, gördünüz şimdi kaybolun." Tor ve Erdur aynı anda yüzünü buruşturdu. "Ne?"

"Çok kabasın." dedi, Erdur.

Tor da gardaşına katıldı. "Ne bekliyorsun ki? Hayvanlarla içli dışlı ola ola insanla nasıl konuşulur unutmuş."

"Hiç öğrenmedi ki!"

"Babamın hatası."

"Kesinlikle! Bizi dinliyor mu?"

"Hayır!" dedi, ikisi de aynı anda.

Gökbörü derin bir nefes aldı. Eğer biraz daha birbirleri ile konuşup, kendisini çekiştirmeye devam edeceklerse patlayacaktı. Hızla sağına ve soluna baktı, bozkurtlarından bir işaret falan bekliyordu. Akşam yemeği için bu iki sersemi, onlara sunabilirdi. Babasına da kurt yedi, derdi. Bir anda kendini Hz. Yusuf'un gardaşlarından biri gibi hissetti ve fikrinden vazgeçti. Zaten Hz. Yakub gibi babası da Gökbörü'ye inanmazdı. Yani ne de olsa başta bozkurt türü olmak üzere tüm kurtlara söz geçirebilme gibi bir huyu vardı.

Ertuğrul, yanı başındaki Gökbörü'nün yüz renginde büyük değişimleri fark edince kızı omuzundan tutup, oymağın girişine çevirdi. Ağabeyleri ise olanları fark etmemiş ya da görmemiş gibi yapıp, Gökbörü'yü çekiştirmeye devam ediyorlardı.

"Bence oymağa girelim."

"Bu adamlar türlerinin son örneği." diye cevapladı, Gökbörü. "Yaşadığım eziyeti görüyor musun? Sırf bu yüzden dağ taş geziyorum."

Gökbörü ve Ertuğrul GaziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin