11. Bölüm 'Baycu'

892 83 14
                                    

Selamünaleyküm,

Uzun bir aradan sonra yeni bölümle karşınızdayım. İnşallah beğenirsiniz. :)

DİPÇE: Medya'da yer alan 'Baycu' ezgisini dinlemeyi unutmayın. ;)

_______


Uzun, siyah örgülü saçları sırtına kadar uzanıyordu; aralarına tek tük aklar düşmüştü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uzun, siyah örgülü saçları sırtına kadar uzanıyordu; aralarına tek tük aklar düşmüştü. Kalın, siyah kaşları ve ateş almış gibi bakan gözleri, karşısında kendine kafa tutan Türkmenlerin üzerindeydi. Sultan Alaaddin ve meşhur komutanı Kemalettin Kamyar, Güney Kafkaslarda Curmagun Noyan ile uğraşırken, Anadolu'nun içlerine doğru elini kolunu rahatça sallayıp, ilerleyeceğini; dirençsiz bir bölge göreceğini beklemiyordu tabi. Selçuklunun ucbeyleri aksi bir davranışta bulunmak için fazla gözü karaydı. Kabul etmeliydi ki Selçuklu Sultanı, uçbeylerini tayin ederken, doğru kişileri seçmişti.

Baycu Noyan, derin bir nefes aldı. Sivas'a kadar ilerlemeyi başarmış, karşısına çıkan ucbeylerini ve ordularını harap etmişti. Besbelli ki durumu haber alan diğer ucbeyleri, destek olmak için karşısına dikilmişti. Casusları hemen etrafa saçılmış, kısa sğrede haber getirerek karşısındaki iki bey hakkında malumat getirmişti.

Biri Sultanöyüğü bölgesinin ucbeyliğini yapan Kayı Beyi Ertuğrul; diğeri de Kastamonu ucbeyliğine getirilmiş Hüsameddin Çoban idi. İkisinin ortak noktası ise her iki oymağın da Kayı olmasıydı. Besbelli ki sultan, Kayılara çok güveniyordu. Yine de fark etmezdi. Bu güven öyle ya da böyle boşa çıkacaktı.

Onu bizzat Curmagun Noyan, Harzemlerle savaşırken Mugan'dan buraya göndermişti. Geleceği parlak bir komutandı ve değerini kanıtlayıp, Curmagun'dan sonra Batı Moğol ordularının komutanı olabilecek yeterlilikte olduğunu gösterecekti. Hevük Kalesini ele geçirirse, önemli bir üstünlük elde ederdi. Öncelikle nispeten Konya yolu önüne serilecekti. Başkent ele geçerse Selçuklu da artık direnemezdi. Ayrıca Güney Kafkasya'ya çekilen Curmagun ve Sebütey'in yolunu temizlemiş ve geçişe açmış olacaktı. Böylece kolaylıkla Anadolu'ya girip, ilerleyebilirlerdi. Hevük'ü ele geçirir de Konya'ya doğru yol alırsa, Alaaddin ordusunu hemen başkente çekme kararı almak zorunda kalırdı. Emindi ki şimdi bile ordusunu çağırıp çağırmama konusunda emin olamıyordu. Sınırları bırakırsa, Moğol ordusu işgale başlardı. Çoktan sızmış öncü birlikleri durduramazsa yine Moğol ordusu işgale başlardı. Sultanöyüğü ve Kastamonu Uçbeyleri, Sultan Alaaddin'in son savunma hattıydı. Baycu Noyan, bu son hattı da kırarsa zafer Moğollardan yana olurdu.

Baycu, atını dehleyip düşmanlarıyla yüzleşmek için yaklaştı. Yanına hiçbir koruma alma gereği duymadı. Bu bir nevi korkusuzluğunu ve cesaretini gösterme şekliydi. Her yere sessizlik hakimdi. Rüzgar bile sessizce esiyordu. Oysa Boğa-öyüğüne geldiği sıralarda birkaç kilometre uzağındaki Gulam Köyü, oldukça canlı bir yerdi. Şimdi ise onlar bile sessizliğin içinde kaybolmuştu.

Gökbörü ve Ertuğrul GaziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin