- sanırım yanlış kadına tutuldum. Tanrım!!! sen .............!!!Senden korkmalı mıyım?Meral, önce Anıl'ın yeşil gözlerinin derinliklerine, sonra yerde yatan adamın kandan görünmeyen yüzüne baktı. Yeni biten boğuşmadan ötürü, hala nefesini düzenlemekte güçlük çekiyordu.
Elinin tersiyle çenesine dokununca, keskin bir acı hissetti. Bulaşan kan, ufak bir yaradan akamayacak kadar çoktu. En ufak bir acı belirtisi olmayan yüzünü tekrar Anıl'a döndü.
- beni nasıl buldun!
Anıl, arkasında hala çalışır durumda olan arabasından bir paket mendil alıp, hızla Meral'in yanına gitti. Paketten çıkardığı mendillerle, kadının çenesinin sağ tarafından süzülen ve boynununda sağ tarafını tamamen kaplayan kanı silmeye çalışırken;
- iyi misin? Bu kadar kan dudağından süzülmüş olamaz. Hem bu adamda kim? dedi.
Meral, bir adım geri çıkarak, Anıl'ın boynunda şefkatle dolaşan elinden uzaklaştı.
- yardıma ihtiyacım yok! Önemli bir yara değil. dedi. Adamın kim olduğuna değinmeden.
Anıl'ın cevap vermesine fırsat tanımadan, yanından geçip, yerde yatan adama doğru yürüdü. Eğilip adamın ceplerini kontrol etmeye başladı. Telefon, para, birkaç not yazılmış kağıt ve cüzdan harici bişey yoktu. Yani adam silahsızdı. AVM ye silahla giremeyeceği için, Meral gibi silahını arabada bırakmış olmalıydı. Büyük ihtimalle, Meral'i küçümsediği yada vakti olmadığını düşündüğü içinde, öncelikle silahını almaya gerek görmemişti.
Meral konuştuğunda, ağzının içininde kanla kaplı olduğunu görmüştü Anıl. Çenesinin sağ tarafıda şişmeye başlamıştı. Yüzüne aldığı bir darbe sonucu, dişleri yanağının içini kesmiş yada parçalamış olmalıydı. Kadının tek tepkisi ise, elinin tersiyle yarasını kontrol etmek olmuştu. Şimdide yerde yatan adamın üzerini arıyordu.
Anıl, burda oluşunun Meral'i memnun etmediğinin farkındaydı. Kadının soğuk tavrı, bunu apaçık gösteriyordu zaten. Ama ne olursa olsun çekip gitmeye niyeti yoktu. Dönüp, adamın cüzdanını boşaltan kadının yanına çöktü.
- ne arıyorsun? diye sordu.
Meral dönüp garip bir ifade ile baktı sadece. Ve yine cüzdanı kurcalamaya devam etti.
Anıl kadının bileğini tutup;
- böyle yapma, yardım etmeye çalışıyorum, dedi.
Meral yavaş yavaş kanlanmaya başlayan gözlerini, genç adama çevirip;
- neden? diye sordu.
Şişen yanağından dolayı, sesi ve konuşması kulağa garip gelsede, sorduğu sorunun cevabını, gerçekten merak ettiği belli oluyordu.
Anıl, kadının haklı sorusunu düşünürken, tuttuğu bileğini bıraktı. Elini kadının kan içindeki yanağına götürüp;
- çünkü istiyorum! Yardıma ihtiyacın olmadığını bilsemde, bana ihtiyacın olsun istiyorum! dedi.
Meral bir süre baktı adamın yeşil gözlerine. Yanağındaki elin verdiği rahatlama o kadar gerçekti ki, onu yıllar önce tanımış olmayı diledi. Bu mükemmel yeşillere bakmak bile, içinde bulunduğu durumu, yeri, zamanı, acıyı unutmaya yetebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mükemmel Takıntı
General FictionAcımıyordu, evet anlamını bilmediği bir duygu vardı ama, kesinlikle acımıyordu. Gözlerini son kez kapattı ve hissetmek istedi, insan bu kadar duygusuz olabilirmiydi? Anlamını bilmediği duyguda kalbinde değil, beynindeydi zaten. Bu yüzden...