12. Bölüm: Biri Vardı

9.7K 566 112
                                    

     - söz, dedi Meral. Söz veriyorum. Sen istediğin sürece seninleyim. Beni yalvartma !!!

       Öyle bir niyeti yoktu zaten. Kendiside bu ana kadar zor sabretmişti. Ama istediğini almıştı sonunda, küçücük bir "söz" , bütün isteklerine evet demişti. Şimdi özgürce yaşayabilecekti duygularını, hesapsız, kitapsız ve en önemlisi şartsız. "şartların canı cehenneme" dedi içinden. Bütün hislerini özgür bırakıp, Meral' de kaybolmak istiyordu. Yavaş ama becerikli haraketlerle aradaki engelleri kaldırdı. Dün sabah, kadının evini terkettiğinden beri, bu anın hayalini bile kuramamıştı.

Şimdi bütün gerçekliğiyle karlısındaydı Meral, bütün güzelliğiyle ona aitti. Vücudunun her santimini tanımak için, bir yolculuğa çıkardı dudaklarını. Asla bıkmayacağı, asla yorulmayacağı, ve asla vazgeçmeyeceği, doyum olmaz bir yolculuktu bu.

Anıl'ın varlığını tüm hücrelerinde hissediyordu Meral. Hissetmek ne güzel bir meziyetti. Yıllardır unuttuğu bütün duygular, Anıl'ın dudaklarından yayılıp, bütün vücuduna, benliğine yerleşiyordu. İnsan olmak, kadın olmak, yaşamak, hissetmek, hissedilmek, tüm bunlar, adamın enfes dudaklarından enjekte oluyordu damarlarına. Kesik nefeslerle ve inlemelerlede kök salıp can buluyordu. Tarif edilemez bir hazzın* basamaklarındaydı şimdi, çıktıkça çıkıyor, tırmandıkça yükseliyordu. En uç noktaya geldiğinde, ordan dağılıp bütün gökyüzüne yayıdı bu hazla birlikte. Ama bitmemişti, yeni başlıyordu yaşamaya bu tarifsiz duyguları, bu duyguları Anıl'ada yaşatana kadar durmayacaktı.

Önünde büyük bir ihtiyaçla inleyen kadına baktı, yine o tanıdık titreme sarmıştı bütün vücudunu. Daha sahip olmadan, ona bu zevki yaşatmanın verdiği ihtiras, sabrını son noktaya getirmişti. O karanlık ama tanıdık labirentlerde kaybolmak, tırmandığı zirvede Meral'i bulmak onunla bir olmak arzusu, dayanılmaz bir hal almıştı.

Kayboldu Anıl, çıkışı hiç bilmediği karanlık yollarda, aradı ve buldu kadınını. Birlikte yaşadıkları duygular sadece zevk diye tarif edilemezdi, hayattı bu duygu, suydu, yemekti, nefes almaktı ve en önemlisi teslimiyetti. Az önce bir "söz" le teslim aldığı, mükemmel kadına teslim olma zamanıydı şimdi.

Teslim oldu Anıl, bıraktı kendini, istediği yerdeydi zaten, direnmek anlamsızdı. Az önce Meral'in tırmandığı zirveden, şimdi birlikte dağılma zamanıydı gökyüzüne. Usul usul başlayan tırmanış ritmini buldu sonunda, ulaştılar istenen yüksekliğe ve dağıldılar birlikte, vücutlarından yayılan enerji, odayı kapladı.

İkiside ter içinde, nefes nefese sarıldılar birbirlerine. Anıl'ın ondan aldığı ilk samimi karşılıktı bu sarılma. Son olmamasını diledi. Kadının çıplak sırtında parmak uçlarını dolaştırırken, bir korku düştü kalbine. Ya yine her sevişmelerinden sonra yaptığı gibi, buzdan bir tanrıçaya dönüşürse, ne olacaktı. Bu duyguları başka bir kadınla yaşaması mümkün değildi. Parmakları olduğu yere çakılıp kaldı, şimdi o huzur dolu anı, bir endişe kaplamaya başlamıştı.

Sırtındaki parmakların güven veren dokunuşu kesilince, anladı Meral. Adamın, korkularını hissedebiliyordu. Onu nasıl incittiğini, kullanılmış olma duygusunu ona nasıl yaşattığını biliyordu. Yine istediğini alıp, çekip gideceğini düşünüyor olmalıydı Anıl.
        Ama bu defa gitmeyecekti. Ona böyle koşulsuz teslim olan, bu yakışıklı adamı bırakmaya niyeti yoktu. Yıllardır süren yalnızlığına bir son vermek istiyordu. Hedeflerinden şaşmadanda yaşabilirdi Anıl'ın sihrini. Her zaman
yaptığı kusursuz planlarına onu da dahil edebilirdi. Şimdiye kadar hiç başarısız olmamıştı, yine olmazdı. Ama bu yolun sonunda, hedefine ulaşsada ulaşmasada mutsuz edecekti Anıl'ı. Ya hedefine ulaşma yolunda ölecekti kadın, yada başarırsa bu ülkeyi sonsuza dek dönmemek üzere terkedecekti. İki ihtimalde incitecekti kollarındaki adamı.

Mükemmel TakıntıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin