28.Bölüm: Tanrıçamsın!

7.5K 576 156
                                    

     - sonra....   Özledim !!!

       Günlerce beklemişti, biraz daha bekleyebilirdi. Ölümden dönmüş olmasına rağmen, hala yanında olan bu adama, tüm gerçekleri borçluydu ama, bekleyebilirdi. Çünkü Meral'de çok özlemişti.

       Varolmayı, eskiye dair ne varsa, bir an olsada unutmayı, Anıl'la bir olmayı özlemişti oda. Başka seçeneği de yoktu zaten. Tüm ihtirasıyla onu öpüp dokunan adam, ona başka şans tanımıyordu.

       Anıl'ın sihri, yine sarmıştı benliğini, zihnini. Parmaklarını, adamın saçlarına daldırdı. Nefessiz kalana kadar, giderdi özlemini. Artık düşünemiyor, sadece istiyordu, ihtiyacı olan herşeyi istiyordu ondan. Nefes nefese geri çekildi; Varolduğunu hissettiren bu adamda kaybolmadan önce....!

     - haklısın.....   sonra, dedi.

***********************************

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***********************************

Mutfakta kalan iki genç, kıkırdamaya devam ederken, Huri'nin birden soğuyan yüz ifadesi, ortamı germişti.

Hastanede geçen yıllarında, bir odada, bir adamla yalnız kaldığı günlere geri dönen Huri'nin, yaşadıklarından habersiz olan Gökhan;

- iyimisin? Derken, elini kızın omzuna koymak için uzandı.

Huri'nin bir adım gerileyip, Gökhan'ın gözlerine kilitlenen öfkeli bakışları, genç adamı dahada şaşırmıştı. İki elini, bir şey yapmıyorum dercesine kaldırdı;

- tamam, sakin ol! İstemiyorsan gidebilirim. İyi olduğuna emin misin? dedi.

Huri'nin, kıvılcımlar saçan gözlerinde, bir kararsızlık belirdi. Gerilmiş vücudunu birazda olsa salarak, yanındaki sandalyeye oturdu. Şimdi daha sakin görünüyordu ama, az önceki gülümseyen yüzden eser yoktu. Gözleri hala genç adamın gözlerindeydi.

       Gökhan, "biraz daha böyle bakmaya devam ederse, bu kız zihnimi okuyacak diye düşündü". Geri geri giderek, mutfak tezgahına dayandı. İlginç bir şekilde, bakışlarını kızın gözlerinden alamıyordu. Aslında bu durum, oldukça rahatsız ediciydi ama, gözlerini kaçırmak istesede yapamadı.

       Bu delirtici bakışmanın son bulması için, tek çareye başvurdu; konuşmak, soru sormak, dikkat dağıtmak işe yarayabilirdi.

     - yanlış bir şey yaptıysam lütfen söyle, seni üzmek istemem! dedi. Saçmaydı aslında söyledikleri, bir şey yapmamıştı.

       Gökhan'ın sözlerinden sonra, kızın bakışları yön değiştirmesede, göz bebekleri titremeye başladı. Her an ağlayacakmış gibi bir hal almıştı şimdi. Ne yapması gerektiği konuşunda bir fikri olmayan Gökhan, yaklaşıp yardım etmek, bir derdi varsa teselli etmekten başka çare göremiyordu ama, bir adım bile atamadı.

Mükemmel TakıntıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin