- Anıl, Anıl bey !!!
Gözlerini aralayınca, doktorla burun buruna geldi. Boynunda hala keskin bir acı vardı, yinede daha iyi hissediyordu kendini.
Doktor, genç adam uyanınca, geri çekilip gülümsedi.
- günaydın. Rahatsız etmek istemezdim ama, bazı testler yapmalıyım.
Anıl, yataktaki eksikliği farkedince, doktora dönüp;
- Meral nerde? dedi.
- Meral? Ahh pardon. Meral hanım çıktı. Bir iki güne dönecekmiş.
- bir iki gün mü? Nereye gitti ki?
- inanın hiç bir fikrim yok. Tek bildiğim, döndüğünde sizi burda bulmak istediği.
- iki gün bekleyemem. Onu bulmam lazım. Telefonumu verir misiniz?
- bakın; hiçbir yere gidemezsiniz. Bünyeniz hala çok zayıf. Ayrıca, onu bulmanızda mümkün değil. Bunu biliyor olmalısınız.
Evet, biliyordu Anıl. O istemedikçe, ona ulaşmak imkansızdı. Yinede burda yatıp bekleme düşüncesi , canını sıkmıştı. Yattığı yerden doğruldu. Eli istemeden, bandajlı boynuna gitmişti.
- biliyorum ama deneyebilirim. Sizde beni zor kullanarak tutamazsınız sanırım.
Doktor genç adama bakıp, bin bir anlam yüklenebilecek yüz ifadesiyle konuştu;
- bakın genç adam! Sizi burda tutmam emredildi. (Doktorun eksik parmaklı eli, yine Anıl'ın gözünün önündeydi) ben bir cerrahım ve benim bu emre itaat etmekten başka şansım yok ! Gerekirse, sizi bu yatağa kelepçeleyebilirim.
Adamın Meral'den bu derece korkması, Anıl'ın endişelerini haklı çıkarsada, komikti.
- kelepçe mi? Benimle ilgili fantazileriniz yoktur umarım! dedi.
Doktor içten bir kahkaha attıktan sonra, Anıl'ı yavaşça yatağa itti,kolunu çevirip, kan almak için hazırlanmaya başladı.
- erkekelerden hoşlanmıyorum üzgünüm. Ama sevgiliniz döndüğünde, sizi yatağa bağlı bulursa, eminim çok mutlu olur.
Anıl bir an gözlerini kapatıp, bu düşünceyi hayal etti. Yatakta bağlı ve karşısında Meral. İçindeki kıpırtıları, damarına giren iğne bölünce, doktora döndü;
- parmağınız konuşunda gerçekten ciddi misiniz? dedi.
Doktor, işini bitirip doğruldu. Gözlerinde, hüzün ve öfke karışımı bir duygu vardı. Elindeki enjektörü cebine koyup, diğer eliyle, parmağından geriye kalan izi ovmaya başladı.
- bunu haketmiş olduğum gerçeği, öfkemi yatıştırıyor. Ama size şunu söyleyebilirim ki; tehlikeli sularda yüzüyorsunuz. Burdan çıkınca, kendinize başka bir yol çizin. Size bundan başka birşey söyleyemem. Yani bu konuyu onunla konuşman daha doğru olur.
- anlıyorum. Yinede başka bir yol istemiyorum. Son bir soru, size bunu neden yaptı?
Doktor, sıkıntılı bir şekilde nefes aldı. O gün yaşadıkları, zihninde yeniden canlandı. Gerçeği söylemek bu soruyu cevaplamanın en basit yoluydu. Çünkü doğru cevap, gerçekte gizliydi.
- başka birinin hayatını kurtarmak için, dedi. Bir çocuğun diyememişti.
Anıl, aldığı cevaptan memnundu. Yaşananları bilmesede , Meral'in iyi bir şey yaptığını düşündü. Bir can için, bir parmak feda edilebilirdi. Azda olsa içi rahatlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mükemmel Takıntı
Ficción GeneralAcımıyordu, evet anlamını bilmediği bir duygu vardı ama, kesinlikle acımıyordu. Gözlerini son kez kapattı ve hissetmek istedi, insan bu kadar duygusuz olabilirmiydi? Anlamını bilmediği duyguda kalbinde değil, beynindeydi zaten. Bu yüzden...