- merhaba!!! O aptal benim.
Huri bayılmak istiyordu. Yok yok yerin yarılıp onu yutması daha iyi olurdu. Kızaran yanaklarındaki yanma, görmesede yüzünün halini ona belli etmişti. Bir Kenan'a bir Gökhan'a baktı aval aval.
Ama bu hali uzun sürmedi. Daha beteri yoldaydı. Gökhan üç uzun adımda yanında bitti, ve her zaman yaptığı bir şeymişçesine Huri'nin dudaklarına yapıştı.
Garipti çok garip. Yumuşak.....ama ısrarcı, tedirgin.... ama kararlı. Saniyeler Huri'nin zihninden akıp giderken, zaman kavramı kayboldu gitti. Huri donup kaldı. Bırak dudaklarını kıpırdatmayı, nefes bile alamadı. Yanlış olan birşey vardı. Tek hissettiği buydu. Gökhan'ın dili veda edercesine alt dudağına dokundu ve yok oldu. Huri'nin içi titredi.
Sonra bütün sesler geri geldi. Tuhaf bir uğultuyu takib eden alkış sesi, Huri'yi de geri getirdi. Hemde tam kampüsün ortasına.
Gözlerini açınca, istemesede çıktı sığındığı karanlıktan. Gözlerini kapatmış olduğunuda o an farketti. Alkış ve ıslıkları bölen, kalın erkek sesi Huri'nin düşüncelerinide böldü.
- bu ne şamata!!!
Tüm gözler binanın içinden hızla gelen adama çevrildi. Adam uzun ve yapılıydı. Kalıbına uymayan çerçeveli gözlüklerini çıkarıp, elinde salladı.
- üniversitede de olsa, öğrenci olduğunuzu unutmayın!!! Bu curcunanın sorumlusu kim?
Öğrencilerin arasından fırlayan sinir bozucu kızın cıyaklaması, işleri daha beter bir hale soktu.
- hocam, bu ikisi öpüştüler!!!
Huri yerin onu yutması fikrine geri döndü. Hatta onu Kont Dracula'nın tabutuna koyup gömebilirlerdi.
Kenan duruma müdahale etmenin doğru olmayacağını düşünmüştü. Gökhan'ın kızı fütursuzca öpmesinede bu yüzden seyirci kaldı. Huri buraya Gökhan için gelmişti ve Kenan sadece bir korumaydı. Ama aptal herifin burnunu kırmamak için dişlerini sıkmaktan vazgeçemiyordu. Bu rezaletin sorumlusu oydu.
Gözlüklü hoca kıza ters bir bakış atıp, kalabalığın geri kalanına göz gezdirdi. Sesi bir oktav daha yükselen adam;
- sizde alkış tuttunuz öyle mi?
Diye kükreyince, etraf tamamen sessizliğe gömüldü. Gökhan o ana kadar, Huri'nin yüzüne bakmaya devam ediyordu. Ve aklını okumak istiyordu, ne düşündü ne hissetti. Huri ise başını yerden kaldırmamakta kararlıydı. Sonra yavaşça arkasına döndü. İspiyoncu kıza "bittin sen" bakışını attıktan sonra, asabi Hocasıyla yüzyüzeydi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mükemmel Takıntı
Narrativa generaleAcımıyordu, evet anlamını bilmediği bir duygu vardı ama, kesinlikle acımıyordu. Gözlerini son kez kapattı ve hissetmek istedi, insan bu kadar duygusuz olabilirmiydi? Anlamını bilmediği duyguda kalbinde değil, beynindeydi zaten. Bu yüzden...