Mükemmel Takıntı

46. Bölüm: Comodo Korugan

       Gökhan, Meral'in onlara verdiği kiralık araba ile ev arasında yaptığı, beşinci tur sonunda, Huri'nin alışveriş çılgınlığını salona taşımayı başarmıştı.

       Son koliyle birlikte kapıdan geçince, ayağıyla kapıyı kapatıp;

     - sen bana demiştin ama, "delilikle dahilik arası ince bir çizgidir diye". Bu tezini, bu gün kanıtlamış oldun, dedi. Elindekileri yere bırakıp doğruldu.

       Huri, yeni aldığı kot ve bluzuyla, salonun köşesinde dikilmiş, yeni telefonunu kurcalıyordu. Kafasını kaldırıp, kızgın görünmeye çalışarak;

     - yardım teklifimi kabul etmeyen sendin. Şimdi hiç boşuna söylenme. Benide o çizgiden çıkarma, dedi.

Gökhan, gerekli cevabın geldiğini belli eden sırıtışıyla;

- çizginden çıksan iyi olacak Huri. Bence bu gün çizginin yanlış tarafındasın! Kaç para harcadığının hesabını yaptın mı hiç? dedi. Sözlerini pekiştirmek içinde, yüzünü buruşturmuş, yerdeki poşet ve koli dağını işaret ediyor, bir taraftanda ağrımayan belini ovuyordu.

Huri, içinden gelen kıkırtıyı bastırmaya çalışarak;

- ne o! İki parça eşya taşıdın diye yoruldun mu yoksa? Kalıbına bakanda, seni adam zanneder, dedi. Pis pis sırıtmayıda ihmal etmiyordu.

Lafı gediğine koymak için fırsatı yakalayınca, cevabı yapıştırdı genç adam;

- ondan sen sabah kalıbıma hayran hayran bakıyordun. Adam mıyım, değil miyim anlamak için. dedi son kelimeyi muzipçe uzatarak. Kafasınıda "şimdi anladım" dercesine sallıyordu.

Huri, suratının saçlarından daha kızıl bir renge bürünmesinin, beynine hucum eden kandan olduğuna kendini inandırmak istesede; yapamadı. Fena halde bozulmuştu çünkü, Gökhan topu doksana çakmıştı. 200 üzeri IQ su bile, bir cevap bulamayınca, geriye tek çare kalmıştı........ "İnkar etmek"!!!

- Allah Allah ya! Ne bakıcam sana ben. Pat diye önüme çıktın yarı çıplak halinle, bilsem gözlerimi kapatırdım. Bide hayran hayran bakmışmışımda, neyine hayran olucam senin. Kendini beğenmiş!!! dedi. Elinin biri, gerekirse inkar modundan çıkıp, çirkeflik moduna geçmek için, beline yerleşmişti.

Gökhan, Huri'nin çıkışına gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Ama kendini bu didişmeden alamayacak kadar keyiflenmişti. Üzerindeki  beyaz tişörtün ucundan tutup;

- bana bu tişörtü alırken hiç öyle demiyordun ama! "Çok yakıştı Gökhan, kaslarını ortaya çıkardı bak, kızlar bayılacak sana Gökhan, inan bana kesinlikle almalısın" diyen kimdi? dedi. Yaptığı taklidin takdire şayan olduğunu düşünüyordu.

Huri rengini bir ton daha koyultan sözlerden sonra, inatla burnunu dikip;

     - ben onları hediyemi kabul ettirebilmek için söyledim. Almamakta o kadar inat ettin ki, bana başka çare bırakmadın. Alt tarafı bir tişört için ne inatlaştın benimle ya! Aksi misin nesin? dedi.

       Gökhan, gözlerini kocaman açtı, ağzıda gözlerini takib etmiş ve açık kalmıştı;

     - sadece bir tişört mü? Huri manyak mısın sen? Seni durdurmasaydım, eve yeni arabamla dönmüş olacaktım! Dahi misin bilmem ama, kesinlikle delisin!!! dedi.

Huri, kızması gerekirken, içinden gelen kahkahayla, kendini koltuğa bıraktı. Bir süre içindeki tüm neşeyi akıttıktan sonra, gülmekten yaşaran gözlerini, şaşkın genç adama çevirdi;