Biliyorum, şimdiye kadar baya bir olay yaşadık. Biraz dalgalı biraz karışık, inişli çıkışlı 37 bölüm. Ben de hafızalarımız şöyle bir tazeleleyelim diye her bölümü kısaca geçtiğim bir özet hazırladım. Ben olaylara zaten hakimim diyorsanız bu bölümü geçebilirsiniz. (Pzt--> Pazartesi, Pz--> Pazar, Sl --> Salı, Çarşamba --> Çrş)
1x1- Alan sıradan tembelliğinin günü olan pazara uyandı. Ashly ile sinemada romantik bir film izledikten sonra günlüğünde içindeki duygusal boşluktan söz etti.
1x2- Alan bir yetim ve öksüz olarak yurtta kendi doğum gününü kutladı. Tanrı'ya annesi olması için yalvardı. Garip bir tren ve 24 Mart rüyası gördü. Yurttan kaçmaya karar verdi. Kaçarken merdivenlerden düştü ve bacağını yaraladı. Ve sonunda gerçeğin soğuk yüzüyle yüzleşti.
1x3- Sokakta korkarak bir süre başıboş dolaştı. Bir tren sesi duydu ve gara doğru koştu. O esnada mucize bir şekilde bir kazadan kurtuldu. Gardaki makinistle konuşunca dejavu yaşadı. Kaçmaya devam etti. Ancak çok yorulunca parktaki bir banka uzandı. Ve uyku-uyanıklık arası topuk sesleri duydu. Gelen Mr. Halseydi...
1x4- Mr.Halsey çocukla tanıştıktan sonra kimsesiz olduğunu anladı ve zorla elinden tutup evine aldı. Yedirdi, içirdi ve giydirdi. Bu esnada kızları Ashly ile tanıştı. Gece yatmadan önce bu ailenin onu evlat edinmesi için Tanrı'ya yalvardı.
1x5- Ashly'ye ilk sabah kuşu lakabını taktığı sabaha uyandı. Ashly'nin resim merakını ilk burada öğrendi. Yemekten sonra yurda geri gittiler. Alan'ın artık yeni bir ailesi vardı. O artık Alan Walker'dı...
1x6- İlk Mr.Halsey'e ne zaman anne dediğini anlattı. Onu kızıyla terkeden erkek arkadaşından bahsetti. Stefan, Ashly ve kendisinin üniversite hayatına kısaca değindi. Hızlı bir ruhsal düzelme geçirdi. Halbuki kendisini bekleyen karanlıktan habersizdi.
1x7- Julie'nin gözünün önünde geçmiş canlandı. Yine mutsuz ve sıradan bir güne uyandı. Büyükannesinin laf bombardımanından kaçıp otobüs durağına yürümeye başladı. Her şeyin başladığı o günü tekrardan yaşıyor gibiydi.
1x8- Ders çalıştığı esnada kulakılığını çıkarır anne ve babası kavga etmektedir. Sebep ise babasının kızlarla seviyeyi aşan arkadaşlığıdır. Hızla merdivenlerden aşağı indiği esnada babasının annesine tokat attığını görür. Önüne geçer ve tokattan nasibini alır. Bağırıp çağırmaya başlar. Annesi zar zor sakinleştirir. Babası evi terkeder. Sabaha kadar ağlamıştır Julie. Annesini kontrol ettikten sonra tekrar yatar. Ancak tekrardan annesinin çığlığı ile uyanır.
1x9- Annesi kendi evini soymaya çalışan babasını engellemeye çalıştığı esnada Andrew'in çektiği silah ile vurulur. O esnada çığlık atarak yatağından kalkar. Annesi odaya girip onu teselli eder. Aşağı indiği sırada babasındaki silahı farkeder. Babasıyla laf dalaşına girdiği esnada kendisi vurulur ve uyandığında sandalyeden düşer. Tekrar anne babasının bağırtılarını duyar ve hızla merdivenlerden inerken yere düşüp bayıldı. Gözünü hastanede açar. Taburcu olurlar. Arabayla yolculuk ettikleri esnada kaza yaparlar. Biraz sonra kazanın etkisiyle bayılır. Ameliyathanede son nefesini vermek üzereyken yine gözlerini odasında açar. Bağırtılara inip babasının kafasına gece lambasını geçirir. Babası kızar ve Julie'ye tokat atar. Babası sonrasında evi terkeder. Julie'de bisikletiyle gizlice onun peşine takılır.
1x10- Andrew ormanın dibinde terkedilmiş bir depoya gelir. Mafyadan borç almıştır. O esnada mafya gelir ve çıktığı esnada Julie'yi farkedince babasını vurup kızı kaçırırlar.
1x11- Mark denen bir polis şefi kızı kurtarırken ölür. Julie'de hırsla son kurşunlarını atar. Ancak onlarca merminin etkisiyle yere yığılır. Gözlerini açtığında ağlayarak yukarı odasına çıkar. Aynaya baktığında 10 yaşındadır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRT HAYAT Wattys2017
FantascienzaZaman benim kölem, kader ise Tanrı'mdı (ZAMAN) Tanrı'n burada iken dua etmen gerek yok... Dokunduğum anda hissettiğim duygulardı, içimde atışını hissettiğim kalpler (RUH) Durmaksızın, tükenmeksizin, soluk dahi almaksızın koşuyordum hiçliğin orta...