“Neden ?” Bu soru uzun zamandır aklımı bir hayli kurcalıyor. Lakin zihnimdeki ağlara takılı kalan tek soru bu değil. Sadece anlamak istiyorum. Peki neyi ? Bir çoğumuz başka insanları, ne biliyim en yakın dostumuzu, aşık olduğumuz kişiyi anlamak ve insanların istediği gibi birisi olmak için ter dökeriz. Halbuki biz ne istiyoruz ? Benim sorunum kendimleydi.
Tanrım! Evet hayatım boyunca sana tek kelime dahi etmedim yokmuşsun gibi davrandım. Hala inandığım da pek söylenemez lakin orada bir yerde varsan eğer lütfen yardım et bana!
Kendimi anlayamıyorum. William Black ne yapmaya çalışıyor ?
Bazen beynimde dalgalanan milyonlarca sesi susturmak bir vazonun içine doldurup denize fırlatmak istiyorum. Belki ayağıma bir taş bağlayıp yanında bu manasız ceset parçasını da götürürüm.
Burası çok soğuk Angel. Belki o ilk öpücüğün içimi yeniden ısıtabilir. Lanet olsun sana! Beni bırakıp gittiğin güne lanet olsun! Defalarca kurtardım. İnan bana denedim. Tıpkı atom bombasıyla darmadağın ettiğim şehirden kurtardığım gibi.
Elimdeki kana baktıkça tiksiniyorum kendimden. Ve sonra avuç içimin boğazımı sardığını hissediyorum. Ve yine aynı gerçeğin kanatları okşuyor yüzümü BENİ BENDEN BAŞKA KİMSE DURDURAMAZ..
Aranızdan bazı dahiler diyordur: O lanet olası kafana neden bir kurşun sıkmıyorsun ? İnanın bana o tetiği kaç kere çektiğimi tahmin bile edemezsiniz. Lakin bana doğru el sallayarak gelen bir merminin önünde ağaç olmak hic de basit bir iş değil. Çünkü ne zaman kalbimin atışları hızlanmaya başlasa zaman duruyor adeta. Ve biliyorum ki o an hareket ettiğim hız sıfırlarla dolup taşıyor.
Yaptıklarımdan pişmanmıydım diye sorsanız cevabım evet olur. Peki yapacaklarımdan ötürü pişman olacak mıyım ? Hem de köpek gibi pişman olacağım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRT HAYAT Wattys2017
Ciencia FicciónZaman benim kölem, kader ise Tanrı'mdı (ZAMAN) Tanrı'n burada iken dua etmen gerek yok... Dokunduğum anda hissettiğim duygulardı, içimde atışını hissettiğim kalpler (RUH) Durmaksızın, tükenmeksizin, soluk dahi almaksızın koşuyordum hiçliğin orta...