HAZIR HALA BURADAYKEN "OY" LAMAYA NE DERSİN ?
SÜRPRİZ SONUYLA YENİ BÖLÜM SİZLERLE. İyi okumalar:)
(Resim: Alan Walker)
10 Ocak "Salı" 2017 Gecesi
Merdivenlerde duyduğum adımlar ve annemin bir şeyleri kafasına taktığında takındığı ses tonu "Alan! Odanda mısın ?" Hızla (!) odadaki bu karışıklığı toparladım. Annem odaya girdiğinde yüzüme takındığım o sahte gülümseme yok mu ? "Tanrı Aşkına Alan! Hiç rol yapmayı beceremiyorsun." Yatağımda bağdaş kurmuş benim yanıma oturdu. Elini dizime okşarcasına vurup.
-Oğlum, her şey normal mi ?
-Bu da ne demek oluyor anne ?-Bu aralar canına sıkan bir şeyler var ve bana söylemiyorsun. Belki öz annen olmayabilirim ama...
Sözünü kesip "Deme öyle lütfen." diyerek elimi ağzına götürdüm.
"Anne" sanki özellikle buna baskı yapıyordum "Sen benim annemsin, daha ötesini düşünme bile."
Sebebini düşünmeden eskiden yaptığım gibi dizine başımı yasladım.
-Oğlum, bir sıkıntın olursa ilk bana gelmeni istiyorum. Eğer benden çekiniyorsan Ashly ile konuş. Muhtemelen kardeşinin seni benden daha iyi anlayacağını düşünüyorsundur.O an zihin dünyam az önce gördüğüm manzara üzerinde geziniyordu. Annemin dediklerine odaklanamıyordum. Birisi az önce beni ve ailemi alenen tehdit emişti. Kimdi bu ? Yaşadıklarımı nereden biliyordu ? Tabi ya günlüklerimi okumuştu. Hepsini olmasa bile bazılarını okuyup bunları yazmıştı. Dedektif iç sesim bağlantıları birleştirmeye çalışıyordu. Aslında her ne kadar cesur davranmaya çalışsam da insan neyle karşı karşıya olduğunu bilmeyince korkuyordu. Bir anda iç sesim içimdeki korku ve endişeye sur serpmek içindir ki bugünkü yaşadığım macerayı hatırlattı. Evet, bir de bu vardı. Nasıl bu kadar hızla koşabiliyordum ? Her ne kadar nedenini, nasılını bilmesem de belki de tahmin ettiğimden çok daha yüksek hızlarda koşabiliyordum. Açıkçası bir tıpçı olarak bilim adamı kimliğime rağmen bunun nedenini ve nasılını düşünmek istemiyordum. Sadece bunun tadını çıkarmak istiyordum. Ne de olsa Tanrı dünya üzerinde kaç kişiye böyle bir şey bahşediyordu ki. Evet, şimdi çaktın mevzuyu der gibi baktı iç sesim bana. Belki sahip olduğum bu gücü, beni tehdit eden bu alçağa karşı kullanabilirdim. Ama, dedim irkilerek. "Koşsan iyi edersin" cümlesi beynimin içinde dönüp duruyordu. Acaba benim koşmam ile ilgili bir şeyleri mi biliyordu. Tüm belirsizliklere rağmen, tehdit içerikli tüm notlara rağmen emin olduğum tek bir şey vardı. Kim olursa olsun hiç kimse aileme zarar veremezdi. Buna ne ben ne de bacaklarım izin verirdi.
Birazdan annemin sesiyle daldığım bu düşünselinden çıkıp annemin suratına sudan çıkmış balık gibi saf saf bakındım. Yüzündeki iç ısıtan gülümsemesi ile "Oğlum sen beni dinlemiyor musun ?" dedi.
"Hiiç, dalmışım." dedim. İçimden geçen düşünseline hala mani olamıyordum. Alan Walker, aileni canın pahasına koruyacaksın bu V.B denen her kimseden. Aslında korksam da bunu saklamayı başarabildiğimi umuyordum.
"Nereye daldın oğlum. Yoksa bize bahsetmediğin birileri mi var ?"Yüzündeki sinsi gülümsemeden anlamıştım neyi kastettiğini. "Anne!" diye dizinden kaldırdım başımı. Ebeveynler neden bu kadar patavatsız olmak zorundaydı ki ? Ashly birazdan odaya girdi:
-Umarım Alan'a laf anlatmaya çalışmıyorsundur anne.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRT HAYAT Wattys2017
خيال علميZaman benim kölem, kader ise Tanrı'mdı (ZAMAN) Tanrı'n burada iken dua etmen gerek yok... Dokunduğum anda hissettiğim duygulardı, içimde atışını hissettiğim kalpler (RUH) Durmaksızın, tükenmeksizin, soluk dahi almaksızın koşuyordum hiçliğin orta...