-şu ana kadar yazdığım en uzun yb xd-
...Herobrine'ın gözünden
"H-Hero..."
Yürümeye devam ederken adınlarımı yavaşlatarak arkamdaki hayalet çocuğa baktım. Sessizlikten dolayı Casper'ın da orada olduğunu tamamen unutmuşum. Ona fazla sert bakmış olmalıyım ki. Birkaç adın geri gitti. Elleri her tedirgin olduğundaki gibi önünde birleşmişti. Ve parmaklarıyla oynuyordu.
"Şey... Buradan gittiğinde..."
Birkaç saniye sessiz kaldı. Aklındaki cümleyi diline nasıl dökeceğini düşünüyor gibi görünüyordu.
"Buradan gittiğinde... Geri gelmeyeceksin... Değil mi?"
"Gelmem için hiçbir sebeb yok."
Dedim net bir şekilde.
"Ve burayı da yok edeceksin... Bu kazanın bidaha olmaması için..."
Korkusunun sebebi gayet normal geldi bana. O, burada yaşıyordu. Pek iyi bir yer olmasa da evi, yuvasıydı burası onun.
Ama öte yandan bu 'yuva' denilen yer, benim başıma bela olmuştu. Ve açıkçası bidaha olmasını istediğim denemezdi.
"Hayır. Hayır yok etmeyeceğim"
Dedim yine de.
"Burası evin. Ben bir evi sebebsizce yok etmem"
"Sen... Kötü biri değil miydin?"
Tek kaşımı kaldırdım.
"Benim kötülüğüm kişiye ve nedene göre değişir. Bak, bu uzun hikaye, boşver. Ama dediğim gibi, burayı yok etmeyeceğim. Sadece tekrar gelmemek, daha doğrusu kızım için bir tehlike oluşturmasını önlemek için bazı tedbirler alacağım. Ek olarak burası zarar görmeyecek."
Her ne kadar ağazımdan çıkanlar yumuşak kelimeler olsa da, öfkemin hâlâ varlığını sürdürmesinden dolayı ciddi bir tonda ve ifade ile söylemiştim bunları.
Evet ben kötü biriyim. Evet bir katilim. Evet yeri gelince acımadan insanları öldürüyorum. Ama bunlar farklı bir konuydu. Üstelik yarı-ölü bir çocuğun evini yıkacak kadar cani değilim. Casper'ın atladığı nokta buydu işte.
Kötülüğü ve caniliği karıştırmıştı.
Rahatladığını fazlasıyla belli eden Casper, derin bir nefes verirken ellerini de birbirinden ayırdı ve iki yanına koydu tekrar.
"O zaman... Ben burada kalıyorum Hero. Artan sıcaklığı farketmişsindir? Düşünceleimin beni yanıltıyor olmasını çok isterdim. Ama daha fazla sıcaklığa dayanamam. Ben... Soğuk kanlı biriyim."
Bunu ilk gördüğümde yarı-ölü olmasından çoktan anlamıştım. Zorlu nefes almaya başladığını katmıyorum bile.
Bu şartlar olmasa bile küçük bir çocuğun yuvasını bırakabileceği fikri, benim aklıma da uzak düşüyor. Her ne kadar buraya bir ev denilebilse de.
"Ne yaparsan yap."
Kurduğum son cümle bu oldu. Ardından birdaha dönmemek üzere yoluma devam ettim. Casper ise olduğu yerde kalakalmıştı. Beni izleyen gözler, bir süre sonra kendini hissettirmez oldu. Anladım ki, o da gitmişti.
İlerlemeye devan ettikçe Casper'ın sözleri kendini doğruladı. Nem ve sıcaklık artmaya, dumanların sarı parıltası yavaş yavaş sönmeye başladı. Rengi ise koyulaşarak siyah tonuna büründü.
Nether'da bulunan bloklardı bunlar.
Artık buradan kurtulduğum için mutlu olmam gereken yerde hiçbir duygum, esir alınmış gibi varlığını göstermiyordu. Tek bir tanesi dışında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herobrine'ın Kızı Herabrienna-Minecraft'ın Küçük Efsanesi
FanfictionHerobrine'ın kızı olduğumu öğrendiğimde, hayatımın tüm sıradanlığını yitireceğinden haberim yoktu... Ama bilmediğim bir şey daha vardı ki, o da asıl maceranın o zaman başladığı... Her şey, ben daha dokuz yaşındayken oldu. Babamla karşılaşmam ve ba...