#Steve'den haber

501 47 14
                                    

"Eminmisin?"

Yavaşça, başımı 'evet' anlamında salladım.

"Tamam o zaman... Yemek hazır gel hadi."

Dedi ve kapımı yavaşça kapayarak odadan çıktı.

Bende ağır adımlarla yüzümü yıkamaya gittim. Ama hala uykulu ve yorgun olduğumdan merdivenleri inmek istemedim. Mutfağa ışınlandım.

Yaptığıma pişman oldum.

Jennifer sinirle arkasını döndü, ellerini beline koydu, gözleriyle beni süzdü ve bana bağırdı.

"Sana güçlerini kullanmaman gerektiğini söyledim, değilmi Hera!"

O kadar yüksek bağırmıştı ki ben bile inanamadım. Ilk defa bana böyle davranıyordu...

"B-ben sadece... sadece merdivenleri inmek istemediğim için ışınlandım Jennifer. Bunun zararı olmaz."

Dedim korkuyla geri çekilirken.

"Zararı olsun veya olmasın... güçlerini kullanmayacaksın!"

Birden, yüzümdeki o korkulu ifade kayboldu. Ve yerine sinirli bir ifade oldu.

"sende beni diğeleri gibi gördüğünden böyle davranıyorsun bana, değilmi!beni bir canavar olarak görüyorsun!"

Konuşmasına izin vermeden ağlayarak ve koşarak hızla dışarı çıktım. Herkesten beklerim bunu ama Jennifer'dan...

Bir süre koştukan sonra bir ağacın altına oturdum. Gözlerinden süzülen iki damla yaş ile...

"Hayatımda güvendiğim tek kişide canavar olarak görüyor beni..."

Bir an durdum, göz yaşlarımı sildim ve sinirle ayağa kalktim.

"görürsede görsün. Artık o da umrumda deği,Ben böyleyim!ve artık farklıyım diye üzülmek yok!"

Gözlerimi kapattım,Kollarımı iki yana açtım. Havalandım ve hızla gökyüzünde süzülemeye başladım. Yüzüme esen rüzgar saçlarımı okşuyordu sanki..

"Bu... bu muhteşem birşey!"

Neşeyle kahkaha atmaya başladım, artık güçlerimle mutlu olmayı öğrenmiştim...

Herobrine'ın gözünden

Bir süre orada durmuş Steve'ye baktım. Gitmesi için ona zaman tanıdım. Oysa...

Daha fazla dayanamadım ve arkasına ışınlandım. Ben konuşana kadar orada olduğumu anlamadı...

"Uzun zaman oldu Steve!"

Korku ve şaşkınlıkla hızla arkasına döndü, kılıcını eline aldı...

"Bu-buraya seninle savaşmak için gelmedim Herobrine. Sana bir haberim var..."

Bende inandım(!)

"Elindeki kılıç öyle demiyor ama!"

Dedim sinirli bir ifadeyle.

"Sende arkamda durmasaydın!"

Alaycı bir şekilde kahkaha attıktan sonra...

"Hem benim olduğum yere geliyor hemde nerede duracağıma karışıyorsun , gerçi buraya aklı olan kişiler gelmiyor, Tabi... sonuçta başlarına ne geleceğini biliyorlar!"

Kılıcımı elime aldım, üstüne yürümeye başladım...

Ben yaklaştıkça o'da geriye gidiyordu.

Kılıcımı havaya kaldırdığımda Kolunu gözlerinin önüne getirerek korunma pozisyonu aldı. Ve hızlı bir şekilde

"Hera'nın nerde olduğunu biliyorum. Onu gördüm!"

Dedi. O an durdum, ve kılıcımı indirdim.

"Ne dedin sen?..."

Herobrine'ın Kızı Herabrienna-Minecraft'ın Küçük Efsanesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin