BÖLÜM ALTMIŞ İKİ ~ Ses

153 22 14
                                    

Herabrienna'nın gözünden

Ne kadar zamandır yürüyorduk? Üç saat? Beş saat? Hatta belki de daha fazla. Baya  uzun zaman geçtiğini kesin  emin olsam bile, güneşe  baltığımda yine aynı yerde  olduğunu görünce, artık  zamanı saymaktan  vazgeçmiştim.

En sonunda dayanamayıp soluğu bir ağaç gövdesinin altında aldık. Babamın beni koruması için yanıma yolladığı Blaze yoldaşım, Blazzy ile birlikte. (İsim değişikliği .s)

Kollarımı, başımın ve ağaç gövdesinin altına koymuş, ağacın bana oluşturduğu gölgenin altında, gökyüzüne bakıyordum. Güneş, uzattığım ayaklarımın hemen ucundaki denize dalmasına az kalmasına  rağmen, hâlâ yerinde duraya devam ediyordu. Sanki  benimle oyun oynuyor, gıcıklığıma yapıyormuş gibi  hissettim. Kendimi serbest  bırakarak, bu hissimin sonucunda yüzümde ufak bir  gülümsemenin oluşmasın izin  verdim.

Blazzy ise hemen yanımdaydı. Oturmak yerine, o da denizi izliyordu. Bu onun için hayatında aldığı en büyük görevdi belkide. Ama doğruyu söylemek gerekirse, onu çok sevdim. Yol boyunca sohbet etmiştik. Onunlayken hiç sıkılmamış, hatta sıkılmama fırsat bile vermeden bana türlü türlü fıkralar anlatarak gülmemi sağlamıştı. Onun sayesinde yolculuğum keyifli geçiyordu. Ama en sonunda pes etmiş, ikimiz de dinlenmenin iyi olacağını düşünmüştük.

Uyumak istemiyorum hayır. Yoluma devam etmek, o cadının benden ne istediğini öğrenmek istiyorum. Ama yorgun olan sadece ayaklarım değildi. Göz kapaklarım yavaşça kapandı...

Rüya? Elbette. Olmazsa olmazım olmuştu zaten. Gölgem gibi beni hiç  bırakmıyor, her gözümü  kapatışıma karşıma çıkarak ağırlıyordu  beni.

Ama bu sefer farklı tarz bir rüyadaydım kendimi görebiliyordum. Ama onun dışında ne konuşabiliyor ne de hareket edebiliyordum. Büyük bir ekranın önünde gibiydim. Elimde de patlamış mısır olsa, sinemada olduğumu düşünecektim.

Ormanlık alanın içinde, dizlerimin üstünde eğilerek,  büyük ve derin bir çukura elimi uzatıyordum. Bir yandan da çukurun içine haykırıyordum.

"Hayır! Ne yaparsan yap sakın pes etme! Seni kurtaracağım! Ama sen yeter ki tutunmaya  devam et!"

İstemsizce tüylerim diken diken olmuş, içime elektrik akımı gibi bir korku yayılmıştı. O an sadece izliyordum. Ama belli ki, rüyadaki kendimin yaşadığı duyguları, ben de izlerken yaşıyordum... Bu korku... Bu çaresizlik...

Bunlarda yetmezmiş gibi, bu sesi daha önceden de duymuştum. Ama bu kadar yoğun duygularla dolu bir şekilde değil.

"Olmuyor Herabrienna... Tutunamıyorum."

Diye karşılık verdi başka bir   ses. Sesteki titremeden dolayı,  aynı zamanda ağladığını da anladım. Bununla birlikte,
Her ne kadar orada  sadece izleyici olsam da. Görüntüdeki benliğim ile birlikte, benim de gözlerim dolmuştu. Nefes alış verişlerim yavaşlamıştı. Bedenimi sopsoğuk bir his kapladı. Soğuk, güçlerimi kötü etkilediğinden dolayı, yavaş yavaş onların gittiğini düşündüm. Ama gördüğüm bu rüyanın, bilinçli olması sayesinde, uyandığımda tekrar eskisi gibi olacağımı biliyordum. Tek istediğimde buydu. Bir an önce bu rüyadan kurtulmak.

Bir an aklıma o kişinin kim  olacağı ile ilgili bir düşünce geldi. Bütün bedenimi titreten  soğuk değil, bu düşünceydi işte.

Birkaç saniye sonra, sanki bu  hareketi yapınca düşüncem  uçup gidecekmiş gibi başımı iki  yana salladım.

Olamaz

Dedim  içimden...

O  kişi babam olamaz... Bu... Bu  onun sesi değil ki. Sesi hiçbir zaman kötü durumdayken bile böyle çaresiz çıkmaz. Hem o  Nether'da...

Bir umutla, kıpırdamaya  çalıştım. Omuzlarımı  oynatarak adım atmayı  denedim. Ama ben ne kadar  denersem deneyim, rüya da  bana karşılık veriyor, görüntü  git gide silikleşerek  kaybolmaya başlıyordu. Bu bir  tür ceza mıydı? Eğer öyşe ise sınıfta tek ayak üstüne durmayı tercih ederdim doğrusu. En azından o anda hissettiğim tek şey, korku ve telaş değil, ayağımdaki ağrı ve zilin çalma düşüncesi olurdu.

Çabalarım meyve vermeye  başladı. Zorla bir adım  gidebildim. Sanki ayaklarımın  altında, en az elli ton  ağırlığında bir metal ile  bataklıkta yürüyor gibiydim. Kum beni içine çekiyor, bense  ağırlıklara ve kuma karşı  koyarak yürümeye çalışıyordum.

Herobrine'ın Kızı Herabrienna-Minecraft'ın Küçük Efsanesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin