Multimedia:aniyi hatirlarkenO an donakaldım ve yüzümde bir gülümseme belirdi. Hem mutluluğun, hemde üzüntünün oluşturduğu karmaşık duygular beni rahat bırakmıyordu...
Bunun nedeni oldukça açıktı. Bir yandan kızımın yaşıyor olması, ama diğer yandan sevdiğim kızın artık hayata olmaması...
Bir süre sonra, artık kendime gelmem gerektiğini anladım. Ve hiçbirşey demeden hemen eve ışınlandım. Gözlerim dolmuştu.
Karmaşık duygular, yerini sorulara teslim etmişti.Ya Notch yalan söylüyor beni kandırıyorsa?
Herabrienna öldüyse?
Yaşıyor olsada, şuan nerede ve kiminle?
Onu bulduğumda babası olduğumu nasıl açıklayacağım?
Bu sorular beni öyle çok etkiledi ki, sarsıldım. Elimle duvardan destek aldıp, oturdum ve kendime gelmeye calışırken, yine düşüncelerime engel olamadım.
Ne, nerede, kiminle olursa olsun. Ben kızımı bulacağım!
Diye düşündüm yumruğumu sıkarken. Ama ardından gelen düşünceler, elimi tekrar serbest bıraktırdı bana.
Arsından duraksayıp yutkundum.
En azından... En azından öldüyse.. Bununla ilgili birşeyler bulabilirim sanırım...
Evet, bunu söylediğime bende inanamıyordum. Ama... Kızım hakkında birşeyler bulup, ona ne olduğuyla ilgili kesin bir bilgi bulmam şarttı.
Ağırlaşan göz kapaklarıma engel olacak gücüm dahi kalmamıştı... Yavaşça kapandılar...
-Anı-
Büyük ve geniş salonun ortasında durmuş, etrafa bakarak Herabrienna' yı arıyordum. Yine herzamanki gibi saklambaç oynuyorduk. Onun en sevdiği oyun...
Ve birden, küçük ama o kadar da tatlı bir kıkırdama sesi duydum. Yüzümde oluşan gülümseme ile, sesin geldiği yöne baktım.
Kızımın küçük ayakları, gri perdenin altından görülüyordu.
"Anlaşıkan burada değil. Sanırım başka bir odada."
Dedim gülümsemi büyüterek. Ve
odadan çıkmış taklidi yaparak, ayak sesleri çıkardım.
O anda Herabrienna saklandığı perdenin arkasından başını çıkarıp, beni aradı. Bende tam o anda, aniden kızımın arkasından yakalayıp havaya kaldırdıktan sonra kucağıma aldım. Havaya kaldırdığımda küçük kıkırdaması, bu sefer kahkahaya dönüştü."Işte buldum seni küçük yaramaz "
Onun kahkahalarıyla benimkiler birbirine karıştı. Ardından minik elini, çenemin altına koyarak ona bakmamı istedi. Bende sustum ve onu dinledim.
"Babacığım, nasıl oluyorda her seferinde beni bulmayı başarıyorsun?"
Başımı eğerek, çenemdeki eline bir öpücük kondurdum.
"Zamanı geldiğinde sanada oğretirim kızım."
"Sözmü?"
"Söz..."
Herabrienna'ya kocaman sarıldıktan sonra, yere indirdim. O anda da Rosie'nin sesini duydum..
"Hadi oyuncular yemek hazır."
Rosie kapıda gülümseyerek bizi izliyordu. Onun gülümsemesi... İçimde bambaşka bir mutluluk uyandırıyordu.
Küçük kızımı yere indirir indirmez, mutfağa koşmaya başladı. Ellerini yukarı kaldırarak.
"Yaşasııınnn..."
"Kızım yavaş düşeceksin"
Rosie her ne kadar arkasından bağırsada herabrienna'ya söz dinletemedi. Bende gülümseyerek onları izliyordum.
Yavaş adımlarla Rosie'nin yanına gittim. Bir süre gülümseyerek ona baktım, ardından alnına bir öpücük kondurdum.
"Tam zamanında bende çok acıkmıştım"
Dedim.
Ve ikimizde Herabrienna'nın arkasından mutfağa gittik.
Gözlerimi tekrar açtığımdaysa şimdiki zamana döndüğümü, etrafıma bakındığımda anladım.
gözlerim dolmuştu... Ikisinide çok özlemiştim... Hemde çok..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herobrine'ın Kızı Herabrienna-Minecraft'ın Küçük Efsanesi
FanficHerobrine'ın kızı olduğumu öğrendiğimde, hayatımın tüm sıradanlığını yitireceğinden haberim yoktu... Ama bilmediğim bir şey daha vardı ki, o da asıl maceranın o zaman başladığı... Her şey, ben daha dokuz yaşındayken oldu. Babamla karşılaşmam ve ba...