4. Bölüm

7.9K 241 52
                                    

Jen: Gelebilir miyim ?

J: Tabi ki, dedi ve yatakta doğrulurken kulaklıklarını çıkardı. Üstünde t-shirtü yoktu. Altını bilmiyordum. Yorganın altında kalıyordu. Açıkçası merak da ediyordum. Yani etmiyordum. Merak etmiyordum. Yatağın ucuna oturdum. Justin ne söyliyceğimi bekler gibi bana bakıyordu.

Jen: Ben sadece...

J: Beninle yatmak istediğini mi söyliyceksin ?

Jen: Seninle konuşmak isteyende kabahat, dedim ve tam kalktım gidiyordum.

J: Tamam. Sulanmak yok. Seni dinliyorum, dediğinde tekrar oturduğum yere oturdum. 

Jen: Sadece bu sabah için üzgünüm. Sana tokat atmak istemezdim. Beni iki gündür deliye çevirdin. Dayanamadım.

J: Dayanılmaz biri olduğumu biliyorum. Ama hiç bu açıdan bakmadım.

Jen: Seninle konuşulmuyor. Gerçekten konuşulmuyor. Odunsun hem de en yontulmamışından.

J: Teşekkür ederim, dedi gülerek. Bunu bana inadına yapıyordu biliyorum. Odadan çıktım. Kendimi yatağıma attım. Yok, olmuyor. Özür diliyim dedim onu da bok etti. Ona kızmamın aslında sebebi gerçekleri söylemesiydi belki. Ama ben bu gerçeği istemiyordum. 

Ertesi sabah babamın zoruyla okula gittim. Dolabımın orda Clarisse ile buluştuk. Dün olanları ona da özetledim. Justin'e neden kızdığımı falan. Clarisse en iyi arkadaşımdı burda ki. Aslında tek arkadaşımdı. Kitaplarımı aldım ve yolda Justinle çarpıştım.

Jen: Önüne baksana !

J: Bana diyene bak. Hem evde sakarlığın beni bulsun hem de okulda.

Jen: Seninle aynı evde kalmaya meraklı değilim. 

J: Senin yerinde olmak isteyen kaç kız var bu okulda biliyor musun ?

Jen: Onlara acıyorum işte. Seninle tek bir gece istiyorlar sadece.

J: Diyene bak. Dün geç saate kadar Ryan'nın evinde olan benim zaten.

Jen: Sen nerden biliyorsun ?

J: Ryan'nın arabasını biliyorum herhalde. Seni o bıraktı eve.

Jen: Onun bırakması onunla ol- bir dakika ya ben sana hesap vermek zorunda değilim ki.

J: Zaten açıklama bekleyen de yok.

Jen: İyi.

J: İyi, dedi ve birbirimizden uzaklaştık. Şeytan diyorki al bir odun gebertene kadar döv. Ama şeytana uyamıyordum işte. Bütün gün boyunca pek bir şey olmadı. İngiltere'ye gideceğimi Clarisse daha söylememiştim. Eve gidince hemen babamla konuşmaya başladım.

Jen: Artık dayanamıyorum baba.

M: Buraya alışacaksın. Kardeşine alışacaksın.

Jen: Ona da bu ülkeye de alışmak istemiyorum.

M: Şştt, Pattie duyucak.

Jen: Baba en azından izin ver ben gidiyim.

P: Bu konuda kesin kararlı mısın ? Diyerek içeri girdi Pattie.

Jen: Evet gitmek istiyorum.

P: Justin bazen çok odunca davranır. Ama ona bir şans daha ver. Bu şehre bir şans daha ver.

Jen: Pattie anlayışın için teşekkür ederim ama ben İngiltere'ye gitmek istiyorum.

P: Sen kararını vermişsin. Bize bir şey demek kalmıyor.

Jen: Anladığın için sağol Pattie, dedim ve odama çıktım. Daha babamdan izin almış olmasamda Pattie'nin izni yarı izindi. Yani babamı ikna edebilirdi. Biraz sonra kapıda Justin belirene kadar gayet mutluydum.

Jen: Ne istiyorsun Bieber. Evinden siktir olup gidiyorum.

J: Ya istediğim bu değilse, dediğinde şaşırmıştım. İlk defa odunca bir şeyler söylemedi. Ama yelkenleri indirmedim hemen.

Jen: Senin ne istediğini bilmiyorum. Umrumda da değil. Ben İngiltere'ye gidiyorum.

J: Hadi bana bir şans daha ver. En azından bu şehirden gidersen neler kaçıracaksın onları gösteriyim sana. 

Jen: Bilmiyorum.

J: Hadi Jennifer. Sadece küçük bir kanada turu. Seni burada en sevdiğim yere götürücem. Sen de orayı çok seviceksin bence.

Jen: İyi tamam. Ama hemen geri dönücez.

J: Seni arabada bekliyorum, dedi ve aşağıya indi. Babam ve Pattie ile bir şeyler konuşuyordu ama pek duyamadım. Nereye gideceğimizi de söylemedi. Ne giycektim ben. Justin'i çok bekletmeden üstüme bir şeyler geçirdim. Hava yeni kararmıştı ama yıldızlar görünüyordu. Justin beni bir jipin içinde bekliyordu. Hemen arabaya bindim.

Jen: Eee nereye gidiyoruz ?

J: Bu bir sürpriz, dedi ve arabayı çalıştırdı.

Jen: Sürprizleri hiç sevmem.

J: Sürprizleri her kız sever.

Jen: Ama ben seviyorum.

J: Hayır seviyorsun.

Jen: Sevmiyorum.

J: Seviyorsun.

Jen: Benden daha iyi mi biliceksin, dediğimde dudağıma bir öpücük bıraktı.

J: Her kız böyle sürprizleri sever, dedi ve bana gülümsedi.

Jen: Araba sürüyorsun önüne bak. Ayrıca bana böyle davranmayı bırak. 

J: Sana nasıl davranıyorum.

Jen: Ben senin yatacağın yada seninle yatmak isteyen kızlardan değilim, dediğmde bana cevap vermedi. Arabada sinir bozucu bir sessizlik vardı. Justin bir sahilin orda durdu. Saatine baktı. 

J: Hadi gel.

Jen: Nereye ?

J: Yıldızları izleyebileceğin en güzel yere, dedi ve arabadan indi. Ben de peşinden indim ve onu takip etmeye başladım. Yıldızlar mı ? Justin bu gün ne içmişti. Sahilde bir yere gittik. Hemen kumların üzerini yattı ve bana da aynısını yapmamı istedi. Yıldızlar gerçekten harika ve berraktı. Açık havada bile onları bu kadar net göremezdiniz.

Jen: Çok güzeller.

J: Bazen buraya gelirim.

Jen: Buraya... Sen ?

J: Ne var gelemez miyim ? Yıldızları severim bana hep şeyi hatırlatır... Kızları...

Jen: Kızlar ? Aaa evet, yattığın kızlar gibi çoklar, dediğimde bana güldü.

J: Yattığım kızlar gibi güzeller ve gökyüzünden fazlasını hak ediyorlar. Burda gökyüzü ben oluyorum.

Jen: Pekala bu kadar fazla hemen söyle bana sen kimsin ve Justin'e ne yaptın ? Dedim doğrularak. Justin bana sadece gülüyordu. Sonra o da doğruldu.

J: Bu yıldızların altında en güzel ne yapılır biliyor musun ?

Jen: Ne ?

J: Sex.

Jen: Pekala Justin geri döndü, dediğimde ikimizde gülmeye başladık. Hayır,hayır... Gülmemeliydim. Onun yanında kendimi mutlu hissedemezdim. İngiltere'ye geri dönücektim. Dönmeliydim. Ayağa kalktım ve arabaya doğru yürümeye başladım.

J: Nereye ?

Jen: Hemen geri dönücez demiştim.

J: Pekala beni bekle, dedi ve koşarak yanıma geldi. Beni durdurdu ve dudaklarıma yapıştı. Bu diğerleri gibi küçük şakadan öpücüklerden değildi. Tamamen içten gibiydi...Hemen onu ittim.

Jen: Bunu sakın bir daha yapma ! Dedim ve hızlı adımlarla caddeye çıktım. Bir taxi çevirdim ve eve gittim. Kimseyle konuşmadan odaya girdim. Yorganı kafama kadar çekerek uyudum. Ertesi sabah okula gitmedim ve bavulumu hazırladım. Babam ertesi gün için biletlerimi aldı. Artık kesinlikle gidiyordum. Üvey kardeşime aşık olmıycaktım...

STEP BROTHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin