Bütün yaz Logan ve Alice bir araya getirmekle uğraştım ama ikisi de fazlasıyla çekingendi. Dostum birbirinizi seviyorsunuz işte. Ve ikisiyle uğraşıyorken zamanın nasıl geçtiğini fark etmedim. Okullara 1 hafta kalmıştı. Logan ben ve Alice kafede oturuyorduk. Bunu bize hatırlatan Logan olmuştu. O geri dönmesi gerekiyordu. Oysa muhteşem üçlüydük biz.
Jen: Muhteşem üçlü ?
L: Bir sonraki yaz geri gelirim.
A: Ama bu aynı şey değil. Hep birlikte de olabiliriz.
L: Kızlar babamın yanında olmalıyım.
Jen: Ama neden ?
L: Orasını boşverin.
Jen: Ama seni çok özliycez.
L: Ben de sizi.
Jen: Özellikle Alice'i ama...
L: JENNİFER ! bu da nerden çıktı, dedi yanakları kızarmıştı. Ama hala ikisinden de hareket yoktu. İşte ne çektiğimi anlayın. Ben bir şeyler başlatıyorum ama devam yok. Biraz sessiz oturduktan sonra Babam beni aradı.
M: Tatlım biliyorum kanada da okumak istemiyorsun ama yine de ben bir soruyım dedim.
Jen: Aslında biliyor musun baba...
M: Neyi ?
Jen: Okula kanada da devam etmek istiyorum. Yaklaşık 2 aydır evde yoktum. Eve yeniden gelmek pek de bir şey ifade etmiyordu. Babam ve Pattie işteydi. Evde kimse yok sanıyordum ama Justin ve Carly salonda yakaladım.
Jen: Öhöm öhöm.
C: Jennifer !
Jen: İlerleme var, dedim gülerek.
J: Ne ?
Jen: Tek gecelik ilişkilerden uzun vadelilere geçmişsin, dedim Carly göstererek. Bunda bir ima yoktu gerçekten de Carly ile 3 aydır çıkıyorlardı.
J: Gerçek aşkı bulunca bırakmak istemiyorsun. Kim olursa olsun, dedi ve bana bir bakış attı. İşte bunda bir ima vardı ama ben kararımda kesin gibiydi. Yani gibiydim. Aslında bilmiyorum. Odama geri çıktım. Kendimi yatağa attım. Burayı özlemiştim. Sonra odamın sanki değiştiğini fark ettim. Dikkatlice bakınca Justin'in odasında olduğumu anladım. Bunu o yuvarlak yatağa uzandığımı farkettim. Birden vücudumda bir elektirik akımı hissettim. Hemen yataktan kalkıp kendi odama gittim. Okullar yarın açılıyordu. Geri dönmeme en çok sevinen Clarisse'di. O sabah okula birlikte gittik. Uzun uzun konuştuk. Ona Justin'le olanlardan bahsetmedim. Belki daha sonra anlatırdım ama şimdi anlatmıycaktım. Okula gidince gözüm hemen bahçeye gitti ama Justin yoktu. Her zaman erken gidip basketbol oynuyor sanıyordum.
C: Ne oldu ?
Jen: Justin nerde ?
C: Justin'i napıcaksın ?
Jen: Hiç sordum. Basketbol oynuyor sanıyordum, dedim bahçeyi göstererek.
C: Uzun hikaye müdür yasakladı.
Jen: Neden ?
C: Boşver. Büyük bir kavga çıktı, dediğinde zil çaldı. Yeni dolabıma gidip çantamı bıraktım ve bir defter alıp sınıfa gittik. Beni gören herkes bana biraz tuhaf bakıyordu. Ne olduğunu anlamamıştım. Carly ile bir yere oturucaktık ki bir çocuğa çarptım. Çocuğun yapısından anlaşıldığı gibi futbolcuydu. Tabi üstünde sporcuların hırkalarından vardı.
x: Önüne baksana.
Jen: Ben önüme bakıyorum. Bence sen önüne bakmalısın.
x: Affedersin ne dedin fahişe...
Jen: Fahişe ? Kime fahişe dediğinin farkında mısın ?
x: Evet, al Justin'i vur üvey kardeşine, dediğinde ona ne diyeceğimi biliyordum ama Clarisse beni durdurdu ve sıraya çekti.
C: Futbolculara bulaşma.
Jen: Nedenmiş ?
C: Çünkü Justin'nin üvey kardeşisin. Sana ön yargılı davranıcaklardır.
Jen: Ne alaka ?
C: Bak bu biraz uzun bir hikaye.
Jen: Anlatıcak mısın ?
C: Tamam anlatıyorum. Bu Dave, dedi bir çocuğu gösterdi. İlk koridorda resmini görmüştüm.
Jen: Ona ne olmuş ?
C: Futbol takım kaptanı.
Jen: Hala bir şey anlamadım.
C: Bitirmemi bekle. Justin ve Dave çok eskiden arkadaşlardı. Hem de en iyi arkadaşlar. Sonra Dave bir kızla çıkmaya başladı. Kız Dave'den değil Justin'den hoşlanıyormuş meğer. Justin bunu öğrenince ne yaptı ?
Jen: Ne ?
C: Kızla yattı.
Jen: Tam Justin'e göre bir hareket olmuş. Tabi Dave ve Justin kavga ettiler ve bir daha birbirleriyle konuşmadılar.
C: Dahası da var. Justin basketbol takımının kaptanı şuan Dave de futbol.
Jen: Bu da hem futbolcular hem de basketbolcular arasında bir kavga başlattı.
C: Maalesef.
Jen: Anlamıyorum ki benimle ne ilgisi var ?
C: Justin ?
Jen: Kaç kere söyliycem o benim sadece üvey kardeşim.
C: Hayır o-
J: Sadece üvey kardeş mi?
C: Arkanda diycektim...
Jen: Ne ?, dedim arkamı dönerek. Sonra Carly geldi ve Justin'le öpüştüler. Ben de ayağa kalktım ve bütün sınıfa seslendim.
Jen: Pekala herkes beni dinlesin, dediğimde herkes susmuştu.
Jen: Şunu söylemek istiyorum ki özellikle futbol takımına Justin üvey kardeşim olsada şunu bilin düşmanımın düşmanı dostumdur, dedim ve tam oturucaktım ki Dave gözlerini bana diktiğini fark ettim. Oturunca eklemek istedim 'bu durumda Justin düşmanım oluyor' diye seslendim. Tenefüste dolabımın yanında Clarisse ile konuşurken Justin yanıma geldi.
J: Düşman ? Bana ?
Jen: Ne sandın yosun kafa, dedim defterimi dolaba koyarken.
J: Bu büyük bir savaş biliyorsun dimi ?
Jen: Ve ben futbolculardan taraftayım.
J: O zaman bu akşam basket maçımı izlemeye gelmiyceksin, dediğinde cevap veremeden Dave yanımız geldi.
D: Sana çok acıyorum.
Jen: Ben de kendime acıyorum.
D: Bizim tarafımızda olmana sevindim.
J: Acımak ? Onun yerinde olmak isteyen kaç kız var biliyor musun ?
JEN VE DAVE AYNI ANDA: Onalarada acıyorum, dedik ve güldük.
D: Bu akşam futbol maçını izlemeye gelsene.
Jen: Bilmiyorum Dave futboldan pek anlamam.
D: Ama kaptanın sevgilisi asla maçı kaçırmaz, dediğinde Justin bakışlarını üstüme kilitledi. Ne söyliyeceğimi bekliyordu...
Jen: Oww. İlginç bir çıkma teklif etme yöntemi.
D: İşe yarayıp yaramadığına bakarız biz, dediğinde Justin'e baktım. Birbirimize bir söz verdik. Hiçbir şey olmamış gibi yapıcaktık. O bunu yapıyordu. Carly ile çıkıyordu.
Jen: O zaman maçta görüşürüz, dedim gülerek. Justin,gözlerini kaçırmaya başladı. Sadece Dave bakıp gülümsüyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STEP BROTHER
Fanfiction"Biz kardeşiz." dedim sinirle. "Sana üvey kardeş fantezimden bahsetmedim herhalde." dedi ve tabii ki piç smile yapmayı unutmadı.