42. Bölüm

3.4K 128 7
                                    

Aceleyle üzerime bir şeyler giydim. Justin kapıyı açmaya gitti. Tam merdivenlerdeyken Justin ve birinin konuştuğunu duydum. Nedense konuştuğu kişinin sesi fazla tanıdıktı. Aşağıya inince şaşırmıştım.

Jen: Logan ! Burda ne işin var, dedim ve kapıya yaklaştım.

L: Bunu unuttun, dedi ve arkasında sakladığı pamuk şekeri bana uzattı.

J: Bunun için mi geldin ?!

L: Evet, dedi gülerek.

Jen: Gelsene Logan, dedim Justin'se bu fikrime pek katılmıyordu.

L: Sağol Jen ama gitsem daha iyi.

Jen: Alice- diyebildim sadece daha cümlemi bitirmeden Logan sözümü kesti.

L: O gitti.

Jen: Yani daha onunla-

L: Evet konuşmadım.

Jen: Logan biliyorum-

L: Öhö öhö.

J: Ben gidebilirim.

L: Gerek yok. Ben gidiyorum. Seni sonra ararım Jen, dedi ve evin önündeki arabaya binip uzaklaştı. Ben kapıyı kapatırken Justin önce elimdeki pamuk şekere sonra bana baktı.

Jen: Ne ?

J: Hala Logan'a güvenmiyorum. Ne yani bunu yedim mi sanıyorsun ? Kim bir pamuk şeker için onca yolu geri gelir.

Jen: Gerçek bir arkadaş ?

J: Aptal olma Jennifer. Sadece sevdiğin kişiyi tekrar görebilmek için böyle saçma sapan bir sebeple o kadar yolu geri gelirsin.

Jen: Justin, Logan Alice'den hoşlanıyor !

J: Ya tabi kesin öyledir, dedi ve salona gitti. Hemen peşinden salona girdim. O koltuğa otururken kapıda dikildim ve ellerimi göğsüme kavuşturdum.

Jen: O ne demekti şimdi ?

J: Hiçbir şey.

Jen: Justin hadi ama, dedim ve gidip yanına oturdum. Bana göz ucuyla baktı. Sonra televizyona döndü ve kumandayla televizyonu açtı. Uzun süre bana geri dönmesini bekledim. Ama o sadece kumandanın tuşlarına basarak kanal değiştiriyordu.

Jen: Çok kıskançsın ! dedim ve önüme dönüp arkama yasladım. Kollarımı tekrar göğsüme kavuşturdum. Madem trip atıyordu ben de ona trip atabilirdim. Biraz sonra kalktım. Tam salondan çıkıyordum.

J: Nereye ?

Jen: Gidip Logan'ı arıycam en azından ben ona bir şey söyliyince o bana cevap veriyor ! 

J: Jen ! diye seslendi arkamdan ama ben çoktan merdivenlere gelmiştim. Hızla odama çıktım. En iyi arkadaşımdan bile şüpeleniceksen kendimi odama kitliyim hiç arkadaşım olmasın. Bilgisayarımı açtım. Alice ile görüntülü konuşmak biraz iyi gelebilirdi. Ona özetle olanları anlattım.

A: Justin'e hak vermek gerekir...

Jen: Bu ne demek şimdi ?

A: Yani kim onca yolu bir pamuk şeker için geri döner.

Jen: Al işte seninde kıskançlığın başladı.

A: Kıskançlık değil Jen gerçek.

Jen: Ne gerçeği ?

A: Bugün Logan'la konuştum. Yanılmışsın o senden hoşlanıyormuş.

Jen: Sen yanlış anlamışsındır.

A: Gayet ciddi ve açık bir şekilde söyledi.

Jen: Sen anlama diye uydurmuştur. Sana açılamıyor.

A: Jennifer !

J: Ben sana demiştim.

Jen: Justin !

A: Jennifer !

J: Alice?

A: Ben sizi yalnız bırakıyım, dedi ve kamerayı kapattı. Yavaşça Justin'e döndüm.

Jen: Bana triplisin sanıyordum.

J: Sonuçta haklı çıktım.

Jen: Henüz değil.

J: Henüz değil mi ? Her şey ortada.

Jen: Logan'dan da duymak istiyorum.

J: Bu kadar saf olma Jennifer ! Nasıl bu kadar kör olabiliyorsun !

Jen: Arkadaşımı kaybetmek istemiyorum.

J: Ama neden o sadece bir arkadaş!  Clarisse gibi Alice gibi ama yok sen Logan'ı istiyorsun ! Neden ?!

Jen: Belki de bir geleceğimiz olabileceği içindir !

J: Şimdi anladım derdini.

Jen: Hayır ben onu demek-

J: Ben ne demek istediğini anladım.

Jen: Justin ! Bak gerçekten... Offf kimi kandırıyorum sanki. Evet, bizim bir geleceğimiz olmıycak asla çünkü biz kardeşiz !

J: Ama üvey !

Jen: Bu annenin ve babamın evli olduğu gerçeği değiştirmiyor !

J: Sürekli bunu bahane ediyorsun ama korkuyorsun.

Jen: Acaba neden korktuğumu da söylesene.

J: Benimle olmaktan korkuyorsun. Kaçmaktan korkuyorsun...

Jen: Çünkü babam benim için çok değerli ve onu üzmek istemiyorumÇ

J: Peki ya ben ! Ben senin için kimim ?

Jen: Her şeyimsin ama bunu göremiycek kadar körsün.

J: Asıl sen gerçeği göremiycek kadar körsün. Ryan'la bunu çok tartıştık. O bana dedi ki asla kabul etmez ama ben reddettim. O beni seviyor ve bunu kabul edicek dedim. Demek ki Ryan haklıymış. Bunu sana noel de vericektim. (bir sonraki hafta noel) ama artık bir önemi kalmadı, dedi ve cebindem bir şey çıkarıp bana fırlattı. Sonra da kapıyı vurup çıktı. Kutuya benzeyen şey ayaklarıma kadar yuvarlandı. 

STEP BROTHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin