5. Bölüm

6.9K 237 6
                                    

Ben kıyafetleri toplarken birinin içeri girdiğini fark ettim. Ama dönüp bakmadım.

J: Sakin ol, onlar sadece birkaç kıyafet. Neye kızdıysan öcünü onlardan alma, dediğinde onu tanıdım. Bu Justin'di. Bir o eksikti.

Jen: Artık bir parti verirsin. Gidiyorum.

J: Aslında düşünmedim değil. Ama sonra vazgeçtim. Annem bu hoş olmaz dedi baban hala burdayken. Yani ikisi yokken bir parti vericem.

Jen: Ne güzel, hadi git davetli listesini hazırla.

J: Pekala gidiyorum ama önce ben sana şey diycektim.

Jen: Ne diycektin ?

J: Dün geceyi unutabiliriz, diyene kadar ben zaten unutturmuştum kendime. Yine her şeyi mahvettin Justin. 

Jen: Dün gece ne oldu ? Ben odamdan hiç çıkmadım. Kaçırdım sanırım.

J: Anladım, dedi ve odadan çıktı. O gün bütün gün Alice ile konuştum. O da benim gibi çok heyecanlıydı. Sanırım gideceğime üzülen babam ve Clarisse vardı. Gitmeden önce Clarisse ile baya zaman geçirdik. Gideceğim gün Justin'i hiç görmedim. Tuhaf bir şekilde gitmeden onu da görmek ona da kocaman sarılmak istiyordum. Sonra kendime bir tokat attım ve kendi kendime "saçma sapan düşünmeyi bırak Jennifer. Ondan uzaklaşmak için gidiyorsun" dedim. Ama nedense o gün bunu o kadar istemiyordum. Clarisse ile hava alanına gittik. Babam bizi orda bekliyordu.

M: Tatlım annene haber verdim. Seni ordan alıcak.

Jen: Baba gerek yoktu. Bir taxi ile Alice'lere gidebilirim.

M: Annenin yanında kalman daha iyi. En azından senden haberim olucak. Gerçekten gitmek zorunda mısın ?

Jen: Baba !

C: Babalar hep böyle Jennifer. Ama gerçekten gitmek zorunda mısın ?

Jen: Bu sabaha kadar kesin gitmek istiyordum ama-

M: O zaman gitme tatlım. Benimle, babanla kal.

Jen: Üzgünüm baba. Her gün seni ararım merak etme, dedim ve onlarla vedalaşıp pasaportumu göstermek için kuyruğa girdim. O sırada gözüm hep kapıdaydı. Sanki onunda gelmesini bekliyordum. Birden yabancı bir sesle irkildim. 

X: Bayan ! Pasaport lütfen !

Jen: Affedersiniz. Buyrun, dedim ve pasaportu uzattım. Kadın bir damga vurup bana geri verdi. Uçağa gitmeden kapıya bir kez daha baktım. Ama gelen kimse yoktu. Uçağa bindim. Koltuğum cam kenarındaydı. Yolculuk boyunca camdan gökyüzü seyrettim. Gidiyordum. O piçten de Kanada'dan da kurtuluyordum...

-Bu bölüm biraz kısa oldu. Siz ne düşünüyorsunuz ? Sizce Jen gerçekten gidiyor mu ?-

STEP BROTHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin