20. Bölüm

5K 167 3
                                    

Eve gider gitmez ona bunu sorucaktım. Aslında tam sorucaktım ki vazgeçtim.

Jen: Justin ?

J: Efendim ?

Jen: Şeyy... Sence bana hangisi daha çok yakışır, diye elimdeki iki elbiseyi Justin'e uzattım.

J: Partiye gidiyorsun ? Dave ile mi ?

Jen: Evet ve evet.

J: O zaman beyaz olanı giy o seni daha şişman gösteriyor.

Jen: Pislik, dedim ve güldük.

J: Şaka yapıyorum. Sen hepsiyle güzelsin.

Jen: Tabi, dedim ve belimden tutup beni kendine çekti. Tam eğilip beni öpücekti ki dış kapının sesini duyduk ve birbirimizden ayrıldık. Odama gidip hazırlandım. Justin benden önce çıkmıştı. Önce Carly alıcaktı. Ben de Dave bekledim. Yani o tam zamanında geldi her zaman ki gibi. Buna beklemek denemezdi. Birlikte partiye gittik. 

D: Çok güzel olduğunu söyledim mi ?

Jen: Bütün yol boyunca, dedim gülerek.

D: Bize viski alıp geliyorum, dedi ve beni yalnız bıraktı. Biraz sonra iki viski kadehiyle döndü. Elimdeki kadehe bakınca aslında içmek istemedim. Yudum yudum zorla içiyordum. Dave beni arkadaşlarıyla tanıştırdı. Justin ve arkadaşlarının aksine Dave ve arkadaşları nazikdiler. Birbirlerinin zıttıydılar. Aslında her şey harikaydı tabi Justin ve Carly'i öpüşürken görene kadar. Onlara arkamı döndüm ve Dave ile konuşmaya başladım. 

D: Bir şey mi oldu ?

Jen: Yo,Hayır.

D: Moralin bozuldu gibi.

Jen: Alakası yok, dedim gülerek.

D: Tamam o zaman seni biraz yalnız bıraksam olur mu ? 

Jen: Tamam ben burdayım.

D: Hemen gelirim, dedi ve dudağıma küçük bir öpücük bıraktı sonra da gitti. Arkamı geri döndüğümde Justin de Carly de yoktu. Aklına başka şeyler gelmişti ki telefonuma mesaj geldi. "Odamız hazır. Sen ve ben... Bu sefer odaya giricek biri de yok J.B"Hem gözümün önünde Carly ile öpüşsün hem de benimle sex yapmak istesin. Rüyanda görürsün Justin. Gelmiyorum işte. Ben böyle kendi kendime konuşurken bir çocuk yanıma geldi. Elinde bir tabak vardı.

X: Biraz brownie ister misin ?

Jen: Aç değilim aslında.

X: Lütfen bir tane alıp tadına bak.

Jen: Pekala tadına bakmak için bir tane alabilirim, dedim ve tabağı önüme bıraktı gülerek. İlk ısırığı aldıktan sonra geri dönmek için çok geçti. 10-15 dakika sonra halıda oturmuştum. Herkes de benim çevremi sarmıştı. Bana sorular soruyorlardı. Ben de aptal saptal cevaplar veriyordum.

Jen: Yeni farkettim bu halı çok güzelmiş, dedim halıyı okşayarak.

Sarışın bir kız: Justin'nin üvey kardeşin olması nasıl bir şey ?

Jen: Gece uyurken sarıldığı ayıyı görseniz yosun kafadan bu kadar hoşlanmazsınız.

Başka biri: Yosun kafa ?

Jen: Justin'e böyle hitap ediyorum, dedim gülerek.

Bu sefer esmer bir erkek sordu: Peki Dave ?

Jen: Dave yosun kafa aksine çok iyi biri. Onu üzmeye korkuyorum ve ayrılmak zorunda kalmayalım diye birimizin kanserden öleceğini düşünüyorum, dediğimde herkes gülmeye başladı. O sırada kalabalığın içinden tanıdık bir ses duydum. Bu Justin'di.

J: Charile ! Sen ne ahalt yedin !

Bana Brownie veren çocuk: Sakin ol dostum. Hoşuna gitti. İstersen ona sor, dedi beni göstererek. Justin biraz daha bana yaklaştı. 

J: Nasıl hissediyorsun Jen ?

Jen: Uçuyormuş gibi. Acaba uçabilir miyim ?

J: Sakın deneme, dedi gülerek.

Jen: Bu hayır mı demek ?

J: Ne görüyorsun Jen.

Jen: Işık.

J: Susadın mı ?

Jen: Uhh-ha.

J: Ne içmek istersin ?

Jen: Milkshake, dediğimde Justin bana güldü. Tam elimden tutup beni kaldırıcaktı ki Dave geldi.

D: Üvey kardeşine sahip çıkman çok hoş Justin, teşekkür ederim. Ama o benim sevgilim gerisini ben hallederim, dedi ve elimden tutup beni kaldırdı. Birlikte mutfağa gittik. Dave mikseri dondurmayı çikolatayı ve biraz sütü çıkarıp milkshake hazırlamaya başladı. Ben de tezgahın yanına dizilmiş bar sandalyelerinde oturuyordu. 

Jen: Bana söz vermiştin. Sarhoş olmama izin vermiycektin.

D: Ben sana çok içirmiycem diye söz verdim. Ve ben yokken içmediysen sadece 1 bardak viski içtim.

Jen: Sen yokken bir şey içmedim. Sadece şu Charlie denen çocuğun browniesini yedim, dediğimde Dave güldü.

Jen: Ne var ?

D: Hiç.

Jen: Ya söylesene, dediğimde hazırladığı bardağa koymakla meşguldu. Çekmeceden bir pipet buldu. Sanki kendi evi gibi her yeri biliyordu. Kafasını kaldırdı ve bana bardağı uzattı.

Jen: Neden güldüğünü söylemedin, dedim bardağı alırken.

D: Sadece Charlie'nin eski brownie numarası. Yeni olan herkese yapar.

Jen: Sana da yaptı mı ?

D: Evet, dedi gülerek. 

Jen: Senin maceran benimkinden komik olmalı.

D: Hiç sorma, dedi gülerek. Sonra içeri girdik. Herkes hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. 

STEP BROTHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin