Araba giderek uzaklaşırken Justin kolunu belime doladı.
J: 4 gün... Sadece ikimiz... Az önce başladı, dediğinde birbirimize güldük.
Jen: Peki şimdi ?
J: Ne yapmak istersin ? dediğinde ikimizde birbirimize güldük.
J: Umarım aklında ki benimkiyle aynıdır, dedi ve beni öpmek için eğildi. Onu durdurdum.
Jen: Önce içeri gir. Biri görsün istemeyiz dimi ?
J: İstemeyiz, dedi gülerek. Önce ben içeri girdim. Justin arkamdan kapıyı kapattı.
Jen: Bu anı çok bekledin dimi ? dedim gülerek.
J: Bunu zaten daha önce yaptık.
Jen: O zaman biraz daha beklemek sorun olmaz.
J: Neden bekliycem ki ?
Jen: Çünkü önce beni yakalaman gerekiyor, dedim ve koridorda koşmaya başladım.
J: Gerçekten mi ? Yakalamaç mı oynıycaz ?
Jen: Beni istemiyorsan sorun yok, diye seslendim koridorun ucundan.
J: Yakalarsam intikamım kötü olur ama...
Jen: Önce yakala, dedim gülerek. İşte şimdi Justin peşime düşmüştü. İleride koridor ikiye bölünüyordu. Bir taraf babam ve Pattie'nin odası diğer tarafta yangın merdivenler vardı. Eğer yangın merdiveni tarafına gidersem yangın merdivenlerinden yukarı çıkabilirdim ama üst katın camı açık mıydı bilmiyorum. Yine de diğer türlü beni daha çabuk yakalardı. Camı açıp yangın merdivenine çıktım. Üst kattaki cam açıktı hemen içeri girdim. Biraz Justin'i bekledim ama hiç ses yoktu. Nereye kaybolmuştu şimdi. Tam pencereden bakıcakken arkamdan bir ses duydum. Hemen tekrar yangın merdivenine çıktım. Justin merdivenlerden yukarı çıkmıştı. Merdivenlerden aşağı inmeden ona gülümsedim. Justin düşündüğümden daha zeki davranmıştı. Aşağı inince geriye sadece babamın odası kalmıştı gidebileceğim. Hemen odaya girdim. Justin arkamdan bana sesleniyordu.
J: Bu sefer köşeye sıkıştın Jen, dediğini duymuştum. Evet şimdi odadaydım ama Justin haklıydı. Gidebilecek bir yer yoktu. Etrafa bakmaya başladım. Bingo ! Hemen dolabın içine girdim. Beni burda fark etmemesini umuyordum. Biraz sonra kapının sesini duydum.
J: Hadi ama şimdi de saklambaç mı oynıycaz ?
Jen: -
J: Pekala, dediğini duydum ve tekrar kapı sesini duydum. Bu numarayı yemezler Bieber. Senin gittiğini sanıp çıkmıycaktım hemen. Önce dolabın kapağı biraz aralayıp odaya baktım. Kimse yoktu. Yine de içimden bir ses çıkma diyordu. O yüzden kapıyı kapatıp içerde kaldım. Odada ayak sesleri duymaya başladım. Bana yaklaşan sesler. Kalbim gümgüm atmaya başladı. Justin birden kapıyı açtı. Hemen fırlarsam kaçabilirim diye düşünmüştüm ki Justin beni yakaladı ve yatağa yatırdı.
J: Yakalandın, dedi gülerek sonra dudakalarıma yapıştı.
Ellerimi kafamın üzerinde gerdi ve kafasını boynuma gömüp emmeye başladı. Yavaşça ellerimi serbest bıraktı ve üzerimdekileri çıkarmaya başladı. Bir hamleyle Justin'i altıma aldım ve üstünü çıkarmaya başladım. Bu sefer ben onun boynuna küçük buseler kondurmaya başladım. Justin bundan öyle bir haz alıyordu ki bir an gevşediğini farkettim. Sonra beni tekrar altına aldı. Dudaklarımdan boynuma ordan da yavaş yavaş aşağıya iniyordu. Sonra kafasını kaldırdı. Gülümseyerek alt dudağını ısırdı. Birden içime girmesiyle bir çığlık attım. Bu beklenmedikti ve canımı yakmıştı.
J: Sana intikamım kötü olucak demiştim.
Jen: Kötü mü ? Bu mu ? dedim alaycı bir şekilde.
J: Sen kaşındın, dedi sonra gelgit yapmaya başladı. Canım yansada inadına bağırmıyordum. Bağırmamak için çarşafı sıkıyordum.
Jen: Pekala sen kazandın, diye bağırdım en sonunda.
J: Kazanmak tatmin etmiyor pek, dedi gülümseyerek.
Jen: Piçlik yapma, dedim ve omzuna yumruk attım. Justin güldü ve yanıma yattı.
J: Bu dört gün harika geçicek gibi.
Jen: Ne demezsin. 29 santimlik bir boru senin içine girmiyor, dediğimde güldü.
J: Kızlar o boru dediğin şey için ölüyor.
Jen: Ama o beni istiyor, dedim gülerek. Sonra kalktım ve banyoya girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STEP BROTHER
Fanfiction"Biz kardeşiz." dedim sinirle. "Sana üvey kardeş fantezimden bahsetmedim herhalde." dedi ve tabii ki piç smile yapmayı unutmadı.