Koltuğuma gömüldüm ve hiç konuşmadım. Uçak İngiltere'ye indi. Alice, Justin ve beni havaalanında karşıladı. O kadar dalgındım ki onunla bile konuşmadım. Kendimi suçlu hissediyordum sanki. Justin'in önceden aldığı eve gittik. Bütün eşyalar yerindeydi. Önceden hazırlanmıştı.
A: ben şunları sizin odanıza koyuyım
J: Hayır!
A: ne oldu?
J: şey Jen ile kalsan iyi olur ben koyarım, dedi ve Alice'in elindekileri aldı. Bu fazla nazikdi. Justin yine bir şeyler karıştırıyordu ama bunu düşenemiycek kadar yorgundu aklım. Birden telefonum çaldı. Arayan babamdı. Biliyorum açmamalıydım ama dayanamadım.
Jen: benim ama siz kimsiniz?
X: ben hastaneden arıyorum. Babanız şuan burda belki
Jen: Ne?! Diye bağırdım ve telefonu elimden düşürdüm. Derin derin nefes almaya başladım. Bacaklarım bana ihanet etmişti. Kendimi yerde ağlarken buldum. Alice telefonu aldı ve konuştu. Justin koşarak yanıma geldi. Ayaklarımın dibine çöktü.
J: ne oldu Jen?
Jen: benim yüzümden
J: senin yüzünden ne?
A: hayır Jen seninle ilgili değil. Uçak düşmüş
Jen: benim yüzümden, diyor ve ileri geri sallanmaya başladım. Ne söylemek istersem söyliyim ağzımdan bu cümle çıkıyordu. “Benim yüzümden” Justin beni kaldırmak istedi ama bacaklarım kaskatı kesilmişti. Beni kucağına aldı
A: ben arabayı sürerim, dedi ve anahtarları aldı. Justin beni arabanın arkasına bindirdi ve yanıma oturdu. Yol boyunca benimle bir şeyler konuştu ama nedense ben cam bir fanusun içindeymiş gibiydim. Onun sesini duyamıyor ama onu görebiliyordum. Sanki dünyadan uzaklaştırılmış gibiydim. Bütün vücudumda bir titreme vardı. Justin bana ne kadar sıkı sarılsada kendimi çırıl çıplak hissediyordum. Başım zonkluyordu. Alice frene basınca öne eğildim. Justin önce inip beni kucağına aldı. Acil kapısından girdik. Beni bir sedyeye yatırıp doktorun odasına getirdiler. Doktor hafifçe gülümsedi bana. Gözümü açıp bir ışıkla inceledi.
Dr: beni duyabiliyor musun?
Jen: benim yüzümden
Dr: ne senin yüzünden, dedi gülümsiyerek ama cevap vermedim. Diğer gözüme bakmak için eğilince yakasındaki isim etiketini okudum. ‘Psikiyatr Jan Forstner’ bir dakika ben deli değildim. Beni neden buraya getirmişlerdi. Doktor beni sedyede kaldırdı. Kendi istemim dışında ayaklarımı göğsüme çektim ve ileri geri sallanmaya başladım. Başımdaki zonklama devam ediyordu ve dudaklarımdan tek kelime çıkıyordu ‘benim yüzümden’ Doktor Justin ve Alice’e döndü
Dr: durum ciddi sinirleri tepki vermiyor. Bir olaydan dolayı kendini suçluyor ve bu da akıl sağlığını etkilemiş. Ne zaman başladı?
A: yarım saat önce falan
Dr: bir şey mi öğrendi? Suçluluk duygusu yaratıcak bir şey
J: babasının ölümünü öğrendi
Dr: başınız sağolsun. Peki neden kendini suçluyor
J: bu uzun bir hikaye
Dr: dinlemek için her zaman zamanım var
J: her şey annem ve babasının görüşmeye başlamasıyla başladı sanırım…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STEP BROTHER
Fanfiction"Biz kardeşiz." dedim sinirle. "Sana üvey kardeş fantezimden bahsetmedim herhalde." dedi ve tabii ki piç smile yapmayı unutmadı.