40. Bölüm

3.7K 131 0
                                    

Jen: Bir ses duydun mu ?

J: Hayır. Her neyse ne diyordum ben aaa evet...

Jen: Saat kaç oldu ? Ooo çok geç olmuş. Hadi kalk benim uykum geldi. Uyuycam, dedim ve Justin'i itekliyerek kapıya götürdüm. Tam kapıyı kapatıyordum ki Justin kapıyı tuttu ve içeri girdi.

J: Dur bir dakika !

Jen: Ne oldu ?

J: Senin neyin var Jennifer. Neden benden kaçıyorsun ?

J: Bu saatte mi uyuycaksın ?

Jen: Yorucu bir gündü.

J: Öyle miydi ?

Jen: Evet, dedim ve kapıyı kapattım. Sonrada kapıya yaslandım. Ucuz atlatmıştım. Şimdilik en azından. Saate baktım gerçekten çok erkendi. Bilgisayarı açtım. Belki Alice ile konuşurum diye düşünüyordum. Ama bana tripliydi. Haklı da kaç aydır hiç aramadım kızı. Yine de gönlünü almaya çalıştım.

Jen: Evet haklısın Alice.

A: Biliyorum.

Jen: Lütfen ?

A: Üzgünüm Jennifer.

Jen: Ama sen benim kaç yıldır arkadaşımsın... (8-9 yıllık )

A: İnsan arkadaşlarına böyle davranmaz ama.

Jen: Logan arıyor sanki.

A: Hem de her gece.

Jen: Beni niye aramıyor hayırsız ?

A: Evet acaba neden ?

Jen: Hadi Alice. Sen bana küsemezsin.

A: Küstüm bile.

Jen: Alice ?

A: Off iyi tamam. Bu arada Logan'nın sana bir süprizi var.

Jen: Ne ?

A: Söylersem süpriz olmaz.

Jen: İyi tamam sonra görüşürüz.

A: Unutmazsan beni.

Jen: Alice !

A: İyi tamam, dedi ve kamerayı kapattık. Süprizi merak ederek uyudum. Sabah uyandığımda Logan tepemdeydi. Onu görünce ilk tepkim bir çığlık oldu. Bu korku dolu bir çığlıktı sevinç dolu değil  korkmuştum onu tepemde birden gòrünce. Sonra kalkıp boynuna atladım. Ona kocaman sarıldım. Birden Justin içeri girdi. Bizi öyle görünce geri çıktı hemen. Duvara bir tekme attım. Bu hiç olmamıştı.

L: Bir şey mi oldu ? diye sorunca içimden evet hem de çok berbat bir şey demek geçiyordu ama Logan daha bilmiyordu.

Jen: Boşver hadi kahvaltı yapalım.

L: Onun için geldim hadi kalk gidiyoruz.

Jen: Ne ?

L: Merak etme Mike izin verdi. Başından geçenleri biliyorum. Seni neşelendirmenin bir yolunu biliyorum.

Jen: Keşke Alice de burda olsaydı ben dün... Bir dakika o da burda dimi ?

L: Bilmem, dedi ve güldü. O kadar mutluydum ki Logan aşağı inince hemen üstümü değiştirdim ama Justin'i tamamen unutmuştum. Aşağıya inerken kolumdan tuttu ve beni durdu. Koridorda kimse yoktu. Beni duvara yasladı. Bana o kadar yakındı ki aramızda bir parmak bile sığmıycak bir boşluk vardı. Halsiz biri için kolumu çok sıkı tutuyordu.

Jen: Justin ne yapıyorsun ?

J: Asıl sen napıyorsun ?

Jen: Ben bir şey yapmıyorum.

J: Öyle mi ? Bir içine düşmediğin kaldı Logan'nın.

Jen: O benim arkadaşım Yosun Kafa.

J: Ben anlamam. Sabahın bir saheti yatakta başka bir erkeğin boynuna sarılırsan işler değişir.

Jen: Kıskandın mı ?

L: Jen ! Hadisene.

Jen: Geliyorum Logan, dedim ve Justin'nin kolundan kurtuldum.

J: Nereye ?

Jen: Bilmiyorum. Logan bana süpriz yapıcakmış, dediğimde bana öyle bir baktı ki korkmuştum açıkçası. Aceleyle Justin'i öptüm ve aşağıya indim. Babam sanki biraz tedirgindi ama Logan'nın yanımda olmasından bir şey demiyor gibi duruyordu. Logan'nın arabası yolun sonundaydı. Birlikte yürüyüp biraz konuştuk. Logan gerçekten iyi bir arkadaştı. Aramızda kalsın çocukluk aşkımdı. Ama o zaman daha 8 yaşında falandım. Yani o köprünün altından çok sular aktı. Arabaya binince Logan her zamanki gibi emniyet kemerimi takdırdı. Bu konuda çok dikkatli. 

Jen: Peki nereye gidiyoruz ?

L: Kahvaltı yapmaya.

Jen: Ama nereye ?

L: Orası da süpriz olsun, dedi arabayı çalıştırırken.

Jen: Logan !

L: Evet ?

Jen: Lütfen söyle.

L: Sadece ipucu veriyim. En son oraya gittiğimizde orayı çok sevmiştin.

Jen: Pek açık olmadı, dediğimde güldü. Yolun geri kalanında pek konuşmadık. Bir ara Logan arabayı durdurdu. Geldik sandım ama çevrede kahvaltı yapıcak bir yer yoktu.

L: Hemen geliyorum.

Jen: Nereye ?

L: Bekle.

Jen: Logan ?, dedim ama çoktan arabadan indi. Geri geldiğindi elinde bir pamuk şeker vardı.

L: Eskiden bunları çok severdin.

Jen: Ama eskiden. Ben çocuk değilim.

L: O zaman ben yerim.

Jen: Hey o benim, dedim ve pamuk şekeri aldım. Kahvaltıdan sonra yemek için arka koltuğa koydum. Biraz sonra Logan arabayı tekrar durdurdu.

L: Şimdi geldik, dediğinde cama yapıştım. Burayı hatırlıyordum. Geçen sefer ben Alice ve Logan birlikte gelmiştik. Burası bir çiftlik gibiydi. Yemek yemek için bir yeri de vardı. İstersen ata da binebiliyordun. Geçen sefer beni bir at takip ediyordu. Başta benden hoşlandı sanmıştım meğer havuçlar için peşimden geliyormuş. Hemen arabadan indim. Restorana yürürken yolda birkaç tavşan gördüm. Çok şirinlerdi. Bir ara Logan'a bakmak için arkamı döndüm. Sanki biri bizi takip ediyordu. Ama dikatlice bakınca kimseyi görmedim. Çok da kafama takmadan devam ettim. Masamız çokdan hazırdı. Kahvaltılıklar dizilmişti. Sanki 2 kişi için fazla gibiydiler. Masaya oturunca bizden birkaç masa ötede oturan birini gördüm. Bu yolda gördüğüm kişiydi. Hani gördüm ama sonra yok oldu birden. Şöyle bir baktım da fazla tanıdıktı. Kafasındaki şapka ve kocamam gözlükler onu tanımamı engelliyordu. Sonra masadan kalktı. Kim olduğunu şimdi bulmuştum...

STEP BROTHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin