Hemen aşağıya indim. Justin salondaydı. Ona merdivenlerin başından seslendim.
Jen: Kardeş değilmişiz gibi ? dedim gülerek. Justin de bana gülüyordu. Koltuktan kalktı ve merdivenin başına geldin aramızdan birkaç merdiven vardı.
J: Bu gece ne olucaksa bu gece de kalıcak. Ertesi sabah yine üvey kardeş olayına devam edebiliriz.
Jen: Bunu neden yapalım ki ?
J: Çünkü ikimizde birbirimizi istiyoruz, dedi ve beni belimden tutup merdivenlerden indirdi.
Jen: Bu gece olan bu gecede kalıcak.
J: Evet öyle. Eee dersin var mısın ? dediğinde Justin'nin dudaklarına yapıştım. O da beni öpüyordu. Dudaklarımız ayrıldığında,
Jen: Bu sorunu cevapladı mı ?
J: Fazlasıyla, dedi ve beni arkamdaki duvarla arasına aldı. Bir eli bacağımdaydı. Dudaklarımı sömürecekmiş gibi öpüyordu. Kendimi tamamen ona bıraktım. Onun yönlendirmesiyle hareket ediyordum. Bacaklarımı beline doladım. Beni mutfağa götürdü ve tezgaha oturttu. Justin hem beni öpüyordu hem de t-shirtümü üstümden çıkarıyordu. Odaye gidiyorduk aynı zamanda birbirimizi soyuyorduk. Geri geriye odaya girdik. Burası Justin'nin odasıydı. Yuvarlak yatağa yattığımızda bunu farkettim. Evde yuvarlak yatağa sahip bir tek o vardı. Yuvarlak yatak sex yapmak için daha iyiymiş diyorlardı yani en çok da Justin'nin ihtiyacı vardı o yatağa. Ben bunları düşünürken Justin boynumdan göğüslerime iniyordu. Bu o kadar haz veriyordu ki sabah bu geceyi unutamayacağımdan korkuyordum. Justin çok hızlı ilerliyordu. Bir hamleyle onu altıma aldım.
Jen: O kadar kolay değil, dedim gülerek.
J: Göster kendini, dediğinde kafamı Justin'nin boynuna gömdüm ve emmeye başladım. Ara sıra küçük buseler bırakıyordum. Bu onu delirtiyordu. Parmağımın ucuyla karın kaslarında dolaşırken konuşuyorduk.
J: Daha önce sex yapmayan biri için çok iyisin.
Jen: Sadece kendime serbest bırakıyorum.
J: Ne yaptığın umrumda değil sadece devam et, dedi ve bir hamleyle beni altına aldı.
J: Ama sıra bende, dedi gülerek.
İçime girip çıkmaya başlamıştı. Çığlıklarım onu daha da deliye çeviriyordu. En sonunda yanına yattı.
Jen: Pekala, bu-
J: Harika mıydı ?
Jen: Bana hissetirdiği şey buydu ama harika olmamalı.
J: Neden ?
Jen: Ertesi sabah her şeyi unutucaz. Yine birbirinden nefret eden üvey kardeşler olucaz.
J: Eeeee ?
Jen: Sonradan unutmak zorunda olduğum bir şey bu kadar harika olmamalı anlıyor musun ?
J: Jen, kapa gözlerini.
Jen: Ne ?
J: Sadece kapat ve şu anın tadını çıkar. Sabahı sabah düşünürsün.
Jen: Belki de öyle yapmalıyım, dedim ve birbirimize sarılarak uyuduk. Sabah uyandığımda kendi yatağımdaydım. Sanki her şey bir rüya gibiydi. Tabi boynumda ki morlukları saymazsak. Onlar dün gecenin gerçek olduğunun tek kanıtıydı. Üstüme bir t-shirt giydim. Özellikle morlukları kapatıcak bir tane. Aşağı indiğimde Justin kahvaltılık gevrekleri hazırlamıştı. Mutfağa giderken kendime " unutma dün gece hiç olmadı" diyordum.
J: Günaydın çirkin, dedi bana kaseyi uzatırken.
Jen: Bunun içine zehir atmadın dimi ?
J: Keşke atabilsem ama evde fare zehiri yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STEP BROTHER
Fanfiction"Biz kardeşiz." dedim sinirle. "Sana üvey kardeş fantezimden bahsetmedim herhalde." dedi ve tabii ki piç smile yapmayı unutmadı.