Düğün sabahı babam ve Pattie hazırlanıyorlardı. İkiside çok heyecanlı gibiydi. Bense biraz geç kalkmıştım. İşte kabus o zaman başladı. Justin beni bir kova suyla uyandırmıştı. Buz gibi suyu başımdan aşağı boşaltmıştı. O an için günün en berbat olayı buydu. Ama sadece o an içindi. Saate baktım. Düğüne iki saat vardı. Herkesden önce kiliseye gittik. Etraf süslenmişti. Kilisenin bahçesi ise kokteyl için hazırlanmıştı. Pattie ve ben gelinin odası gittik. Pattie ve arkadaşları konuşurken onların yanında olmamı istemişti. İşin tuhaf kısmı onca arkadaşı varken beni nedimesi yapmıştı. Kıyafetimi de o seçmişti. Morlu beyazlı straplez bir elbiseydi. Kısa ve kabarık bir eteği vardı. Söylemem gerekir ki zevki çok iyidi. Elbiseyi daha giymemiştim çünkü Justin'nin bi şeyler yapacağını biliyordum. Düğüne yarım saat kala önce Babam ve Justin ne yapıyor diye bakmaya gittim ama ikiside ortalıkta yoktu. Pattie hemen üstümü değiştirmeye gitmemi söyledi. Gelin odasındaki kabine girdim. Önce üstümdekileri çıkarıp kapının üstüne koydum. Tam elimi uzatıp askıda ki elbiseyi alıcaktım ki askıda değildi. Kafamı kapıdan biraz çıkarıp kapının yanındaki askılığa baktım. Boştu ! Tam elbiselerimi tekrar giyicektim ki onlarda kapının üzerinde yoktu. Bunu kimin yaptığını biliyordum.
Jen: Caaaaastiiiiiiiğğn !!!!!!
J: İşte şaka böyle yapılır Jen, dediğinde göremesemde pis pis güldüğünü biliyordum.
Jen: Yemin ediyorum şurdan çıkınca bunun intikamını çok kötü alıcam.
J: Sen ordan çıkana kadar düğün bitmiş olucak.
Jen: Justin kıyafetlerimi geri ver !
J: Bir şartla...
Jen: Ne istiyorsun piç ?
J: Benimle yatmayı kabul ediceksin ?
Jen: O zaman rüyanda görürsün.
J: Pekala, sende kıyafetlerini rüyanda görürsün o zaman, dediğinde bir sessizlik oldu. Justin tam odadan çıkıyordu ki,
Jen: Justin !
J: Efendim
Jen: Tamam kabul ediyorum. Elbisemi geri ver.
J: Hmmm artık fikrimi değiştirdim.
Jen: Justin !
J: Tamam tamam. Al hadi, dedi ve elbisemi bana uzattı. Üstümü giyindim ve düğüne indim. Justin'le ara sıra göz göze geliyorduk. Bunun acısını ona feci çıkarıcaktım. Benimle yatmak mı istiyordu. İstediğini alıcaktı. Kokteyl sırasında slow bir şarkı çaldılar ve Pattie ve babam dans etti. Bu sırada oturmuş onları izliyordum. Aklımda Justin'e olan öfkem varken bile o ikisini izlemek güzeldi. İkiside çok mutluydular. Biraz sonra Justin önüme geçti.
Jen: Beni rahat bırak.
J: Sadece benimle dans eder misin diye sorucaktım.
Jen: Bana gelmiş bunu mu soruyorsun bir de. Sana o kadar kızgınım ki pastayı kestikleri bıçakla seni öldürmemek için kendimi zor tutuyorum.
J: Ama bu onların özel zamanı. En azından onlar için barış imzalayamaz mıyız ?
Jen: Ölsem seninle barış imzalamam.
J: Hadi ama Jennifer bunu sende istiyorsun.
Jen: Hayır istemiyorum !
J: Evet istiyorsun, dedi ve elini bana uzattı. Biraz durdum ve elini tuttum. Dans pistinin tam ortasına götürdü beni. Elimi omzuna koydum. O da beni belimden kavradı. Biraz sonra kafamı Justin'nin omzuna yaslamıştım. Bunu bilerek yapmamıştım. Sanki içgüdüseldi. Biraz sonra Justin'nin belimdeki elinin biraz aşağıya kaydığını fark ettim. Kafamı kaldırdım.
Jen: Eline hakim ol !
J: Tamam, dedi gülerek. Biraz sonra dans etmeyi bıraktık. Bu çok hoştu. Onunla dans etmek. Çok hoşuma gitmişti. Ne diyorum ben ya. Yine saçmalamaya başladım. Justin artık benim üvey kardeşimdi. Eve Justin'le yalnız döndük. Annem ve Pattie bir ay yoktular. Aklımda tek bir plan vardı. Bunu da Clarisse ile birlikte bulmuştuk. Olanları ona mesaj atmıştım. Justin'den beklenen bir davranış olduğunu söylemişti ama fikri dahiyaneydi. Eve gidince Justin'i bir şekilde babam ve Pattie'nin odasında ki terasa çıkardım. Hafifçe esen rüzgar, ay ışığı, Justin ve ben... Belki bu gerçekten romatik bir gece olabilirdi tabi ona bu denli öfkelenmeseydim.
Jen: Eeee
J: Eeeee ne ?
Jen: Sana bir söz verdim dimi ? Dediğimde Justin gülümsedi.
J: Evet,verdin.
Jen: Şimdi biz yatıcak mıyız ? dediğimde bana döndü. Belimden tuttu ve beni kendine çekti. Ay ışığı yüzüne vururken çok sexydi.
J: Evet seninle yatmak istiyorum.
Jen: O zaman neyi bekliyorsun ?
J: Senin de isteyinle olmalı. Zorda kalıp verdiğin bir sözle değil, dedi ve yanımdan ayrılıp içeri girdi. İşte bu cevap beni çok etmişti. O piçin bile böyle bir şey düşünebildiğini bilmiyordum. Beni etkilemişti. Dur bir dakika etkilememeliydi. O benim kardeşimdi artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STEP BROTHER
Fanfiction"Biz kardeşiz." dedim sinirle. "Sana üvey kardeş fantezimden bahsetmedim herhalde." dedi ve tabii ki piç smile yapmayı unutmadı.