Komaeda Nagito x Okuyucu

1.4K 66 31
                                    

Boş gecenin ortasında Komaeda yatağında uzanıp tavanı seyrediyordu. Bir şeyler yanlıştı, ya da eksik; bu gece böyle olmamalıydı, ama yanlışın nerede olduğunu bilmiyordu. Sorunun ne olduğunu bilmedikçe nasıl çözüm bulabilirdi? Sıkıntıyla iç çekip yana döndü. Uykusu yoktu, kafası sürekli meşguldü çünkü, düşünmeden duramıyordu ama ne düşündüğünü o da bilmiyordu. Ne kadar garip. Komaeda haline gülmeden edemedi, daha kendi aklından geçenleri bilemeyecek kadar beceriksizdi, kendisini nasıl umudun sembollerinden biri olarak görebilirdi? Umudun Zirvesi'nin onu okula kabul etmesindeki nedeni hala anlayamıyordu? Yetenekten bu derece yoksun, işe yaramaz birisinin o okulun yakınından bile geçmeye hakkı yokken-

Bip Bip

Telefonun ekranı aniden açılıp tüm odayı mavi-beyaz bir ışık aydınlattı. Gecenin bu saatinde kim ona mesaj yollardı? Aslında sorun saat değildi, ona mesaj atmaya tenezzül edecek kimselerin olabileceğini düşünmüyordu; mesajın kimden geldiğini merak edip telefona uzandı, eğer cevap vermezse ayıp olurdu. Ekranı açıp mesaj kutusuna baktı ve ağzı hayretle açıldı. Çoktan uykuya daldığını ve bunların rüya olduğunu düşündüğünden kolunu çimdikledi, acıyı hissediyordu, 'yani gerçekten ondan mesaj gelmişti'. Ekranda senin adının yazılı olduğunu görünce heyecanını ve sevincini tutamayıp kıkırdamaya başladı. Gecenin bu saatinde senin aklına ilk kendisinin gelmesi onu mutlu etmişti, kendisini gerçekten şanslı hissediyordu; sorunun her neyse sana yardımcı olmaktan onur duyacaktı. Mesajını daha fazla bekletmeden açtı.

"Bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim. Fakat biraz yalnız hissettim... Eğer uyanıksan konuşabilir miyiz?"

Komaeda'nın dudaklarının arasından ufak bir kıkırtı çıktı. Ona karşı bu kadar mütevazı davranmanı kesinlikle hak etmiyordu, gene de fikrini değiştiremiyordu ve onu tolere etmene sesini çıkarmıyordu. Ona karşı bu kadar hoşgörülü davranan birini geri çevirmek elbette onun haddi değildi, o yüzden seni bekletmeden cevap yazdı.

"Sorun yok. Açıkçası ben de uyuyamadım. Ne hakkında konuşmak istersin?"

Cevap gelmesini beklerken yastığını düzeltip sırtını yatağın başlığına dayadı, elindeki telefonun ekranını seyrediyordu. Beyaz ışık gecenin karanlığında direk gözüne geldiğinden biraz rahatsız oldu ve telefonun parlaklığını kıstı; tam o sırada da senden cevap geldi.

"Bir süredir söylemek istediğim bir şey vardı..."

"Ama bunu mesajda söylemek saçma olur!"

"Eğer sorun olmazsa... Yani yapabilirsen... Eğer garipsemez ve"

Mesajın kalanı yoktu. Bunun nedeninin elinin kazayla gönder butonuna basmış olması olabileceğini düşündü, ayrıca onun açısından şanstı; söyleyeceğin şey seni gerçekten rahatsız ediyor veya endişelendiriyorsa içini rahatlatacak şeyler söylemesi için eline fırsat geçmiş olmuştu. Sonuçta onun için endişelenmene gerek yoktu, onu hiçbir sözünle kıramazdın, hele duyguları için endişelenip çabalarken; aksine Komaeda şu anda kendisini dünyanın en şanslı insanı gibi hissediyordu, senin içini rahatlatacak sözler sarf edip gerginliğini azaltmaksa onun borcu ve göreviydi.

"İstediğin her neyse çekinmeden söyle. Sana yardımcı olmaktan mutluluk duyarım."

Senden cevap gelmesini bekliyordu şimdi ama bu seferki cevap çok geç geldi. Komaeda saati kontrol edince üç dakika geçtiğini gördü. Belki bu normaldir, sonuçta üç dakika, ama gene de seni bu denli endişelendirecek şeyin ne olduğunu çok merak ediyordu ve zaman geçtikçe merakı da artıyordu. Sonunda senden cevap geldi, beklediğinden kısaydı ama onu asıl şaşırtan mesajın içeriğiydi.

Danganronpa OneshotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin