Çok sevdiğim 'Sen Elimden Tut' klibini bıraktım buraya. Bu günden itibaren her Perşembe ya da Cuma bölüm yayımlamaya başlıyorum. Haftada bir bölüm olacak. Lütfen eğer beğenerek okuyorsanız oy ve yorumlarınızı, okuma listelerinize eklemeyi unutmayın. Popüler listeleri karıştıktan sonra yeni okurlara ulaşmak için desteğinize ihtiyacım var. Şimdiden teşekkür ederim. Vira bismillah, keyifle okursunuz inşallah 🌷🌷🌷❤️❤️❤️Şimdi Neşe de şaşkındı. Televizyonda görmeye alışkın olduğu bir adamla şahsen karşılaşmak hep garip gelirdi genç kadına çünkü insanlar ekranda çok farklı görünebiliyorlardı. Nitekim Onur Boran için de şu klasikleşmiş 'ekranda göründüğünüzden daha yakışıklısınız' cümlesi kurulabilirdi. Ama bu seferki garipseme sebebi başkaydı, bu adam burada ne arıyordu? Hani bu akşam sadece ikisi konuşacaklardı, Gülay öyle diyerek davet etmişti kendisini.. Neşe zaten evlenmek niyetinde olmadığını söylemişti, damat adayının bulunduğu bir ortamda böyle bir konuyu konuşmak istemiyordu, bu çok rahatsız ediciydi. Arkasını dönüp şaşkınlıkla karışık bir öfke barındıran bakışlarını hain arkadaşının yüzüne dikti.
- Gülay, özel konuşabilir miyiz? Hemen..
- Ah, ben rahatsızlık mı yaratıyorum acaba? Öyleyse hemen gidebilirim..
Neşe arkasından gelen sese hızla tepki verdi. Tok ve son derece etkileyici tınlayan sesiyle her kelimeyi en mükemmel haliyle biçimlendiren adam başka koşullar altında olsa genç kadını 'bir şiir okusa da dinlesek' diye düşünmeye sevk edebilirdi ama şu an bunun için fazlasıyla gergindi. Nitekim bakışları iki buzdan kılıç gibi birbiriyle çarpıştığında Neşe tam da ağzını açıp 'ne iyi olur' diyecekti.. Eğer Gülay araya girmeseydi..
- Onur, sen bir sakin ol lütfen..
- Ben gayet sakinim Gülay.. Ben zaten hep sakinimdir..
- Evet öylesindir ve öyle devam et. Unutma ki bu iş Neşe'den çok senin lehine..
Onur yeşil gözlerini devirerek oturduğu koltuğun kolçağına yaslandı. Bu konu hakkında epey kafa yormuştu ve evet, düzgün bir evlilik yapma fikri gayet mantıklı görünüyordu. Hem kariyeri hem de Ezgi açısından..
Neşe, bu evlilik işini ilk duyduğundan beri saçma bulmuştu. Bir erkeğin korumasına ya da mali desteğine ihtiyacı yoktu. Yani evet, aslında vardı ama kendi kendine halledebilirdi, birazcık zorlansa da yolunu bulurdu. Ne münasebet evlenecekmişti canım? Hele de tescilli bir çapkınla..
Gülay ise tezini savunmak konusunda ısrarlıydı. O, ne de olsa Onur'un menajeriydi ve Neşe genç adamın imajını kurtarmak için mükemmel bir seçenek gibi görünüyordu.
- Bak Neşeciğim.. İstanbul'da yaşamak istiyorsun. Hayal ettiğin akademik kariyer imkanı seni burada bekliyor. Kızlarını daha nitelikli okullarda okutabilirsin. Ama maddi açıdan yeterli değilsin ve ailen sana yardımcı olmayı reddediyor. Onur bu noktada senin bütün sıkıntılarını çözebilir.
- Benim kimseye ihtiyacım yok. Babam maddi destek olmasa da İstanbul'a taşınmama izin verdi. Eminim yarın bir gün sıkıntıya düşsem bana yardımcı olur.
- Ya da ilk sıkıntıda beceremediğini bahane edip seni geri dönmeye zorlar.
- Hiç sanmıyorum. Ayrıca evet üniversite bana çok parlak bir maaş vaat etmiyor ama tablolarım satılıyor ve bu şekilde idare edebilirim.
- Her dakika ilham perilerinin seni bulacağı kesin mi? Yılda kaç tane iyi fiyata satabileceğin tablo yapıyorsun?
Onur hafifçe boğazını temizlediğinde iki kadın dönüp ona baktılar. Genç adam traşlı ve pürüzsüz görünen açık tenli çenesini sıvazladı, biçimli dudaklarını merakla büzdü ve kumral düzgün kaşlarını havaya kaldırdı. Neşe adamın kozmetiklerle kendisinden daha çok haşır neşir olduğunu düşündü. Ki her ne yapıyorsa işe yaradığı kesindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİN NEŞESİ
RomanceTAMAMLANMIŞ HİKAYE Onur Boran, en önemli ulusal kanallardan birinin ana haber bülteni spikerliğinden ratingleri yerlerde sürünen bir başka kanalın sabah haberlerine düşecek kadar ne yapmıştı? İşinde büyük bir hata mı? Hayır.. Tabii ki saçma sapan öz...