Bölüm 18

20.4K 1.8K 909
                                    


"... Kaçan Karga magazin kanalında  yayımlayıp duruyorlar abi. Hanım açmış, benim de meyve yerken gözüm kaydı öyle.. Yoksa izlediğimden değil de.. Bir baktım bizim Neşe..."

Savaş okuldan beri arkadaş oldukları Korcan'ın muhabbetine daha fazla dayanamayıp telefonu birkaç veda sözü geveleyerek kapattı. Aceleyle TV kumandasını bulup hızla kanal değiştirmeye başladı. Kaçıncı kanalda olduğu hakkında en ufak bir fikri olmadığı Kaçan Karga'yı bulmak için geçen süre genç adama bir ömür gibi gelmişti.

... Flaş.. Flaş.. Flaş.. Onur Boran yeni kız arkadaşıyla Cihangir'in gözde mekanı Kırmızı Karides'e girerken görüntülendi. Hanımefendinin parmağındaki devasa pırlanta, nişan yüzüğü mü? Ünlü haber sunucusu üçüncü kez evlenmeye mi hazırlanıyor?... Azzzzz sonra Kaçan Karga'da...

Savaş, Neşe'den boşanmayı hiçbir zaman istememişti. Evlilikleri bütün heyecanını kaybettiğinde bile karısından ayrılmak gibi bir düşüncesi hiç olmamıştı. Tek suçu Neşe çocuk diye tutturup kendisine damızlık sığır muamelesi yapmaya başladıktan sonra evde bulamadığı ilgi ve sıcaklığı ona fazlasıyla veren Burcu'ya kapılmak olmuştu. Neşe bunun gelip geçici bir şey olduğunu, üstelik tamamen kendi tavırlarından kaynaklandığını bir türlü kabul edememişti. Savaş ihtiyacı olan şeyleri evinde bulsa neden gözü dışarıda olsundu değil mi ama?

Aldattığı belgeli ispatlı olmasa mümkün değil boşanmazdı zaten. Neşe ona aitti, onun kadınıydı, çocuklarının annesiydi. Yıllardır görmediği çocuklarının. Yani Savaş kızları ziyaret etmek istemişti elbette ama kayınpeder bırakmamıştı ki. Gerçi bunun suçlusu da Neşe'ydi, o çocukları göstermek istese babası ne karışacaktı? Bir de utanmadan evliyken de ikizlerle ilgilenmediğini, o yüzden şimdi görmesine gerek olmadığını iddia ediyordu. Ne demek ilgilenmemişti efendim?.. Yani ilgilenmişti ilgilenmesine de pek kucağına almadıysa bu tamamen nasıl tutacağını bilmemesinden kaynaklanıyordu.. Bir de çok ağlıyorlardı, annelerini istiyorlardı, tabii bunlar daha küçücük, süt emen anne kuzusuydu, bir erkek iki tane bebekle ne yapabilirdi?

Velhasıl Savaş gururunu hiçe sayıp herkesin içinde yalvarmayı bile denediği halde inatçı kadın çocuklarını da alıp memleketine gitmişti. İnsan hiç etrafına bskmasa bile öz ablasından feyz alırdı canım.. Birçok evlilik aynı sorunlarla sınanıyordu ama çoğu kadın erkeğine, çocuklarının babasına sahip çıkıyor, evini barkını öteki kadınlara bırakmıyordu lakin Neşe defolup gitmeyi seçmişti. Savaş bu zamana kadar hep pişman olup döneceği günü beklemişti.

Şimdi üçünü de çok özlüyordu tabii ama hayat devam ediyordu. Savaş sağlıklı bir erkek olduğu için mecburen ortaya çıkan ihtiyaçlarını karşılayacak hanım arkadaşları olmuştu elbette. Eh, yakışıklı bir adamdı, işinde başarılıydı, çok iyi kazanıyordu, kadınlar gelip sinek gibi yapışıyorsa bu onun suçu değildi, kıymetini bilmeyip onu ilgisiz, sevgisiz, yapayalnız bırakan Neşe'nin suçuydu.

Tabii Savaş'ın zorunlu olarak ilişkileri oluyordu ama bir hanımefendiye, bir anneye yakışan evinde çocuklarıyla meşgul olmaktı. Bu zamana kadar sorun yoktu, Neşe muhafazakar bir çevrede, babasının gözetiminde sade bir hayat yaşıyordu. Savaş onun küçük şehirden sıkılıp İstanbul'a, okul ortamından sıkılıp gerçek iş dünyasına, erkeksizlikten sıkılıp kocasının kollarına geleceği günü beklerken Neşe'nin de çalışabileceği kendi işini kurmuş, daha büyük bir ev satın almış ve karısını sanki hiç gitmemiş gibi sevgi ve olgunlukla karşılamaya karar vermişti. Neşe düşüncesizlik etti diye o da aynısını yapacak değildi..

Ama şimdi.. Neşe resmen kendisine ait olana başkalarının dokunmasına izin veriyordu. İstanbul'a gelir gelmez kabak çiçeği gibi açılmış, Onur Boran gibi bir zamparayla fingirdeyip aynı anda okuldaki o çam yarmasıyla kırıştıracak kadar da pervasız bir kadın olmuştu. Kayınpederi bu duruma el koyar diye kendisi fazla zorlamamıştı ama belli ki Aziz Ünsal'ın gözünü de devasa pırlanta taşlı yüzüklerle boyamışlardı. Artık Savaş'ın olaya müdahale etmekten başka çaresi yoktu. Aceleyle üstünü giyip dışarı fırladı. O sopa yutmuş kılıklı hıyarı Neşe'nin gözünün önünde bir temiz dövecek, kimin daha erkek olduğunu karısına hatırlatacaktı. Sonra Neşe'yi bir kereye mahsus affedip yeniden bir araya gelmeyi düşünebilirdi.. Tabii o okulda çalışmaması kaydıyla.. Diğer adam pek dövülebilir görünmüyordu ne de olsa.

EVİN NEŞESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin