Karı koca Ferhanlar salona telaşlı sayılabilecek bir giriş yaptılar, öyle ki Neşe o soğuk Mücella Hanım'ın heyecanlı görünebileceğine ihtimal vermezdi gözüyle görmese. Bu ikisi ne demeye gelmişlerdi acaba? Sormaya fırsat kalmadan Mücella Hanım, elindeki cep telefonuna aceleyle "Yes, Alessandro, she is here" deyip telefonu Meral'in eline tutuşturdu.
- Adamcağız dünden beri sana ulaşmaya çalışıyor. Al da konuş.
- Ne adamı?.. Kim adam?.. Ne diyorsunuz siz?
- Alessandro Belloni.. Sevgilin değil mi?
Meral telefonu kadının elinden kaparcasına alıp kötü bir telaffuzla İngilizce konuşmaya başladı. Mücella Hanım ise yüzüne şaşkınlıkla bakan onca insana açıklama yapmaya girişti.
- Aydın durumu anlatınca hemen Alessandro'ya ulaşmaya çalıştım. Kendisini yıllardır tanırım, doğrusu sektörde tanınmasına, bugünki yerine gelmesine epey katkım oldu. Her neyse.. Alessandro asla Meral gibi bir sürt.. Ay çok pardon.. Meral gibi bir şeye gereğinden fazla alaka gösterecek bir adam değildir dedim. Ama Fas'taymış, dün akşama kadar ulaşamadım kendisine.
Bengü atıldı hemen..
- Ay ben de günlerdir uğraşıyorum ama sizin bağlantılarınız daha kuvvetlidir tabii..
- Eh, tabii yani, olsun o kadar.. Biz öyle sonradan görme zengin değiliz, Avrupa Sosyetesinin göbeğine doğdum ben. Ulaşamayacağım kimse yoktur. Ne diyordum?.. Hah.. Dün gece konuştuk Alessandro'yla.. Şu kadınla birkaç kez görüşmüş ama hepsi o kadarmış. Evlenmek, hele Ezgi'yi evlat edinmek gibi bir niyeti asla yokmuş. Zaten ben de biliyorum. Yeğeni var, hep yanında, işleri de mirası da o devralacak.
Meral'in annesi öfkeliydi.
- Saçmalıyorsunuz hanımefendi. O adam benim kızıma aşık. Benim kızım için her şeyi yapar. Yeğenine de hiç güvenmiyor, bakışlarından belli oluyor, anladım ben..
- Vallahi, sen hiçbir şey anlamamışsın şekerim.. Alessandro Belloni kim, siz kim?.. O adamın yatağından kızın olacak şıllık gibi binlercesi geçmiştir.
- Yolarım seni kadın..
Meral'in annesi Mücella Hanım'ın üstüne uçmaya niyetlendi ama onu durduran yanlarında getirdikleri koruma oldu.
- Hanımefendi, sakin olun..
Mücella kendi kendine "Salak şey" diye söylenirken kocası cebinden çıkardığı bir tomar banknottan birkaç tanesini iri adamın eline tutuşturdu. Adam önce almak istemiyormuş gibi yapsa da çok uzatmadan cebine indirdi paraları.
- Ay işte böyle şekerim. Alex'e sizin kızın durumunu anlatınca adamcağız önemsedi haliyle. Meral'in telefonuna ulaşamamış, bana geri döndü. Biz de burada buluruz nasılsa, geliş saati belliydi diye düşündük.
Onur bir yandan Mücella Hanım'ı dinlerken diğer yandan Meral'in gittikçe kararan yüz ifadesini izliyordu. Ah, hep diyordu ya işte, bu kadını kendi gibi bir enayiden başka kimse adam yerine koymazdı ki..
- But darling, you can't do this to me.. I love you..
..........
- Alessandro, listen to me, please..
..........
- Yaaa, anne ama yaaa..
Meral elindeki telefonu kanepeye doğru fırlatıp çocuk gibi tepinmeye başladı. Telefonu alıp kontrol ettikten sonra Mücella Hanım'a nazikçe takdim etmek koruma kılıklıya düşmüştü..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİN NEŞESİ
RomanceTAMAMLANMIŞ HİKAYE Onur Boran, en önemli ulusal kanallardan birinin ana haber bülteni spikerliğinden ratingleri yerlerde sürünen bir başka kanalın sabah haberlerine düşecek kadar ne yapmıştı? İşinde büyük bir hata mı? Hayır.. Tabii ki saçma sapan öz...