Küçük kız yakalamaya çalıştığı kedi bahçeden dışarıya kaçınca kendini yüzükoyun çimenlerin üstüne atıp ağlamaya başladı. Bir yandan küçük yumruklarıyla otları döverken o kadar yüksek sesle bağırıyordu ki kulübesinin önünde uzanmakta olan Alman Kurdu kalkıp kesik kesik uludu. Onur çaresiz gözlerle kızına bakarken annesi müşfik bir sarılışla çocuğu kucağına alıp öpücüklere boğdu. Bir yandan da göz yaşıyla toz toprağın berbat bir karışımına bulanmış yüzünü eliyle siliyordu. Yaşlı kadın küçük kızı kaldırıp çeşmeye doğru götürürken yatıştırıcı bir sesle konuşuyordu.
- Gel kuzum benim. Elimizi yüzümüzü yıkayalım.
- Babaanneee.. Kedi gittiii.. Sevecektim onuuu..
- Tamam kızım. Bir gün kediyi tutabilirsek kucağımızda seversin. O bilememiş. Korkmuş.
- Korkmuş kedi.. Öpecektim..
Ezgi hala kesik kesik hıçkırırken Onur yaklaşıp arasına çimenler karışmış sarı saçlarını okşadı. Kızına karşı tarifi mümkün olmayan duygular besliyordu, sevgi, şefkat, merhamet.. Ama ne yapması, nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Eksikliğini hissettiği şeyleri şımarıklıkla gidermeye çalışan küçük kıza içinden tıpkı annesinin yaptığı gibi sarılmak gelirken psikoloğun önerisi yüzünden mesafeli durmuştu. Şımarıklıklarına müsamaha göstermeyin demişti kadın. Sakin davrandığında destekleyip işi yaramazlığa vurunca kendi haline bırakılması gerekiyormuş. Onur'a böyle yaklaşımlar acımasızca geliyordu. O, kızına hep sarılmak istiyordu. Ezgi civcivlere bakmak için bahçenin diğer tarafına koştuğunda annesine de bu konuyu açtı.
- Anne ama şımarınca sarılmayacaktık hani.
- Doğru diyorsun oğlum. Küçükken sana da böyle kudurduğun zaman sarılıp öperdim. Demek ki ondan bu hallerin..
- Anne, ne varmış halimde? Uğraşma benimle, zaten kafam karma karışık..
- Neden kafan karışık oğlum? Sen psikoloğu falan boşver. Çocuk sevgiyle büyür. Kızcağız bu yaşına kadar o meymenet yoksunlarının elinde kaldı, ondan bu halleri.. Biz bunu seveceğiz, öpeceğiz, kendini güvende ve mutlu hissedince yaramazlığı kendiliğinden geçecek..
- Anne sen nasıl doktorsun ya? Hiç senin kadar müspet ilimlere karşı bir doktor görmedim. Psikoloğu boşver nasıl bir yaklaşım Allah aşkına?
- Yavrum ben tam kırkiki yıl çalıştım. Ve hiçbir termometrenin anne dudağından daha hassas olamayacağını gördüm. Anneler bilirler, hissederler, içgüdüsel olarak doğruyu bulurlar. Ben de anneyim ve Ezgi'nin neye ihtiyacı olduğunu görebiliyorum.
- Neye ihtiyacı var? Sınırsız şefkat ve öpücük bombalarına mı?
- Evet. Ve gerçek bir anneye ihtiyacı var. Senden pek umudum yok ama doğrusu bu..
Beyaz saçlarını toplayıp terini alsın diye ensesine bir yemeni atmış olan kadın az önce çıkardığı eldivenini tekrar giyip eskimiş saksıları boyama içine geri döndü. Nisan ayında beklenmedik bir sıcak vardı ve bu günleri bahçe işleriyle değerlendirmek mükemmel bir fikirdi. Onur altmışyedi yaşında hala değme gençlere taş çıkartacak enerjiye sahip kadını hayranlıkla izliyordu. Kendini çocuklara, sağlıklı nesillere adamış idealist bir hekimdi. Geç evlenmiş, geç anne olmuştu. Ama oğluna hem arkadaş hem anne, kocasına aşık bir eş olmuştu. Onur hiç bilemiyordu ki, karşısına neden böyle bir kadın çıkmamıştı? Şimdi sahte bir evlilik yapacak, tek oğlunun mutluluğundan başka bir şey istemeyen kadını bir kere daha hayal kırıklığına uğratacaktı. Annesine yalan söylemeyi hiç sevmiyordu genç adam. Bir anda içinden gelen bir dürtüyle her şeyi en eski ve en yakın sırdaşı olan bu kadına anlatmaya karar verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİN NEŞESİ
RomanceTAMAMLANMIŞ HİKAYE Onur Boran, en önemli ulusal kanallardan birinin ana haber bülteni spikerliğinden ratingleri yerlerde sürünen bir başka kanalın sabah haberlerine düşecek kadar ne yapmıştı? İşinde büyük bir hata mı? Hayır.. Tabii ki saçma sapan öz...