Sabahın ilk ışıkları ile kocasının kollarında, kaç zamandır hiç olmadığı kadar keyifli uyandı Neşe.. Derin bir nefes aldı, Onur'un ılık teninin kokusu burnuna doldu. Sanki huzur ve mutluluğun somutlaşmış hali gibiydi bu koku, göğüs kafesine dolan saf yaşama sevinciydi.. Yeni güne başlamak için daha mükemmel bir hal olabilir miydi?.. Yanağını genç adamın göğsüne yaslayıp gülümsedi. Onur'un kımıldandığını fark edince de başını kaldırıp yüzüne baktı.
- Günaydın Sparta Kralı..
- Günaydın kraliçem, nasılsın bu sabah?
- Hmmm.. Harika bir sabah ve ben de harikayım..
Onur mahmur mahmur gülümseyerek kollarının arasında gerinen kadına sarıldı.
- Niye harikasın acaba? Geceki üstün performansımla ilgili olabilir mi?
- Tabii, onun da etkisi vardır..
- Ama bu beklediğim kadar coşkulu bir yanıt değildi. Çabalarım yetersiz bulunduysa tekrar denemek istiyorum.
- Ama ben banyo yapmak istiyorum..
- O da olur.. Hadi gidelim..
Neşe kendisini kucağına almaya çalışan kocasına direnirken bir kahkaha attı.
- Yalnız yapamaz mıyım banyomu?
- Tabii ki hayır.. Sırtını kim sabunlayacak sonra?
...........
Yaklaşık üç saat sonra çoluk çocuk kahvaltı sofrasındaydılar, nişanlısıyla birlikte bir brunch davetine katılacak olan Bengü de oğlanları erkenden bırakmıştı. Onur sofranın üstündeki her şeyi Neşe'ye yedirmeye uğraşıyor, genç kadının itirazlarını duymazdan geliyordu.
- Kızım, yarın bir gün bulantın falan olur, yiyemezsin.. Şimdi iyiyken bol bol ye işte.. Bak uçak geliyor, geliyor..
Neşe bir yandan debelenip diğer yandan da dolu ağzıyla kahkasını bastırmaya çalışırken kıpkırmızı olmuştu.. Güçlükle lokmasını yuttuktan sonra derin bir nefes aldı.
- Ay Onur.. Boğuluyordum az kaldı.. Git Ezgi'ye uçak yap sen..
- Tabağına koyduklarımı ye o zaman sen de. Hem annem Ezgi'ye uçak yapmama kızıyor, yemeği oyun haline getirmemeliymişiz.
- Bekle sen, bana yaptıklarını da anlatacağım Sevgi anneme. Çok hırpalıyor beni, aşırı derecede baskı altındayım diyeceğim.
- İspiyoncu..
- Zorba.. Yemeyeceğim helva falan.. Omlet de yemeyeceğim..
- Huysuz.. Bak benim kızlarıma, hepsi akıllı, hepsi tabaklarındaki her şeyi yemişler, aferin benim prenseslerime..
Berker tabağına biraz daha peynir alırken sordu.
- Bize de aferin yok mu baba? Biz de yedik..
- Paşam, siz kocaman adamsınız zaten, ne yemeniz gerektiğini biliyorsunuz kendiniz..
- Neşe ablam da kocaman kadın, o bilmiyor mu ne yiyeceğini?
Neşe çatalını tabağına bırakıp coşkuyla alkışlamaya başladı.
- Berker, sen bir tanesin yemin ederim. Duyuyorsun değil mi Onur Boran?
- Biz, anne?
- Hepiniz bir tanesiniz de Berker ağabeyin çok önemli bir tespitte bulundu, onun için alkışlıyorum kızım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİN NEŞESİ
RomanceTAMAMLANMIŞ HİKAYE Onur Boran, en önemli ulusal kanallardan birinin ana haber bülteni spikerliğinden ratingleri yerlerde sürünen bir başka kanalın sabah haberlerine düşecek kadar ne yapmıştı? İşinde büyük bir hata mı? Hayır.. Tabii ki saçma sapan öz...