Bölüm 7

21.7K 2K 332
                                    

Arkadaşlar, öncelikle bu hafta üst üste iki bölüm atmış oldum ama önümüzdeki haftalarda işlerim çok yoğun olacak, Ağustosa kadar bölümlerin araları açılabilir, yine de sizi bekletmemek için elimden geleni yapacağım.

💥💥💥Bir de bölüme geçmeden önce bahsetmek istediğim bir konu var, okursanız sevinirim. DirencYavuz adlı yazar arkadaşımın iki kitabı maalesef bazı kimselerin kişisel meseleleri yüzünden yaptıkları haksız şikayetler neticesinde silinmiş bulunuyor. Arkadaşım hali hazırda yazmakta olduğu SEYİRCİ adlı kurgusunun silinen bölümlerini yeniden yayımladı ve ben kendisine destek olabilmek adına 'gizem-gerilim' türünden hoşlanan tüm okurcanları bu kurguyu okumaya davet ediyorum. Teşekkürlerimle birlikte bölüme geçiyorum, buyursunlar efendim.. 💥💥💥

🌹🌹🌹

Cumartesi günü İstanbul'a dönüş yoluna çıktılar. Ezgi bahçede gördüğü kurbağayı yakalayamadığı için küçük çaplı bir sinir krizi geçirmeseydi daha erken çıkacaklardı ama yine de saat dokuz civarında varabilecek gibiydiler. Onur, CD'den yükselen Tchaikovsky'nin keman konçertosuna hafif hafif mırıldanarak eşlik ederken Ezgi arada bağırarak 'köpek uçmak istemiş' şarkısını yalan yanlış sözlerle söylüyordu. Kenan Bey kız şarkıya her başladığında kahkahalarla gülüyordu, ki o konçertolardan pek hoşlanmazdı, Sevgi Hanım ve Ezgi'nin bakıcısı Fatoş ise arkada cinnetin sınırlarındaydılar. İçlerinde en sakinleri yine Onur'du. Malum, O hep sakindi zaten.

Eve vardıklarında, Onur çantaları yukarı çıkarttıktan sonra kapıdan kendisini uğurlayan annesini öpmek için uzandı.

- Oğlum, ben sana bir şey diyeceğim.

- Emret Sevgi Sultan..

- Oğlum, bu kız beni çok yoruyor, tansiyonum çıkıyor vallahi.

- Anne? Ne zaman tansiyonun çıktı, hiç söylemedin? Çok mu kötüsün? İki üç ay daha sabretsen..

- Ama oğlum, bu günlerde evinize taşınacaktınız, o kadın çıktı piyasaya. Ya almazsa kızı?

- Anne, Neşe'nin kızları ve benim kızım bizimle yaşayacaklar elbette ama daha çok erken.. Her şeyin bir zamanı var. Bu kadar mı bıktın sen bizden?

- Hemen bugün götür demiyorum ama bir plan yap, hallet işte bir an önce..

Onur yüzüne kapanan kapıya karşı kala kalmıştı. Annesi gibi bir kadının böyle davranması çok saçmaydı, üstelik Ezgi için deli olurken.. Tansiyonu akli melekelerini etkilemediyse eğer kesin bu işte bir iş vardı. Neşe'yle evlenmesini zaten istemiyordu. Acaba Ezgi'yi başına musallat edip kadını kaçırmayı mı planlıyordu? Ezgi yaramaz, kolay kolay bakılamayacak bir çocuktu ne de olsa. Belki Fatoş'u bile örgütleyip kızın Neşe'yi iyice bunaltmasını sağlayacaktı. Onur otuzyedi yıldır hayran olduğu annesine böyle ucuz harem entrikalarını hiç yakıştıramamıştı doğrusu. Hele de Ezgi'nin durumdan nasıl etkileneceğini hiç mi düşünmüyordu?

...........

- Neriman..

Sevgi Hanım, mutfakta Kenan Bey'e kahve yapan emektar çalışanına fısıldarken kapıyı arkasından kapattı.

- Anlat bakayım, nasıllardı?

- İşte Perşembe günü akşamüstü gittim, kızkardeşimi ziyaret edeceğim dedim. Aynı Nermin'in dediği gibi çok hanım hatun, çok da güzel.. Ben gittiğimde kızlara kek yapıyordu. Çok mütevazı kadın, bize de ikram etti. Keçiboynuzu özüyle yapmış, şekersiz, sağlıklı, ay bir de güzel olmuş. Tarifini aldım, Ezgi'ye yapacağım.

EVİN NEŞESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin