EVİN NEŞESİ

Bölüm 9

Genç kadın elinin altında kah ötüp kah titreşen telefonunu göz hizasına getirdi. Bildirimler, mesajlar, cevapsız çağrılar yağmıştı resmen. Neşe hiç birinin ayrıntısına bakmadan sadece anne babasından gelen bir şey olup olmadığını kontrol etti sonra da Onur'un mesajlarına göz gezdirdi. Ana hatlarıyla eve varınca aramasını ve yarın mutlaka konuşmaları gerektiğini yazmıştı genç adam. Mesajla uğraşmak istemeyen Neşe numarayı tuşladı.

- Neşe, eve vardın mı hayatım?

Ya sen bir hayatım falan demesene öyle.. Allah bilir herkese hayatım diyordur bu..

- Vardım canım.. Ne konuşacağız?

- Ezgi'yle ilgili Neşeciğim. Kızımın durumuyla ilgili planlama yaparken senin de yanımda olman gerek.

- Anlıyorum.. Tamam, görüşelim.. İstersen kahvaltıya bize gel, uygunsa Ezgi'yi de getir. Sen de benimkileri görmüş olursun. Geç kahvaltı yaparız.

- Olur, bize uyar. Ben Ezgi'yi annemlerden alır sana geçerim. Yorma ama kendini, peynir, zeytin, ne varsa işte..

Ay ne kadar düşünceli bir şeysin sen öyle..

- Ben yorulmam ki, Nermin Hanım ile kızlar hiç iş bırakmıyorlar bana.

- Rahatının yerinde olmasına çok sevindim tatlım. Bak, süslenip püslenip dışarı çıkacak vaktin bile oldu, söylemiştim sana..

- Ben sana teşekkür etmeliyim sanırım..

- Hayır hayır.. Buna gerek yok, asıl ben sana teşekkür ederim, daha şimdiden konuşulur olduk, beğenileri, yorumları gördün mü?

- Henüz bakmadım ama bakarım tabii. Senin de bana teşekkür etmene gerek yok. Hakkın olanı geri alman için bir yardımım dokunursa ne mutlu.

Genç adam bir süre konuşmadı.. Sonra bir nefesin ardından tekrar duyulduğunda sesi yoğun duyguların etkisiyle titreşiyor gibiydi.

- Neşe, sen harikasın, annem bile bana böyle destekleyici şeyler söylemiyor ne zamandır..

- Ben sadece düşündüğümü söyledim. İşini iyi yapıyorsun, emek verip geldiğin noktadan sırf kötü bir evlilik yaptın diye geriye düşmen acımasızca bence.. İş başka, özel hayat başka.. Toplumun genel ahlak yapısına aykırı bir şey yapmamışsın ki..

- Teşekkür ederim canım. Beni böyle alıştırırsan sürekli iltifat isterim ama, dikkat et.. Hadi sen dinlen şimdi, yarın görüşürüz..

- Tamam, bekliyorum yarın.

- Tamam canım, iyi geceler..

Neşe telefonu kapatırken kalbi küt küt atıyordu. Genç adamın sesi telefondan o kadar etkileyici geliyordu ki mümkün olsa uçarak yanına giderdi. Acaba Onur da kendisi gibi hissediyor muydu? Ah, neden hissetsindi ki?.. Onur koskoca adamdı.. Kendi de koskoca kadındı, hiç yakışık alıyor muydu böyle iki kere gördüğü adam için çarpıntılar, heyecanlar falan.. Aman, herneyse.. Belki de bir süre sonra kendiliğinden düzelirdi. Genç kadın uyumadan önce bir duşun iyi geleceğini düşünerek üstündekileri çıkarıp banyoya yürüdü.

Ebeveyn banyosuna girmeden boy aynasında biraz oyalandı genç kadın. Makyajı dağılmıştı ama yüzü gayet hoş görünüyordu. Yaşını sorana yirmibeş dese yalan söylediğini kimse düşünmezdi. Yüzünde olan birkaç mimik çizgisi de şu cilt bakımı seansları ilerledikçe düzelecekti, yani kliniğin sahibi olan doktor bey öyle söylemişti. Adama güveniyordu çünkü bir seansta bile gözle görülür fayda sağlamıştı.

Sadece iç çamaşırlarının örttüğü vücuduna baktı. Otuzsekiz ila kırk beden arası bir yerlerdeydi şu an, hem kilo vererek hem de sıkılaşarak iki beden kadar incelmişti. Bir yetmişe yakın boyuyla kilosu gayet uyumlu duruyordu, üstelik biçimliydi de.. Spor sayesinde kuvvetlenen kasları cildini gergin ve düzgün gösteriyordu. Daha fazla incelmese de olurdu ama spora mutlaka devam edecekti, dolayısıyla da incelecekti.. Ama Onur böyle güzelsin demişti. Ah Onur.. Aklından çıkıp gitseydi ya şu adam.. Daha fazla oyalanırsa kafasının iyice karışacağını hisseden Neşe hızlıca duşun altına girdi. Ama yıllardır sağlıklı her kadın gibi bazı ihtiyaçları olduğu gerçeğini ısrarla reddettiği bedeninin isyanlarına duyarsız kalamıyordu..