Gözde'yi hazırlamışlardı. Şu an ameliyathanenin önünde ona sıkıca sarılmış ağlıyordum.
Herkes buradaydı. Dilek abla, Aslı, Ayla ve abim. O olmasa ayakta duracak dermanım bile yoktu.
"Hiç bir şey olmayacak Gözde'm. Korkma sen sakın, tamam mı?" dedim. Ben deliler gibi korkarken, ona korkma demem biraz tuhaftı.
"Abla? Çıkamazsam üzülme olur mu?" dedi. O minicik bedeniyle bunu düşünmesine dayanamıyordum.
"Öyle bir şey olmayacak hanım efendi. Daha yapacak şeylerimiz çok..." Daha konuşacaktım ama yanımıza gelen hemşire beni durdurmuştu.
"Gözde'yi götürmem lazım." Tekrar ağlayacaktım. Son kez sıkıca sarıldım. Bir şey demedim ve hemşireye başımı salladım.
Gözde bana el sallıyordu. Ben de ona salladım ve içeri girdi. O girer girmez ben yerimde sendelenmiştim. Abim olmasa yere düşebilirdim. Ama o beni her zaman olduğu gibi yine tutmuştu. Tutmaya devam edecekti biliyorum...
"Abi, bir şey olmaz değil mi?" dedim yüzümü göğüsüne gizlerken. "Olmayacak Deniz'im." dedi ve saçıma minik bir öpücük kondurdu.
Geçmiyordu. Akrep ve yalkovan birleşimiyor gibi geliyordu. Hepimiz oradan çıkacak doktordan, iyi bir haber bekliyorduk.
Ameliyathanenin kapısı açıldı ve Gözde'yi içeri götüren hemşire çıktı. Zorla yerden kalktım ve yanına gittim.
"Durumu nasıl?" Sesim çok kısık ve titrek çıkıyordu.
"Durumu hakkında ben bir şey veremem. Sadece çok kan kaybetti ve acil kana ihtiyacımız var. 0 Rh + olması lazım." Benim kanım ve Gözde'nin kanı uyuşuyordu.
Hemen öne çıktım. "Benim kanım." dedim. "Sizi acil odaya alalım o zaman." dedi. Başımı salladım ve hemşireyi takip etmeye başladım.
Beni bir odaya soktu ve koluma lastik gibi olan şeyi bağladı. İsmi kelebekti galiba. Kadın benden kan alırken ben abime bakiyordum. O da perişan olmuştu.
Hemşire işini bitirince pamuk bastırdı ve kanı alıp odadan çıktı. Ben yerimden hâlâ kalmamıştım. Abim odaya girdi.
"İyi misin güzelim?" Başımı hayır anlamında salladım. Sonra yavaşça yerimden kalktım ve ona doğru adım attım. Ama yer ayaklarımın altından kayar gibi oldu. Benim dünyam çoktan kararmıştı...
******
Gözlerimi araladım. Zihnime aniden gelen şey ile yerimden doğruldum. "Gözde! Ona bir şey mi oldu. Abi?" dedim. Oda da kimse yoktu.
Kolumda serum takılıydı. Sağ elim ile serumu çıkardım. Şu an canımın acıması bile umrumda değildi.
Ben kapıyı açmadan kapı açıldı. İçeri doktor ve abim girdi. "Hastamız uyanmış." dedi doktor gülümseyerek. Yiğit'de gülümsüyordu. Yani? Gözde'yi bir şey olmadı mı?
"Gözde?" dedim. Sonra parmak ucundan akan sıvıya baktım. Serumu çok sert çektiğim için kolum kanamıştı. Ama umrumda değildi.
"Sen yorgunluktan o kadar çok uyudun ki. Gözde uyandı bile." dedi abim. Gülümsedim. Sonra kahkaha atmaya başladım. Daha sonra aniden gelen ağlama isteği ile ağlamaya başladım.
"Onun yanına gidelim." Bana tip tip bakıyordu. Yanına gittim ve elini tuttum. İkimizin eli de kan olmuştu. Birleşik olan elimize baktı ve iç çekti.
"Gidelim." dedi ve oda dan çıktık. Gözde'nin kaldığı oda ve benim kaldığım oda yan yanaydı. Bir gün boyunca uyumuştum.
Elimizi ayırdım ve odaya girdim. İçeride Dilek abla vardı. Gözde bana baktı ve ağlamaya başladı. "Ağla diye gelmedim ben ama!" dedim ve yanına oturdum. Dilek abla çoktan odadan çıkmıştı.
"Çok korktum ablacığım." dedim ve başına dikkat ederek sarıldım.
"Ben seni bırakamam ki." dedi. Ona baktım ve gülümsedim. Gözde benim için çok değerliydi. Ona bir şey olsaydı dayanamazdım.
Kapı açıldı içeri, Aslı, Ayla ve abim girdi. "Girebilir miyiz?" Gülerek başını salladım. Aslı benim arkama geçip kolunu omzuma attı. Ayla hâlâ kendini Ali konusunda suçlu tuttğu için benim yanıma çok sık gelmiyordu. Ama inanıyorum çok iyi anlacaktık.
1 hafta sonra...
Gözde çıkalı bir gün olmuştu. Bir şeyi yoktu ve içim çok rahattı. Doktor sadece biraz baş ağrısı olabilir dedi.
Şu an yatakta bir o tarafa, bir bu tarafa dönüyordum. Sıkıldım ama ben!
Mesaj sesi gelince telefonu elime aldım ve baktım.
Abim; Alayım mı seni gece, düşelim barlara, saçalım paraları hunharca :)
Yok ya, bu benimle takıla takıla bana benzedi iyice. Hemen cevap yazdım.
Ben; Nereye gideceğiz?
Abim; Süprüz ;D
Eline geçti tabi. Her fırsatta dalga geçiyordu. Pis uyuz ne olacak!
Ben; Mal! Yarım saate gel. Gezelim barları :p
Gördü attı ve bir şey yazmadı. Ben de dolabın karşısına geçip ne girebileceğini baktım. Bugün hava biraz soğuktu. Üzerime siyah bir kazak aldım. Altıma da, beyaz dar pantolonu giydim. Saçlarımı da yukarıdan dağınık topuz yaptım.
Telefonum çalınca arayan kişiye baktım. Meşkule aldım ve aşağı indim.
Çoktan gelmişti. Hemen evden çıktım ve arabaya bindim. Hava gerçekten soğuktu. "Donuyorum!" dedim. Fazla soğuk değildi, ama ben çok üşüyordum.
"Isınırsın birazdan." dedi. Yolda konuşmamıştık. Ben biraz olsun ısınmıştım ama elim hâlâ buz gibiydi. Araba durunca geldiğimiz yere bakacaktım ama abim beni kendine çekince olduğum yerde kaldım.
"Ne oldu?" Bir şey demeden sadece ellerimi, ellerinin içine alıp üfledi. Minnet dolu gözler ile onu izledim.
Ellerimi bıraktı ve arabadan indi. Bende indim ve geldiğimiz yere baktım. Yok ebenin...
"Ben buna binmem!" dedim ve geriye kaçtım. Hemen kolumu tuttu ve beni kendine yapıştırdı. Şu an bana çok yakındı. Ellerimi göğüsünün üzerine koydum ve gözlerine baktım.
"Paşa paşa bineceksin o teleferiğe Deniz hanım!"
Oh bee bitti...
Bu bölümü silip tekrar yazdım. Kısa olabilir. Şimdiden özür dilerim.
Bölüm nasıldı?
Deniz'in korkulu rüyası gerçek olacak sanki?
Sizleri çok seviyorum ♥️
Instagram; kuzen_wattpad
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZEN
Humor04.11.2020 Macera #1 02.11.2020 Kaos #1 05.11.2020 Heyecan #10 15.11.2020 Franciscolachowiski #1 20.11.2020 barbarapalvin #2 ***** "Nasıl sen bana bir şey yapmazsın? Bugün gün boyu benim canımı çıkardın yine de bir şey demedim sana! Git annemi ara...