Arabayı bilmediğim yolda kullanıyordum. Bir yandan da hıçkırarak ağlıyordum. Zoruma giden neydi?
Anne ve babam mı?
Amcam ve yengem mi?
Ya da, kalbimi bin parçaya bölen abim mi?
Her şey üst üste gelmişti ve benim dayanacak dermanım kalmamıştı. Arabayı kenara çektim ve bağıra bağıra ağlamaya başladım.
Telefonuma mesaj gelince umursamadım. Ama mesaj inatla gelmeye devam ediyordu. Gizli numaradan gelmişti.
Gizli numara; Ailen elimizde!
Gizli numara; Hemen evine gel, yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim.
Gizli numara; Ne kadar geç gelirsen, senin aleyhine!
Kimdi bu? Biri beni işletiyordu büyük ihtimal. Bunca derdin arasında birde ona inanmazdım.
Ben; Sana neden inanayım? Beni işletmediğin ne malum?
Yazdım ve yolladım. Bir kaç dakika sonra resim gelmişti. Hemen üzerine tıkladım ve dikkatlice resme baktım. Anında ellerim titremeye başladı.
Annem, babam, amcam, yengem, Aslı, Enes, Mert, Ayla ve abim. Hepsi bir sandelye bağlanmış başları öne eğikti. Hemen klavyeye dokundum ve yazmaya başladım
Ben; Onlardan birine bir şey olursa ölümün benim elimden olur. Geliyorum oraya!
Hemen arabayı çalıştırdım ve eve sürdüm. Ağlayacak vakit değildi. Evin önüne geldiğimde arabayı hemen durdurdum ve indim.
Eve girdiğimde kimse yoktu. Işıklar açılmıyordu. Benim odamdan takırtılar geliyordu. "Ne olur bir şey olmasın!" dedim ve ağlayarak yukarı çıktım.
Odaya girdiğimde karanlıktan dolayı hiç bir şey gözükmüyordu. Telefonumun fenerini açtım ve etrafa tuttum. Tam o an da bizimkiler ellerinde konfet ve pasta ile banyodan çıktılar.
Işıklarda açılmıştı. "İyi ki doğdun Deniz!" Hepsine baktım ve telefonu yatağa attım. Aklım çıkıyordu ya!
Arkadan abim geldi ve bana sarılmak için hamle yaptı. "Mal mısınız siz? Lan ben neler yaşadım haberiniz var mı? Nasıl korktum!" dedim. Sonra elimi kalbime koydum ve kendimi yere attım. Anında beni yakalamıştı.
"Deniz!" dedi ve bana baktı. Ben de ona. Bilerek kendimi yere atmıştım. "Şaka öyle değil böyle yapılır." dedim. Hâlâ beni tutuyordu. Şu an yanımızda kimse yok gibiydi. Sadece ikimiz. Abim gözlerime o kadar güzel bakıyordu ki, büyülenmemek imkansızdı.
Beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı. "İyi ki doğdun Deniz gözlüm." dedi.
"İyi ki doğmuşum." dedim ben de. Herkes ile sıkıca sarılmıştım. Şimdi aşağı inmiş hep beraber pastayı yemiştik.
En sevdiğim kısım hediye vermekti. İlk başta annemler gelmişti. "İyi ki doğdun miniğim. Beğenirsin umarım." dedi annem ve hediyeyi uzattı. Sıkıca sarıldım ve açtım. Çok istediğim saat takımını almıştı.
"Teşekkür ederim." dedim. Diğerleride hediyelerini vermişlerdi. En son abim gelmişti. "Abi bu ne?" dedim. Çünkü paketin boyu benden büyüktü. Hızlıca açtım ve aldığı şeye baktım.
Benim boyumdan bile büyük, kocaman bir ayı almıştı. En istediğim şeydi. "Teşekkür ederim abim." dedim ve yanağını öptüm. "Daha bitmedi." dedi ve bir tane kutu verdi. Hemen onuda çıkardım. Geçenlerde gördüğüm, plartform botu almıştı.
Sıkıca sarıldım. "Çok mutlu ettin beni." dedim. Ellerini belime doladı ve sarılmama karşılık verdi. "Sen mutlu olduysan, ben daha çok oldum emin ol." dedi.
Büyükler aşağıda otururken biz benim odama geçmiştik. "İstek şarkı alayım?" dedim laptopa hoparlörü bağlarken.
"Kopmalık bir şeyler aç." dedi Ayla. Başımı salladım ve oyun havası açtım. Kızar ile oynarken erkekler yatakta oturuyorlardı. Abimi elinden tutup ve kaldırdım. "Oyna ya!" dedim.
Kollarını açtı ve karşıma geçti. Aslı ve Enes, Ayla ile Mert oynuyordu. Geç saate kadar oynamıştık. Sonra bizimkiler evlerine gidecekti ama abim bırakacaktı.
"Ben de geleceğim." dedim. Başını salladı ve hep beraber arabaya bindik. Biraz sıkışmıştık ama umursamadık. Arabada bile şarkı dinliyorduk.
Önce Mert ve Enes'i bıraktık. Sonra kızları. Yolda çok susadığım için su almaya markete girmiştik. "Eve kadar bekleyemedin değil mi?" dedi.
Arkasından ben de girdim markete. "Susadım ya!" dedim. Bir şey demeden suyu aldı ve kasaya gitti. Ben telefonum ile ilgilenirken bağırma sesi ile abime döndüm. Kasadaki çocuğu dövüyordu!
"Abi ya!" dedim ve elini tutmaya çalıştım. Ama o kadar güçlüydü ki tutamıyorum. Çevrede ki bazı kişilerde yardım etti ve abimi çocuğun üzerinden aldık.
"Ona bakan gözlerini deşerim!" dedi. Çocuk ağzındaki kanı tükürdü ve pis pis sırıttı. "Her oğlanın güzel kızlara alerjisi vardır. Senin ki fazla güzel." dedi ve bacaklarıma arsız bir şekilde baktı. Şort giyen aklıma ben...
Abim tekrar üzerine atlayacakken ben bağırdım. "Yeter!" dedim ve sıkıca sarıldım.
Bana baktı ve derin bir nefes aldı. Elimi tuttu ve marketten çıkardı. Elimi çok sıkıyordu. "Elim acıyor!" dedim.
"Bir daha şort giymek yok!" dedi bağırarak. Elimi sertçe elinden çekim ve onu ittirdim. "Kimsin sen lan! Sanane, istediğimi giyerim. Ne ilgilendiriyor seni? Önceden bu kadar karışmıyordun, şimdi ne değişti Yiğit!" dedim. Çok sinirlendiğimde ona ismi ile seslenirdim, ve şu an sinirimin haddi hesabı yoktu.
"Kıskanıyorum, oldu mu? Köpek gibi kıskanıyorum Deniz! Dayanamıyorum sana öyle bakmalarına." dedi ve arkasını dönüp gitti.
Yiğit, beni kıskanıyordu?
Yiğit, Deniz'i kıskanıyor. (Mu?)
Çocuğumun abilik duygusu kabardı belki, hemen yanlış yola çekmeyin.
Bölüm nasıldı?
Sizleri seviyorum. 💕
İnstagram; kuzen_wattpad

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZEN
Humor04.11.2020 Macera #1 02.11.2020 Kaos #1 05.11.2020 Heyecan #10 15.11.2020 Franciscolachowiski #1 20.11.2020 barbarapalvin #2 ***** "Nasıl sen bana bir şey yapmazsın? Bugün gün boyu benim canımı çıkardın yine de bir şey demedim sana! Git annemi ara...