23.BÖLÜM

3.3K 166 13
                                    

Olduğum yerde öylece kalmıştım. Sadece ağlıyordum. Elimden başka bir şey gelmiyordu. Ona bir şey olmasın! Neden kaçtın Gözde, neden?

"Güzelim, toparla kendini. Yetimhaneye gidelim." dedi Yiğit. Başımı salladım ve ayağa kalktım. Hemen arabanın şoför koltuğuna oturdum. Bana önce şaşkınca baktı sonra yan tarafa oturdu. Hiç bir şey demeden hızla yola koyuldum.

Arabayı çok hızlı kullanıyordum. Ama arkadan gelen korna sesleri umrumda bile değildi. Tek umrumda olan kişi, Gözde'ydi. Neden kaçar bu çocuk? Aklım almıyor!

Yetimhanenin önüne gelince hızla indim. Hemen Dilek ablanın odasına çıktım. Polisler vardı. "Olay nasıl oldu?" Sesim çok sert çıkıyordu. Çok sinirliyim.

"Sen Gözde'yi bıraktıktan bir saat sonra Ziya bey geldi. Bu sefer, her defasında durduğundan biraz fazla durmuştu. O gittikten bir süre sonra Gözde'ye bakmak için odasına gittim. Ama yoktu." dedi. Ziya, Gözde'yi ziyarete geliyordu, ama benim şimdi haberim oluyordu!

"Abla! O adamın geldiğinden benim neden haberim yok!?" Çok sinirlenmiştim. Ziya dediği şerefsiz, Gözde'nin babasıydı. Gözde'nin annesi doğumda ölmüştü. O babası olacak pislik annesine çok şiddet göstermişti. Gözde'nin doğumu bile ani şekilde gelişmişti. Annesi doğumdan sonra o kadar yediği dayağa, dayanamamış ölmüştü. Bunların hepsini biliyordum. İlk Gözde'yi gördüğümde her şeyi araştırmıştım.

"Deniz, çok ısrar etti. Pişmanım dedi. Ben de çıkarmamak şartıyla kabul ettim." dedi. Sinirle ofladım ve elimi saçıma atıp bağlı olan saçımı çözdüm. Başımı ağrıyordu ve mantıklı düşünüyorum.

Yiğit, polisler ile konuşuyordu. Telefonum çalınca hemen cevapladım. Tanımadığım bir numara arıyordu.

"Kimsin?" Şu an çok sinirliydim ve kibar olacak halim yoktu.

"Kibar olabilirsin biraz daha Deniz!" dedi. Sesinden anladığım kadarı ile baya büyük biriydi. Kim lan bu?

"Kimsiniz dedim?"

"Ziya Saygın." dedi. Gözlerimi kapattım ve dışarı çıktım. Polisin duyamasına gerek yoktu. Bu adamı biraz olsun tanıyorsam, hiç çekinmez Gözde'ye zarar verirdi.

"Ne istiyorsun şerefsiz! Gözde'ye inşallah bir şey olmamıştır!" dedim. Sakin olmaya özen gösteriyorum. Onun amacı buydu, beni sinirlendirip düzgün düşünmemi engelleyecekti. 

"Kendi kızıma zarar verecek kadar kötü değilim." dedi. Ama ardından attığı kahkaha hiç öyle göstermiyordu.

"Gözde'yi nasıl kaçırırsın lan!" dedim sinirle. Telefonu çok sıkıyordum ve ellerim beyazlamıştı. Biraz fazla bağırdığım için etrafıma baktım. Kimsenin beni fark etmediğine kanaât getirince önüme döndüm.

"Ben kaçırmadım. Bana kendi isteği ile geldi." Allah bilir ona ne demişti, ya da ne ile tehtit etmişti küçücük çocuğu.

"Ne ile tehtit ettin?" dedim. Sakin ol Deniz!

"Tehtit etmedim. Sadece minik bir yalan söyledim..." dedi. Sonra kahakaha attı ve devam etti. "Annen ölmedi ve seni istiyor, dedim." Ağzım açık bir şekilde kalmıştım. Gözde annesine çok düşkündü. Olmayan annesini, rüyalarında gördüğü kadın yapmıştı. Bu adam, bu kadar acımasız olamazdı. Gözde, ne anlardı yalandan?

"Adı şerefsizsin! Lan minicik çocuğa, kendi çocuğuna üstelik..."

"Senin bana sövmeni dinlemek isterdim, ama işlerim var. Gözde'nin sesini son kez duy diye aradım."

Son kez duy...

Dolan gözlerim ile havaya baktım. Ağlamayacağım ve Gözde'yi ne olursa olsun, o adamın elinden alacağım.

KUZENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin